Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
SORU
Arkadaslar geçenlerde inançlarinda bazi problemlei olan arkadas ile söyle bi konuyu tartistis. Peygambe efendimiz (sav) hz ayse ile evlendiGine hz Ayse 9 yasinda imis. Bu çok küçük bir yas deGil mi .Yiliiar öne de hz hatice ile evlendiGinde hz hatice 40 yasinda idi. EGer 9 normal ise o döneme göre 40 anormal. 40 normal ie o döenme göre 9 çok anomal bir yas. (diye üsünüyordu kendisi) HEr ne kadar bilgilerim doGrultusunda aydinlatmaya çalissam da neden niye leri hiç bitmedi tatmin olmai. Bu konuda bana yardimci olabilir misiniz
kardesim hzaise validemizin evlilik yasi hakkinda tam ve kesin bir bilgi yoktur
ekseri rivayetler küçük oldugunu gösterir .ama hepimizinde bildigi gibi peygamberimizin evlenmesinin en bastaki sebeblerinden biri kadinlar vasitasiyla islami yaymakdir.bence konu peygamberimiz olunca ne 9 yas anormal nede 40 yas .
TABiKi O SÖYLEDiGiNiZE KATiLiYORUM. zATEN KENDiNi iSLAMiYETE TAM TESLiM ETMis YADA ETMEYE ÇALisAN iNSANLARDA BÖYLE TEREDDÜTE DÜsMEK GiBi BiR DURUM SÖZ KONUSU DEGiLDiR. AMA NiYETi SiRF KARsiSiNDAKi iNSANi CEVAP VERMEK KONUSUNDA ZOR DURUMA BiRAKMAK iSTEMEYEN FAKAT BEYNiNDEKi SORU CEVAPLARLA BiR YERE ULAsMAYA ÇALisAN iNSANLARA D AYRDiMCi OLMAMiZ GEREKiYO BENCE. çÜNKÜ TEBLiG TÜM MÜSLÜMANLARiN GÖREVi. EGERKi BiR iNSANA PEYGAMBERiMiZ YAPiYOSA DOGRUUR DEDiGiMiZ ZAMAN ONUN iÇiN TATMiN EDiCi Bi CVP DEGiLSE (BU iNANÇLARiNiN TAM OLARAK OTURMAMis OLMAiSiNDAN KAYNAKLANiYORDUR BÜYÜK iHTiMALLE) ONA DOGRU BiLGiLER isiGiNDA ONUN ANLAYACAGi sEKiLDE KONUsARAK CEVAP VERMEK GEREKiR DiYE DÜsÜNÜYORUM. KONUYA iLGiLi OLUGUNUZ iÇiN ALLAH RAZi OLSUN
YAPTiGi HER isTE BiR HiKMET OLAN,HER sEYi ALLAHiN iZNi iLE YAPAN,ALEMLERiN KENDi HÜRMETiNE YARATiLDiGi (siMDi BURADA PEYGAMBERiMiZiN BÜYÜKLÜGÜNÜ ANLATMAYA MUKTEDiR OLAMAM)
BU SORUYU SORAN KisiNiN iNANDiGi YARATANiN KiTABiNDA ÖVGÜYLE BAHSETTiGi iNSANi SORGULAMAYA Mi KALKiYO? ACiZLiGiNE GÜNAHKARLiGiNA HiÇ BAKMADAN.ALLAH iSLAH ETSiN ONU.BÖYLELERiNDEN DE BiZi UZAK ETSiN............ ;D ;D ;D
PeygamberliGin gelisinden on yil sonra, 50 yasindayken esi Hz. Hatice’yi kaybeden peygamberimiz (asm.) kendisine hem ev isleri ve çocuklarinin bakiminda yardimci olacak, hem de isl
Orjinal olarak yazan hulyaend
Arkadaslar geçenlerde inançlarinda bazi problemlei olan arkadas ile söyle bi konuyu tartistis. Peygambe efendimiz (sav) hz ayse ile evlendiGine hz Ayse 9 yasinda imis. Bu çok küçük bir yas deGil mi .Yiliiar öne de hz hatice ile evlendiGinde hz hatice 40 yasinda idi. EGer 9 normal ise o döneme göre 40 anormal. 40 normal ie o döenme göre 9 çok anomal bir yas. (diye üsünüyordu kendisi) HEr ne kadar bilgilerim doGrultusunda aydinlatmaya çalissam da neden niye leri hiç bitmedi tatmin olmai. Bu konuda bana yardimci olabilir misiniz
Kirk yasimdaki bir hanim ile evlenmesi nasil normal ise dokuz yasindaki birisi ile evlenmesi o kadar normaldir.o allahin rasülüdür.allah nasil razi olacaksa öyle yapmistir.Kur
zaten bunu soran kisi acaba normalmi yoksa anormalmi evvela onu incelemek lazim diye düsünüyorum
Allah razi olsun.
daha cok ateist cevrelerce ve misyonerlerce insanlarin beyinlerine farkli düsünceler sokmak icin kullanilan bir konu bu. Bu konuda cesitli rivayetler bulunmakta. Bunu anlayamiyacak kisiler icin learner kardesimizin söyledigi sekilde bir mantiksal yorum getirilebilir. Ancak kayanin icinden cikmis deveyi gördügü halde küfründe inat edenler bunu anlattigimizda geriye mi dönecegini saniyoruz..
rabbim hidayet verir insaallah.
ne olursa olsun gönlümüzdeki deGismez ALLAH'iN izniyle fakat learn kardesin yazdiklarini hiç duymamistim.selametle
Orjinal olarak yazan asya???
YAPTiGi HER isTE BiR HiKMET OLAN,HER sEYi ALLAHiN iZNi iLE YAPAN,ALEMLERiN KENDi HÜRMETiNE YARATiLDiGi (siMDi BURADA PEYGAMBERiMiZiN BÜYÜKLÜGÜNÜ ANLATMAYA MUKTEDiR OLAMAM)
BU SORUYU SORAN KisiNiN iNANDiGi YARATANiN KiTABiNDA ÖVGÜYLE BAHSETTiGi iNSANi SORGULAMAYA Mi KALKiYO? ACiZLiGiNE GÜNAHKARLiGiNA HiÇ BAKMADAN.ALLAH iSLAH ETSiN ONU.BÖYLELERiNDEN DE BiZi UZAK ETSiN............ ;D ;D ;D
DENiLDiGi GiBi BiZ ACLERiN DÜNYAYA GELMESiNE SEBEP OLAN O ZATi sAHANE HAKKiNDA ZERRE MiKTARi YANLis DÜsÜNCEDEN HZ ALLAH MUHAFAZA BUYURSUN ZATEN iLLA ODÜsÜNCEDE OLAN iNSANLAR KENDi DELiLLERiNi ÇÜRÜTTÜKTENSONRA iSYAKARLARGiBi DÜsÜNCELERiNDE iSRAR EDiYORLARSA ONLARA AYETi KERiMEDEKi GiBi " ve ibadürrahmenüllezine yemsüne alel arzi hevnen VEiZE HADABE HÜMÜL CAHiLUNE GALÜÜ SELAME.
SELAMETLE....
Önce Selam Sonra Kelam Dusturuyla S.A. Peygamber efendimiz Hz.Aise Annemizle kucuk Yasta Evlendigi Dogrudur fakat arab kizlari arabistanin havasindan dolayi çabuk buyuyorlar bizim 17,18 yasimizdaki kizlar onlarin 10,11 yaslarindaki kizlari mukabil geliyor..Peygamber Efendimizin sadece Hz.Hatice Annemizi severek evlenmis diger annelerimiz ile ise kadinlarin ozel durumlarda neler yapmasi gerektigini ogretmek icin evlenmistir.........A.E.O.
Peygamber Efendimizin (S.A.V.) yaptiGi hiçbir seyde yanlislik yoktur......
Bunu kimse yarGilayamaz, Süphe edemez.
Akli basinda olan kimse bunu sorgulamayi aklina bile getirmez. Yaratilma sebebi, Cennetler müjdecisi, Güzel ahlak sultani Muhammed Mustafayi bi yanlislikla, ahlaksizlikla yargilayamaz ;D
Evliliklerinde Allah C.C. ün emri ve islam savasinin gerekleri gizlidir...
A.E.O. S.A.
Öncelikle Hz. ÂISE (r.a.) Annemizi Tanıyalım Ne Dersiniz ?
Hz. ÂISE (r.a.)
Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ilk iman eden onun en sadik arkadasi Hz. Ebu Bekr es-Siddîk'in kizi ve Hz. Peygamber'in zevcesi. Hicret'ten dokuz veya on sene önce Mekke-i Mükerreme'de dogdu. Annesi Ümmi Rûmân binti Âmir ibn Umeyr'dir. Hz. Âise çok küçük yasta müslüman olmustur.
Resulullah, ilk zevcesi Hatîcetü'lKübrâ hayatta iken baska bir kadinla evlenmemisti. Onun vefatindan sonra bir süre daha evlenmedi. Resulullah, Hatice (r.a.)'in ölümüne çok üzüldü. Osman ibn Maz'un'un hanimi Havle binti Hakim, Resulullah'a gelerek Ebu Bekr es-Siddîk'in kizi Âise ile evlenmesini teklif etti. Sonra da Resulullah adina Ebu Bekr'e giderek kizi Âise'yi istedi.
Hz. Âise'nin Resulullah'a nikâhlanmasi Hicret'ten iki veya üç sene önce oldu. Kaynaklar, bu nikâhlanma sirasinda Hz. Âise'nin yasinin küçük oldugunu kaydetmektedir. Nikâhin kiyilmasindan iki yil kadar zaman geçtikten sonra zifâf vukû bulmustur. Hz. Âise'nin o zaman dokuz veya on bir yasinda oldugu rivayet edilmektedir. Bu rivayetleri bazi tarihçiler cerhetmekte ve Âise validemizin evlendikleri zaman daha büyük oldugunu ileri sürmektedirler. Âise validemizden rivayet edilen bir hadiste, Hz. Cebrâil Âise'nin resmini ipek bir hirka içinde Resulullah'a getirmis ve "Bu, senin dünya ve ahirette zevcendir." demisti. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bâkire olarak nikâhladiklari tek zevcesi vâlidemiz Hz. Âise'dir. Resulullah onu çok severdi. Ona 'Hümeyra' lâkabini vermis ve: "Dininizin yarisini bu Hümeyra'dan aliniz" buyurmuslardir. Hazret-i Âise, Medine'de Peygamberimizin muharebelerine katildi ve diger sahâbe hanimlari gibi harpte yaralilarin tedavisiyle bizzat mesgul oldu. Uhud gazâsinda sirtinda su ve yiyecek tasiyip yardim için Peygamber Efendimizin hep yaninda kalmisti. Hatta, peygamberimizin Uhud'da müsriklerin taslariyla yaralanan mübarek yüzlerine, hasir yakip, külünü basarak kanlarinin durmasini saglamisti. Hz. Âise bir ara Uhud'da kiliçla cepheye gitmek istemisse de, Resulullah buna müsaade etmemistir.
Âise 14-15 yaslarinda iken Benu Mustalik (Müreysi') gazâsina Resulullah'la beraber katildi. Gazâ dönüsü tuvalet için geride kalmasi yüzünden iftiraya ugradi; savasa ganimet için katilan münafiklar Hz. Âise'nin, gecikmesi sebebiyle, kâfilenin ardindan yaninda Ashabtan Safvan ile birlikte geldigini görünce bunu kötü sözlerle ve çirkin bir sekilde yorumladilar. Yolda bu dedikodulara bazi müslümanlar da karisinca Hz. Âise çok üzüldü; Medine'ye gelince hastalandi. iftira, dedikodu etrafa yayilmisti. Atesi yükselerek yataga düstü. Bu arada kendisini fazla aramayan Rasûlullah'tan izin isteyerek babasi Ebû Bekir'in evine gitti. Orada bir müddet kaldi; sabirla bekledi. Bu arada Rasûlullah diger hanimlarina ve sahâbeden en yakinlarina Âise'nin durumunun ne olabilecegini sordu. Hepsi de Hz. Âise'nin temiz ve suçsuz oldugunu söylediler; "Peygamberini fenaliklardan koruyan Cenâb-i Hak, size böyle bir seyi revâ görmez, sabreyleyin" dediler.
Aradan bir ay gibi uzun bir zaman geçinceye kadar danismalarini sabirla sürdüren Resulullah, sonunda Hz. Ebû Bekir'in evine ugradi. Hz. Âise'yi, anne, babasi ve sahâbeden bir hanimla aglar buldu: "Ya Âise, senin için bana söyle söyle söylediler. Eger sen, dedikleri gibi degilsen; Allah'u Teâlâ yakinda senin dogrulugunu tasdik eder. Eger bir günah islediysen, tövbe ve istigfar eyle! Allah'u Teâlâ, günahina tövbe edenlerin tövbesini kabul eder. " buyurdular. Resulullah'in mübarek sesini isitince aglamayi kesen Hz. Âise babasina bakip cevap vermesini istedi. Hz. Ebû Bekir ve Âise'nin annesi böyle söylentilere ve dedi-kodu yapanlara sadece sasirdiklarini söylediler. Hz. Âise ise: "Allah'u Teâlâ'ya yemin ederim ki kulaginiza gelen lâflarin hepsi yalandir, iftiradir, Allah biliyor ki benim bir seyden haberim yoktur. Yapmadigim bir seye evet dedigimde kendime iftira etmis olurum. Sabretmek iyidir. Onlarin söyledigi sey için Allah'u Teâlâ'dan yardim bekliyorum." dedi. Günahsiz oldugundan, kalbinin temizligi ile ve kendinden emin olarak bekledi .
Bu sirada Hz. Peygamber (s.a.s.)'in yüzünde vahiy alâmetleri belirdi. Hz. Ebû Bekir, Resulullah'in basinin altina bir yastik koyup üzerine çarsaf örterek beklediler. Vahiy tamamlaninca Resulullah terlemis yüzünü örtünün altindan kaldirarak: "Müjdeler olsun sana ey Âise! Allah'u Teâlâ seni temize çikardi. Senin pak olduguna sahit oldu." deyip Kur'an'daki Nûr Suresinden, o an nazil olunan 10 ayeti okudu. Hz. Ebû Bekir hemen kalkip kizi Âise'yi basindan öptü, "Kalk, Resulullah'a tesekkür et." dedi. Kendisi için ayet inecegini aklindan geçirmeyen Âise saskinlik içinde: "Hayir kalkmam baba vallahi kalkmam. Allah'u Teâlâ'dan baskasina sükretmem. Çünkü Rabbim beni Ayet-i Kerîme ile methetti." dedi. Ama, çok sevindi. iftirada bulunanlar zamanla hakîr ve zelîl oldular.
Peygamberimiz (s.a.s.) 632 senesinde hastalaninca son gününü Hz. Âise validemizin evinde geçirdi. Rebiü'levvel ayinin onikinci pazartesi günü ögleden önce mübarek basi, Hz. Âise validemizin gögsüne yaslanmis oldugu halde vefat etti. Resulullah'in vefatindan sonra Ashâb-i Kirâm, Hz. Aise validemize müminlerin annesi adini vererek, ona büyük hürmet göstermislerdir. Hz. Âise de, sahâbe içinde, kirk yila yakin bir müddet daha yasamis ve pek çok hadis rivayet etmistir.
Hz. Âise'nin bu son kirk yillik hayatindaki en önemli olay; Cemel Vak'asi'dir. Hz. Osman'in karisiklik çikaran entrikaci asiler tarafindan sehid edilmesinden sonra halîfe olan Hz. Ali, katilleri bulmak ve kisas yapmak hususunda günün sartlari geregi olarak sabirla hareket etmeyi uygun bulmustu. Bu yumusak davranistan yüz bulan asiler taskinliklarini artirarak fenaliklarina devam ettiler.
Durum böyle endise verici bir hâl alinca Ashâb-i Kiram'in büyüklerinden bir kismi (Talha, Zübeyr...) Mekke'ye giderek o sirada hac için orada bulunan Hz. Âise'yi ziyaret edip, olaylara el koymasini ve kendilerine yardimci olmasini istediler. Hz. Âise de; acele etmemelerini, sabirla bir köseye çekilip Hz. Ali'ye yardimci olmalarini tavsiye etti. Ashâb-i Kirâm'in büyükleri de Hz. Âise'nin tavsiyesine uyarak, askerleriyle Irak ve Basra'ya gitmeyi uygun gördüler. Hz. Âise'ye de: "Ortalik düzelinceye ve halifeye kavusuncaya kadar bizimle beraber bulun, bize destek ol, çünkü sen müslümanlarin annesi ve Resulullah'in muhterem zevcesisin, herkes seni sayar dediler. Hz. Âise de, müslümanlarin rahat etmesi ve Ashâb-i Kirâm'in korunmasi için onlarla birlikte Basra'ya hareket etti. Bu gidisi asiler, Hz. Ali'ye baska türlü anlattilar. Bu arada Hz. Ali'yi de zorlayarak Basra'ya gitmesini sagladilar. Hz. Ali de Basra'ya gelince Hz. Âise'ye bir haberci yollayarak, olaylar ve yolculugu hakkindaki düsüncelerini sordu. Hz. Âise, fitneyi önlemek ve sulhu saglamak için Basra'ya geldigini; öncelikle katillerin yakalanmasini istediklerini halife Hz. Ali'ye bildirdi. Bu görüsü Hz. Ali de uygun bularak sevindi. Memnun olan her iki taraf üç gün sonra birlesmeyi kararlastirdilar.
Bu baris haberini ve memnunlugu isiten münafiklar birlesmeye engel olmak için, gece karanlik basinca, her iki tarafa da ayri ayri askerlerle saldirdilar. Taraflara da: "Bakin, karsinizdakiler sözünde durmadi" deyip bu gece baskini ile ortaligi karistirdilar. Karanlikta neye ugradiklarini bilemeyen müslümanlar harb etmeye basladilar. Her iki taraf da karsisindakini suçluyordu. iste bu iki müslüman grup arasinda meydana gelen çatismaya Cemel vak'asi denir.
Bu vak'ada Hz. Aise'nin ictihadi Hz. Ali'nin ictihadina uymamisti. Buna ragmen galib olan Hz. Ali, müminlere anneligi Kur'an-i Kerim ayeti ile sabit olan Hz. Aise'ye ikram ve izzette bulundu. "Ali'yi sevmek imandandir." hadisini haber veren Hz. Âise de Hz. Ali'yi çok severdi. Daha sonra Hz. Ali'nin sehâdetine üzüldü ve çok agladi. Çünkü, sahâbiler birbirlerini çok severlerdi.
Hayatinin son devrelerini müctehid olarak bilhassa kadinlara mahsus hallere dair fikhî hükümlerde fetvalar vererek geçirdi. 676 yilinda Medine-i Münevvere'de vefat etti. Cenazesini Ashâbtan Ebû Hureyre (r.a.) kildirdi. Vasiyyeti üzerine Medine'de el-Bakî' kabristanina defnedildi. Küçük yaslarda iken Âise'nin egitim ve ögretimiyle bizzat babasi Hz. Ebû Bekir (r.a.) ilgilenmistir. Bütün müminlerin annesi olan Âise validemiz daha küçük yaslarda iken okuma yazma ögrenmis, zekâsi ve kabiliyeti ile etrafinin dikkatini çekmistir. Ögrendiklerini unutmaz, ezbere tekrar ederdi. Hafizasi çok kuvvetli idi. Akilli, zeki, âlime, edibe, iffet sahibi bir hanim idi. Pek çok konulari siirle anlatan sanatkârca bir ifadeye sahipti. Ashâb, karakter ve hâfizasina güvendikleri ayet-i kerime ile övüldügünü bildikleri için birçok meseleyi ondan sorar ve ögrenirlerdi.
Hz. Âise vâlidemiz babasi Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, Hz. Osman'in hilâfetleri zamaninda Hz. Peygamber'den isittiklerini müslümanlara anlatti. Devamli oruç tutar ve daima gece namazi kilardi. Hz. Âise fikih ve ictihadda keskin, kuvvetli görüse sahiptir. Fikih ilminin kurucularindan sayilir. Devrinin üstün âlimlerinden ve Fukahâ-i Seb'a*dandir.
Hz. Âise, güzel ahlâkli, merhamet dolu, cömert ve ibadete düskün, çok zeki bir sahâbiydi. Hepsinin basinda en mümtaz vasfi ise islâm'a ve ilme olan büyük hizmeti idi. Müslüman bilginler arasinda yaygin bir rivayete göre fikih ve dinî ilimlerin dörtte birini Hz. Âise nakletmistir.
Ebû Mûsa el-Es'ârî: "Bizler, müskül bir mesele ile karsilastigimizda gider Hz. Âise'ye sorardik." demistir.
Abdurrahman b. Avf'in oglu Ebû Seleme: Resulullah'in sünnetini Hz. Âise'den daha iyi bilen; dinde derinlesmis, Ayet-i Kerîme'lere bu derece vâkif ve sebeb-i nüzulleri bilen, ferâiz ilminde mâhir bir kimseyi görmedim." demistir.
Hakkinda imam Zührî: "Eger zamaninin bütün âlimlerinin ve peygamberimizin diger zevcelerinin ilmi bir araya toplansa, Hz. Âise'nin ilmi yine daha agir basardi" derdi.
Atâ b. Ebî Rebâh; "Hz. Âise, ashâb içinde en çok fikih bilen, isabetli rey bakimindan en ileri gelen bir kimse idi." demistir.
Tabiinden Mesruk; "Allah'a yemin ederim ki, Ashâb-i Kirâm'in ileri gelenlerden bir çogu gelir Hz. Âise'den Ferâiz'e ait sorular sorar ve ögrenirlerdi." demistir.
Hz. Âise Peygamberimizden ikibinikiyüzon hadîs rivayet etmistir. Kendisinden de Ashâb ve Tabiin'den bir çok kimse hadîs nakletmislerdir. Sahih hadis kitaplari Hz. Âise'nin fetvalari ile doludur. Ahmet b. Hanbel Müsned adli eserinde de Âise'nin rivayet ettigi hadislerinden uzun uzun bahseder .
Hz. Âise'nin naklettigi hadislerden bazilari:
"Ey Âise, Allah, kullarina lutf ile muamele edicidir. Her iste yumusak davranilmasini sever."
"Her gün yirmi kere ölümü düsünen kimse, sehidlerin derecesini bulur"
"Resul-i Ekrem (s.a.s.) 'in en ziyade hoslandigi ibadet, devamli olani idi, az olsa bile."
"Sekir (sarhosluk) veren her içki haramdir. "
Hazret-i Peygamber (s.a.s.) söyle buyurmustur: "Cebrâil hiç durmaz komsu hakkina hürmet olunmasini bana tavsiye ederdi. Hatta ben yakinda komsuyu mirasçi kilacak sandim. "
Kaynak: Samil Islam ansiklopedisi
SELAM SAYGI HURMET VE DUA ILE...
SELAMUN ALEYKUM VE RAHMETULLAH VE BERAKATUHU...
ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN.
ISTANBUL'DAN KUCAKLAR DOLUSU, GONULLER DOLUSU DUALAR SIZINLE OLSUN. BU GARIBAN DUA YA MUHTAC OLAN INSANA DA DUA ETMEYI UNUTMAYIN.