Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Ömür uzatan formül

Uzun, sağlıklı ve sevimli bir ömür sürmenin formülü nihayet bulundu.
Eğer insanlar ilmen ispatlanmış olan bir veya birkaç tavsiyeye uyarlarsa, hem uzun ömürlü olacaklar, hem sağlıklı ve sevimli,

daha doğrusu oldukça hayırlı bir hayat sürmüş olacaklar.


ABD’de beş sene boyunca yapılan bir araştırmanın sonuçları yakınlarda açıklandı. Bu sonuçların ne olduğunu öğrenince, “İşte, Peygamber Efendimizin yeni bir mucizesi daha!” demekten kendimi alamadım.

Haberi Fransız haftalık Le Point dergisinde (22.11.2002) okur okumaz, hemen Allah’a şükrettim ve Peygamberimize salat ü selam gönderdim. Haberin başlığında “Uzun ömür istiyorsanız, yüce gönüllü olun!” deniliyordu. Devamında ise, Psychological Science adlı, sahasında uzman bir Amerikan dergisinde yakınlarda çıkan çok şaşırtıcı ilmî buluşa yer veriliyordu.

Yazılanları özetleyecek olursak: Bilim adamları 1000 yaşlı insanı denek olarak kullanıyorlar. Bu bin kişiden her birini beş sene boyunca her gün titizlikle takip ediyorlar. Ne yaptıklarını, kime telefon ettiklerini, kimlerle görüştüklerini, nasıl üslup kullandıklarını, ses tonlarını, yakınlarıyla, akrabalarıyla nasıl bir ilişkide bulunduklarını, kısacası her türlü huylarını bir bir inceliyor ve not ediyorlar. Sonuçta, bu kişiler içinde en güleryüzlü, en sevimli, kendisinden en çok hoşlanılan, yakınları, komşuları ve akrabalarınca en fazla hürmet ve sevgi gören, dolayısıyla en uzun yaşayanların, çevresine karşı âlicenap, hoşgörülü ve mütebessim davranan kimseler olduklarını belirliyorlar.

Dergideki sonuç yazısında, insan ömrünün uzunluğu ile çevresine iyilik yapmak arasında sıkı bir bağ bulunduğunun ilmen ispat edildiği ifade ediliyor.

Tabiî, siz okurlar bu satırları merakla gözden geçirirken Peygamber aleyhisselamın “Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzamasını isterse, eş ve dostlarını ziyaret etsin [ve onlara yardımcı olsun]” (Buhârî, Tirmizî) dediğini hemen hatırladınız.

Bir başka hadiste de, “Eşi dostu araştırıp soruşturma ve onlara yardımcı olma, akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır” (Buhârî, Tirmizî) denilir.

Yine sahih hadis kitaplarında şu hadisler de yer alır: “Yakınlarla güzel ilişki ve yardımlaşma, güzel ahlâk, başkalarıyla iyi geçinmek, beldeleri mamur, ömürleri uzun eder.”

“Yakınlarla görüşüp yardım etme, malda zenginliği, ailede sevgiyi, ömürde uzamayı artırır.”

Bu hadisleri ve yukarıdaki ilmî araştırmayı yan yana getirdiğimizde, bizler Hazreti Peygamber’in yeni bir mucizesiyle karşılaşmıyor muyuz?

Cemal Aydın

Binlerce şükür olsun Rabbimize ki bizi habibine ümmet eylemiş yol göstericimiz eylemiş... yazıklar olsun bize ki hadislere sarılmak için bilimin açıklamasını bekliyoruz :(

Allah Razı olsun kardeşim paylaşımın için... Rabbim habibinin yolundan ayırmasın, daim eylesin dareynde...

ALLAHA şükürler olsun ki böyle güzel bir dinimiz var. tüm insanlar er geç islamın ve onun getirdiklerinin doğruluğuna iman edecekler. ALLAHIMIZA ve onun yüce PEYGANBERİNE hamdu senalar olsun... ALLAH razı olsun kardeşim bizi bilgilendirdiğin için...
ALLAHIN selamı ve bereketi senin ve tüm inananların üzerine olsun selamın aleyküm...
SELAM VE DUA İLE

Yol göstericimiz kuran-ı kerimimizde herşey apaçık belli değil mi ki?
sonradan ortaya çıkarılan ve bilimin bulguları denilen biçok şeyin aslında yüce kitabımızda varolduğu bir gerçek değil midir ki?
hamdolsun alemlerin sahibi yüce rabbimize selatu selam olsun onun sevgilisi mübarek rasulümüze paylaşım için sağolun allah razı olsun
saygılar....

Kuranı Kerim zaten zengin bir kaynak vesselam. Boşuna Müslümanlardan çıkmamış ilim ve fen adamları önceden. Ama ingilizler Müslümanları tarihten vede Kuranı Kerimden uzaklaştırarak ilimden uzak cahil bir toplum konumuna itmek için büyük bir emek sarf ediyorlar. Allah onların şerrinden bizleri muhafaza etsin ve bizlerinde salihli amel sahibi olmamızı nasip eylesin inş.

selametle


"Mü'min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında, onu tövbe iğnesiyle yamayandır. Talihli kişi, tövbesi üzerine ölendir."(H.Ş)

Sevgili arkadşalar;

Meseleye biraz daha farklı bir zaviyeden bakmanın... Bilhassa iman esaslarımızın ana maddelerinden "kadere iman" ve "kaza"nın kısımları noktasından ele almanın, mevzuyu doğru vaz'etmemizi daha sıhhatli anlamamızı temin edeceği kanaatindeyim.

Neden?

Bir defa yazıda zikri geçen hadislerin maalesef tahrici yapılmamış, tetkiki hayli güç ve zaman alıcı... Ayrıca en önemlisi ve can alıcı noktası da; umumi manadaki o hadisleri bizim nasıl anlamamız lazım! Akaid-kelam müçtehitleri bunlardan hangi hükümleri istinbat etmişler? Bunları bilmemiz gerek. Çünkü "kader"de yazılanların tahakkuku anlamındaki "kaza"nın da kısımları var. Ömrün uzaması ve kısalması ile ilgili durum, şayet kaza-i muallaka yazılmışsa mümkündür... Yoksa kaza-i mübreme geçmiş hiçbir şey değişmez, değiştirilemez. Ayet-i kerimede ifade edilen, "ne bir an ileri, ne bir an geri alınır" hükmü bunu anlatır. Mesela kaza-i muallak'ta; Ahmed'in ömrü, eğer şu iyiliği ya da iyilikleri yaparsa 60 sene, değilse 50 sene olarak kayıtli ise ve günü geldiğinde Ahmed de o yazılanları yaparsa, ömrü 60 yıl olarak -değişmemek üzere- kaza-i mübreme geçer. Eğer bahis mevzuu iyilikleri yapmazsa, 50 sene olarak değişmez kayıt altına girer.

İşte bütün bu durumları dikkate aldığımızda meseleyi, "Akaid ve Fıkıh" bölümünde ayrıca kaleme almamızın isabetli olacağını düşündüm ve ilgilenenlerin, "Kader, Kaza ve İrade" başlığı altında daha önce hazırladığımız ve bugün siteye koyduğumuz yazıyı da, lütfedip okumalarını istirham ediyorum. Faydadan uzak olmayacağı inancındayım.

Link: http://www.mollacami.com/include.php?path=content/overview.php&catid=5&themeid=16&type=4

Selam ve saygılarımla...

Allah razı olsun hocam teşekkürler. Gerçekten haklısınız. Dikkat edilmesi gereken bir mevzu. Paylaşımlarınızı okuyacağım inşallah.

selametle
güvercin


"Mü'min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında, onu tövbe iğnesiyle yamayandır. Talihli kişi, tövbesi üzerine ölendir."(H.Ş)

Sevgili Güvercin24 kardeşim;

Rabbim cümlemizden, topyekûn Ümmet-i Muhammed'den razı olsun.

İlginize teşekkür ediyorum...

Lütfen dikkatle-hassasiyetle okuyun; temel akaid bilgilerinizi hiçbir zaman gözardı etmeden bu bilgileri değerlendirmeye çalışın. Şer'î-aslî-fer'î delilerden hükümler çıkartma yanlışına sapmadan, ehli tarafından çıkartılmış komprime hükümler manzumesine uymaya gayret edelim. Tabii bu arada çevremizdeki "müçtehit olaçıkagelme" hastalığıyla malul olanları da imkan nisbetinde uyarmaya çalışalım.

Hususiyle bu "kader-kaza-irade" mevzuunda dikkatli olmaya, fazla dalmamaya özen gösterelim. Çünkü Hz. Ali'nin (r.a.) tavsif ve teşbihiyle kader bahsi, uçsuz-bucaksız bir derya gibidir; dalan boğulur. Rabbim hıfz u himaye ve vikaye buyursun...

Selam ve muhabbetler...

Allah razı olsun emeğinize sağlık

Yorum getiren kardeşlerimize teşekkür ederim

Halis Ece kardeşimize;Kader ve Kaza bahsinde yazdıklarınıza katılıyorum lakin tarafımdan külfet getirecek yazıları paylaşmakta dikkatli olmaya özen gösteririm . Yazıdaki Hadisi şerifleri tetkik etmemekle beraber Aşağıdaki Hadisi şeriflerde de aynı mana ifade edilmekte dir. Anlaşılacağı üzere İslamiyet Sılayı Rahimi emr edib , Sıla-i Rahim yapanın ömrü uzun olur derken islam ahlakını ve yakınların gözetilmesini bize işaret buyurmuşlardır.
Yine malumunuzdur ki sadaka hakkındaki hadisi şerifler de iyiliğin nişanesi dir.
Bize sebeblere yapışmak düşer gerisi Allahü A'lem


3263 -Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resullah Aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.''

3264 - Tirmizi'deki rivayet şöyle: "Nesebinizden sıla-i rahm yapacaklarınızı öğrenin. Zira sıla-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır."

Buhari, Edeb 12; Tirmizi, Birr 49,(

Buradan da anladığımız üzere İslam Ahlakı ile Ahlaklanmak gereğini, iyiliğin ne derece önemli olduğunu batılılar anca keşfetmişler .
Hz Allah Ahlakı Muhammedi ile Ahlaklanma yı müyesser eylesin.

Sevgili Mihman;

Kısaca bir hususu belirtmem lazım.

Ahkâmla ilgili nass'larla ahlâka dair nass'ları temyiz etmek gerek. Benim üzerinde durduğum ahkâm mevzuu... Yoksa ahlâka dair hususlarda, her zaman olduğu gibi öğütler-nasihatler verilebilir, veriyoruz da. Elbette ki bunda bir mahzur olmaz, bilakis üzerimize terettüp eden bir vazifemizdir.

Ama ahkâmla ilgili nass'lardan hüküm istinbatı, -gerek zâhir-i şeriat ve gerekse bâtın-ı şeriat açısından- ehline aittir, malumunuz.

Benim üzerinde hassasiyetle durduğum hususlardan biri bu...

Öbürü de, "kader-kaza-irade" babının netameli olduğuna işaretle bu uçsuz-bucaksız deryada kulaç atmaya kalkışmanın tehlikelerine dikkat çekmekti. Tabii bunun için de, bahis mevzuu makaleye atıfla bu mevzudaki bilgi dağarcığımızın zenginleşmesini temin idi.

Dolayısiyle İbrahim Canan Bey'in Kütüb-i Sitte'sinden naklettiğin bu hadisleri de gene aynen yukarıda açıklamaya çalıştığımız şartlar muvacehesinde değerlendirebilirsin.

Rabbim, hayatımızın her safhasında rızasına muvafakattan ayırmasın. Sırat-ı müstakim üzere sabit-kadem eylesin.

Vesselâm...


Genel Konular

MollaCami.Com