Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Ah! Çocuk

Mutluluklar pazarlarda alinip satilir oldu. Betonlasti gözyaslari, yürekler katilasti. Kimse kimseyi sevmiyor, kimse kimseye acimiyor, yanmiyor. Güzellikler bile parayla alinip satiliyor artik. Namussuzlar çoGaldikça namuslular azaldi. Makamlar büyüdükçe beyinler küçüldü. Herkes firsattan istifade edip cebini sisirmeye çalisiyor, yetimin, yoksulun kakkina tecavüz ediyor. Gözlerde günesin sicakliGi, vicdanlarda doGruluGun akliGi kalmadi çocuk. Yürekler gibi gözlerde kirlendi. Sevinçlerimizi, siirlerimizi, kitaplarimizi yok ettiler, alip götürdüler bizden uzaklara insani duygularimizi. TopraGimiz küs simdi bize, Gögümüz de küs. Bilmem ki nasil anlatilir sahtekarliGin, cüzdanin ve vicdanin kirlenmisliGi bir ülkede . Erdemin, fazilletin, sevginin ve dostluGun çürümüslüGü.

Gökyüzü hepimizin deGil mi? ya yeryüzü. Neden vicdanlari gibi gökyüzünüde, yeryüzünüde kirletirler çocuk. DoGaya, insana, kusa, çiçeGe, emeGe bu düsmanlik niye... Bilmezlermi ki, bunlari sevmekle baslar yasam. Bu kin, nefret ve düsmanlikla nereye varacak dünyamiz. Bunlar sevmeyi bilir mi çocuk? zerre kadar bir vicdan tasimislar mi yüreklerinde?
Hayatta hiç sevmisler mi bir irmaGin türküsünü? Gümbürtüsünü bir ormanin durup dinlemisler mi? bir pinarin akisini, yaGmurun yaGisini?. Bir türkünün, bir siirin güzelliGini, bir dostluGun ve sevdanin sicakliGini yasamislar mi hiç? Gülümsemisler mi çocuklara bahar gülleri gibi, oksamislarmi saçini bir öksüzün. Vurmuslar mi sesini daGlara, çaGlayanlara? Oturup aGlamislar mi yavrusu vurulmus bir cerenin acisina. Duymuslar mi oGlu mahpus bir ananin feryadini yüreklerinde...

Yalvarma güzel çocuk, dillerini utandirma. Utandirma dillerini, dillerin ki daG yelidir senin; Pinarlarin sesi, kuslarin ötüsüdür. Bükme boynunu gözlerini utandirma, gözlerin gökyüzüdür senin, mavi gülüslü bir çiçek. Yalvarma çocuk; sesini utandirma. Gülün kokusudur sesin; rüzgarin nefesi, irmaGin türküsüdür. Yalvarma çocuk; ellerini utandirma. Yokluk, yoksulluk kötü bilirim. Umudu, sevinci, onuru utandirma. En güzel senin ellerindir çocuk ekmeGi tutan, suya uzanan.

Ey çocuk yoksulluGunu öfkeli bir biçak gibi tasi yüzünde ama yalvarma, utandirma yüzünü. Utancini ve hincini günesin sarisi gibi yüreGinde sakla. Unutma seni aGlatanlari. Unutma utanmasi gerekenleri ama sen aGlama, utandirma gözyaslarini. Ask için aGla, dostluk ve sevgi için. Ama yoksulluGun için aGlama, yalvarma, utandirma gözyaslarini çocuk. Birak dereler aGlasin senin yerine, rüzgarlar, pinarlar aGlasin ama sen aGlama. Deli taylar gibi sev yasami, aski sevgiyi ve umudu. Yüzün her kosulda onuru, öfkeyi, sevinci, direnci tasisin; Yilginlik, bezginlik olmasin. Yeri geldiGinde sormalisin yoksulluGun hesabini..

Elimden tut ey çocuk; utandirma ellerini. Tut elimden günese yürüyelim, sevince, umuda, neseye yürüyelim. Tutki günes doGsun, serçeler sevinsin. Zulümler, karanliklar çekilsin üstümüzden. Tut ki tomurcuklar açsin, büyüsün çocuklar, serceler ucsun, tohumlar ekilsin, yesersin umutlar. Bir demet isik saçilsin dünyaya, kapilar açilsin, kalmasin esaret, ezilmislik, açlik. Kimse kimseye avuç açmasin, çocuklar aGlamasin, utanmasin analar, babalar yoksulluktan yokluktan.

Ah çocuk!
vakitsiz açan ,bir çicçek tarlasi gibi yüreGin
beyaz kardelenler, sari papatyalar
bükmüs boyunlarini ip - ince boynundan
günese bakiyorlar...

her iç çekiste
dünyanin bütün çiçekleri kanamada
bütün kuslari havalanmada
umudun evi yok, sevincin adresi
neylersin çocuk...

ah çocuk!
vereceksen, rüzgarlara ver sesini, tomurcuklara
bahari mustulasin yarinlara

mümkünü yok artik, gittiGim her yere
soluk yüzünü tasiyacaGim
ve seni her düsündüGümde
çaGimin utancini yasayacaGim ah! çocuk

Ellerinize ve yüreginize saglik çok güzel bir yazsi ve siir paylastiniz

ELLERiNE SAGLiK COK GÜZEL OLMUs...ALLAH RAZi OLSUN

Mutluluklar pazarlarda alinip satilir oldu. Betonlasti gözyaslari, yürekler katilasti. Kimse kimseyi sevmiyor, kimse kimseye acimiyor, yanmiyor. Güzellikler bile parayla alinip satiliyor artik. Namussuzlar çoGaldikça namuslular azaldi. Makamlar büyüdükçe beyinler küçüldü. Herkes firsattan istifade edip cebini sisirmeye çalisiyor, yetimin, yoksulun kakkina tecavüz ediyor. Gözlerde günesin sicakliGi, vicdanlarda doGruluGun akliGi kalmadi çocuk. Yürekler gibi gözlerde kirlendi. Sevinçlerimizi, siirlerimizi, kitaplarimizi yok ettiler, alip götürdüler bizden uzaklara insani duygularimizi. TopraGimiz küs simdi bize, Gögümüz de küs. Bilmem ki nasil anlatilir sahtekarliGin, cüzdanin ve vicdanin kirlenmisliGi bir ülkede . Erdemin, fazilletin, sevginin ve dostluGun çürümüslüGü.

Gökyüzü hepimizin deGil mi? ya yeryüzü. Neden vicdanlari gibi gökyüzünüde, yeryüzünüde kirletirler çocuk. DoGaya, insana, kusa, çiçeGe, emeGe bu düsmanlik niye... Bilmezlermi ki, bunlari sevmekle baslar yasam. Bu kin, nefret ve düsmanlikla nereye varacak dünyamiz. Bunlar sevmeyi bilir mi çocuk? zerre kadar bir vicdan tasimislar mi yüreklerinde?
Hayatta hiç sevmisler mi bir irmaGin türküsünü? Gümbürtüsünü bir ormanin durup dinlemisler mi? bir pinarin akisini, yaGmurun yaGisini?. Bir türkünün, bir siirin güzelliGini, bir dostluGun ve sevdanin sicakliGini yasamislar mi hiç? Gülümsemisler mi çocuklara bahar gülleri gibi, oksamislarmi saçini bir öksüzün. Vurmuslar mi sesini daGlara, çaGlayanlara? Oturup aGlamislar mi yavrusu vurulmus bir cerenin acisina. Duymuslar mi oGlu mahpus bir ananin feryadini yüreklerinde...

Yalvarma güzel çocuk, dillerini utandirma. Utandirma dillerini, dillerin ki daG yelidir senin; Pinarlarin sesi, kuslarin ötüsüdür. Bükme boynunu gözlerini utandirma, gözlerin gökyüzüdür senin, mavi gülüslü bir çiçek. Yalvarma çocuk; sesini utandirma. Gülün kokusudur sesin; rüzgarin nefesi, irmaGin türküsüdür. Yalvarma çocuk; ellerini utandirma. Yokluk, yoksulluk kötü bilirim. Umudu, sevinci, onuru utandirma. En güzel senin ellerindir çocuk ekmeGi tutan, suya uzanan.

Ey çocuk yoksulluGunu öfkeli bir biçak gibi tasi yüzünde ama yalvarma, utandirma yüzünü. Utancini ve hincini günesin sarisi gibi yüreGinde sakla. Unutma seni aGlatanlari. Unutma utanmasi gerekenleri ama sen aGlama, utandirma gözyaslarini. Ask için aGla, dostluk ve sevgi için. Ama yoksulluGun için aGlama, yalvarma, utandirma gözyaslarini çocuk. Birak dereler aGlasin senin yerine, rüzgarlar, pinarlar aGlasin ama sen aGlama. Deli taylar gibi sev yasami, aski sevgiyi ve umudu. Yüzün her kosulda onuru, öfkeyi, sevinci, direnci tasisin; Yilginlik, bezginlik olmasin. Yeri geldiGinde sormalisin yoksulluGun hesabini..

Elimden tut ey çocuk; utandirma ellerini. Tut elimden günese yürüyelim, sevince, umuda, neseye yürüyelim. Tutki günes doGsun, serçeler sevinsin. Zulümler, karanliklar çekilsin üstümüzden. Tut ki tomurcuklar açsin, büyüsün çocuklar, serceler ucsun, tohumlar ekilsin, yesersin umutlar. Bir demet isik saçilsin dünyaya, kapilar açilsin, kalmasin esaret, ezilmislik, açlik. Kimse kimseye avuç açmasin, çocuklar aGlamasin, utanmasin analar, babalar yoksulluktan yokluktan.

Ah çocuk!
vakitsiz açan ,bir çicçek tarlasi gibi yüreGin
beyaz kardelenler, sari papatyalar
bükmüs boyunlarini ip - ince boynundan
günese bakiyorlar...

her iç çekiste
dünyanin bütün çiçekleri kanamada
bütün kuslari havalanmada
umudun evi yok, sevincin adresi
neylersin çocuk...

ah çocuk!
vereceksen, rüzgarlara ver sesini, tomurcuklara
bahari mustulasin yarinlara

mümkünü yok artik, gittiGim her yere
soluk yüzünü tasiyacaGim
ve seni her düsündüGümde
çaGimin utancini yasayacaGim ah! çocuk


Der Post wurde 1 mal editiert, zuletzt von hdanisman am 01.12.2005 - 17:45


Aile ve Cocuk

MollaCami.Com