Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE

Necip Fazıl Kısakürek, “Demokrasi boş bir torbadır. İçine ne doldurursanız demokrasi o olur” diyor. Tam bize göre bir tanım. Çünkü kim neye karşı çıkmak istiyorsa demokrasi havariliği ile avaz avaz bağırıyor.

Millete küfreden “demokrasi var” diyor, vatanı bölen “demokratik haklarını kullandığını” söylüyor, dini değerlere iftiralarla, karalamalarla saldıranlar “demokratik hürriyetten” dem vuruyor. Yani her ne kadar rezil iş varsa demokrasi adına işleniyor.

Sevsinler böyle demokrasiyi…

Ama hiçbir devlet memuru bu demokrasinin değerlerinden yararlanamıyor. Konuşamıyor, yazamıyor, çizemiyor hatta düşünemiyor bile… Çünkü niyetli okuyucular, hemen devrin padişahının soytarılarına gammazlıyor “M” diyenin “Milliyetçilikten bahsetti öyleyse buraları dar edelim ona” yaklaşımı ile…

Bu demokrasi, başörtülülerin tepesinde, kıl ile asılı Demoklesin kılıcı gibi, Ülkücülerin kafasında celladın giyotini gibi, inandığı gibi yaşamak isteyen Müslüman-Türk evladının üzerinde bir karabasan gibi hazır duruyor.

Demokrasiden dem vuranlara bakıyorum da ya “bir eli yağda bir eli balda” olanlar ya da Türk ile problemi olanlar…

Ben hiç, kışın bile ayağına geçirecek ayakkabı bulamayan Melendiz’in dağlarındaki Anadolu evladının “nerede benim demokratik haklarım” diye feryat ettiğini duymadım. Ya da gönüllü olarak Cudi dağlarına gidip “memleketimin ha ekmeğini yemişim ha kurşununu” diyen yiğit delikanlının demokrasi havariliğine soyunduğunu görmedim hiç.

Hele hele ekmeğini taştan çıkaran, yazın tarlalarda kışın adı konmamış izbe mekanlarda evdeki çoluğuna çocuğuna bir ekmek götürmenin mücadelesini veren babanın “demokrasi yoksa ülke de olmasın” diye isyanına şahit olmadım hiç.

Tam tersine bütün onmaz yaralara rağmen bu kadirşinas insanlar “Allah devlete, millete zeval vermesin” demiş ve en zor anlarda bile memleketine isyan etmemiştir.

Ama bakıyorum “bu ülkede demokrasi yok” diyenlerin çoğunluğunu ağa babaları ve onların beslemeleri Bab-ı Ali şarlatanları oluşturuyor. Hem de bu güruh midelerindeki lağam çukurlarını boğazlarına kadar kusup ortalığı öyle bir velveleye veriyorlar ki zannedersiniz diri diri boğazlanıyorlar.

Sözüm ona mazlumların hakları adına demokrasi kahramanlığı yapan bu güruh aslında sadece servetine yeni servetler katma derdindedirler. Üstelik de bakıyorsunuz ki sözüm ona demokrat olan bu zevat değişik zamanlarda değişik maskeleriyle arz-ı endam ediyorlar piyasada…

Malum sözdür, “takke düştü kel göründü”. Artık iki değil iki yüz yüzünüzle, her ne kadar ar damarını kaybetmiş olsa da Türk milletinin feraseti ile suçüstü basıldınız. Çekin kanlı, kirli, pis ellerinizi bu milletin üstünden…

Demokrasi adına demokrasiyi katlettiğiniz yeter. Bu millet neyin ne olduğunu biliyor. Yani gölge etmeyin başka ihsan istemez.




-----------------------------------------------------------------------

BEN SEVDİMİ DESTAN..............

KIZDIMI KATLİYAM OLUR............


Serbest Kürsü

MollaCami.Com