Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Sofraya davet..



Doç. Dr. Sefa Saygılı, gülistan dergisi

Sofraya Davet

[left]Günümüzün yaygın adetlerinden biri de yemeklerin tek başına yenmesi veya ‘fastfood’ (hızlı yemek) tarzı, yani ayakta atıştırmak. Halbuki, yemeğin başka fonksiyonları vardır. Birbirini seven kişilerin, özellikle ailelerin, Rabbimizin ikram ettiği nimetleri bir arada sohbet ederek, neşe ve muhabbet içinde yemeleri; aile birliği ve ruh sağlığının korunması açısından vazgeçilmez derecede önemlidir.

Çünkü yemekte bir araya gelmeyen, gelseler bile hiçbir şey konuşmayan bir aile; bütünleşme, yemek zamanını canlı duygular ve manalarla zenginleştirme gücünü kaybeder. Bu donmuş bir yiyeceği yemeğe çalışmak gibi bir şeydir; tatsız, tuzsuz ve tatminsizdir. Yemekte bir araya gelmiş ailenin sevgi ve emek harcanarak hazırlanan bir yemeği, neşeyle paylaşılmasından o kadar çok şey kazanılır ki… Sofra başına ailece oturmak, kişileri birbirine bağlar, evde sıcak ve sevgi dolu bir ortam hazırlamaya yardım eder. Bütün bunlar, aile fertlerinin mutluluğunu artırır.

Ailece sevdiğimiz yemekler, bizi bütünleştirir ve fiziki, hissi ve ruhi bakımdan güçlendirir. Sofra başında tatlı sohbetler yapmak, aile fertlerinin birbirlerini dinlemesi, özellikle çocukların da söz sahibi olması.

Bütün bu aile efradıyla; eş, çocuk, kardeş, ana, babamızla ve evde diğer bulunanlarla yemek vakti gelince topluca sofraya oturmamız veya dostlarımızla, sevdiklerimizle beraber olmamız, Peygamber Efendimizin ümmetine tavsiyelerinden biridir. Gerçekten birlikte yenilen yemeklerde kalpler birleşir, anılan gıdaların bereketi artar. Kişiler daha müsamahalı, telkine, anlaşmaya ve işbirliğine yatkın haldedir. Modern dünyada iş görüşmelerinin ve kritik anlaşmaların hep yemekli toplantılarda yapılması boşuna değildir.

Yalnız, sofra başında sadece yemek yenmeli ve sohbet edilmeli; televizyon seyretmek, gazete okumak gibi başka iş yapılmamalıdır. Yine, çocukların yaramazlıkları veya hataları konuşulmamalı, hoş şeylerden bahsedilmelidir.

Peygamberimizin “Yemeklerinizi toplu olarak yiyiniz, bereket topluluktadır” ve “Allah’ın en çok sevdiği yemek, çevresinde ellerin fazlaca bulunduğu sofra ve yemektir” sözleri, bu açıdan oldukça enteresandır. Üstelik koşuşturma ve karmaşanın arttığı günümüz dünyasında, daha da önem kazanan bir tavsiyedir.

Halbuki yemek yalnız yendiğinde, kişi doyduğunu yeterince hissedemez, topluluktaki lezzeti alamaz ve adeta yediklerinden tatmin olmaz.

Aileyle birlikte yemenin çocuğa sağlayacağı önemli bir fayda da, büyüklerle birlikte sebze ağırlıklı, değişik gıdalara ve sağlıklı beslenmeye alışkanlık kazanmasıdır.

Birlikte yemek yiyen ailelere mensup çocuk ve ergenlerde ruh sağlığı problemlerine daha seyrek rastlandığı, bu çocukların kendine güvenlerinin daha fazla olduğu bir gerçektir. Çünkü, ailece sofraya oturmak, ruh sağlığını koruyan, birleştirici ve aile hayatı için düzenleyici bir mekanizmadır. Bu fırsatı kaçırmayalım.[/left]

Allah (c.c.) razı olsun. Çok güzel bir paylaşım vermişsin .. Gerçekten de ne kadar dogru izah etmiş Sefa Saygılı yemekte birliktelik çok önemli. Allah(c.c.)'ın Halil'i Hz. İbrahimin'de Misafirsiz sofraya oturmadıgını duymuştum.

Selametle

------------------------------------------------------------
"Ey gönül gidenden ümidini kes
Kaçan bir hayale benziyor herkes
Sanki kulagıma gaipten bir ses
Buluşmalar kaldı mahşere diyor.."

Benim çokça yakındığım konulardan biridir bu. Birliktelik berekettir. Beraber yemek yemek huzuru getirir. Elinize sağlık değerli kardeşim, güzel ve gerekli bir yazı...

Allah razi olsun çok değerli bir paylaşım yemeklerde güzelmiş:P

Allah razı olsun.

gerçekten günümüzün eksiği :( umarım böyle devam etmez yoksa aile ortamı diye birşey olmaz :(

teşekkürler paylaşım için :)

yemeklerin suyuna banmadan,sonra da tabağa imza atmadan yenen yemeğin tadı olmaz ki.Hz. Allah bu tat dan bizi mahrum etmesinn...

--------------------------------------------------------------------------------------------------
“..sahurda ne kadar çok yerseniz, gündüz o kadar çok acıkırsınız..."(Mus.Öz.)

"..Sıddık-ı Ekber Efendimiz yemeğe oturur aç kalkarmış.Bu hali görenler
sordukları zaman "Şükrettiğim kadar yemek yiyorum"demiş..."


Kültür ve Toplum

MollaCami.Com