Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


ZELZEL'E ILAHI CEZA'DIR....

ZELZEL'E ILAHI CEZA'DIR....


Erzincan zelzelesi münasebeti ile Zilzal suresi için yazdigi,manevi tefsir,sual ve cevablari her zaman ki ve bu günkü zelzeleye de isaret etmesi bakimindan ehl-i imanin nazarlarina arz ediyoruz.]



Ondördüncü Sözün Zeyli

Su sure kat'iyyen ifade ediyor ki: Küre-i Arz, hareket ve zelzelesinde vahy ve ilhama mazhar olarak emir tahtinda depreniyor. Bazen da titriyor.

[Manevî ve ehemmiyetli bir canibden simdiki zelzele münasebetiyle alti-yedi cüz'î suale karsi yine manevî ihtar yardimiyla cevablari kalbe geldi.Tafsilen yazmak kaç defa niyet ettimse de izin verilmedi.Yalniz icmalen kisacik yazilacak.]

Birinci Sual: Bu büyük zelzelenin maddî musibetinden daha elîm manevî bir musibeti olarak, su zelzelenin devamindan gelen korku ve me'yusiyet ekser halkin ekser memlekette gece istirahatini selbederek dehsetli bir azab vermesi nedendir?

Yine manevî cevab: Söyle denildi ki: Ramazan-i Serifin teravih vaktinde kemal-i nes'e ve sürur ile sarhosçasina gayet heveskârane sarkilari ve bazan kizlarin sesleriyle radyo agziyla bu mübarek merkez-i Islâmiyetin her kösesinde cazibedarane isittirilmesi,bu korku azabini netice verdi.

Ikinci Sual: Niçin gavurlarin memleketlerinde bu semavî tokat baslarina gelmiyor? Bu bîçare Müslümanlara iniyor?

Elcevab: Büyük hatalar ve cinayetler te'hir ile büyük merkezlerde ve küçücük cinayetler ta'cil ile küçük merkezlerde verildigi gibi; mühim bir hikmete binaen ehl-i küfrün cinayetlerinin kism-i a'zami,Mahkeme-i Kübra-yi Hasre te'hir edilerek ehl-i imanin hatalari,kismen bu dünyada cezasi verilir.(Hasiye)

Üçüncü Sual: Bazi eshasin hatasindan gelen bu musibet bir derece memlekette umumî sekle girmesinin sebebi nedir?

Elcevab: Umumî musibet,ekseriyetin hatasindan ileri gelmesi cihetiyle ekser nâsin o zalim eshasin harekâtina fiilen veya iltizamen veya iltihaken taraftar olmasiyla manen istirak eder,musibet-i âmmeye sebebiyet verir.

Dördüncü Sual: Madem bu zelzele musibeti,hatalarin neticesi ve keffaret-üz zünubdur. Masumlarin ve hatasizlarin o musibet içinde yanmasi nedendir? Adaletullah nasil müsaade eder?

Yine manevî canibden elcevab: Bu mes'ele sirr-i kadere taalluk ettigi için, Risale-i Kader'e havale edip yalniz burada bu kadar denildi:

... Yani: "Bir bela, bir musibetten çekininiz ki,geldigi vakit yalniz zalimlere mahsus kalmayip masumlari da yakar."

Su âyetin sirri sudur ki: Bu dünya bir meydan-i tecrübe ve imtihandir ve dâr-i teklif ve mücahededir.Imtihan ve teklif iktiza ederler ki,hakikatlar perdeli kalip,tâ müsabaka ve mücahede ile Ebubekirler a'lâ-yi illiyyîne çiksinlar ve Ebucehiller esfel-i safilîne girsinler.Eger masumlar böyle musibetlerde saglam kalsaydilar,Ebucehiller aynen Ebubekirler gibi teslim olup,mücahede ile manevî terakki kapisi kapanacakti ve sirr-i teklif bozulacakti.

Madem mazlum,zalim ile beraber musibete düsmek,hikmet-i Ilahîce lâzim geliyor.Acaba o bîçare mazlumlarin rahmet ve adâletten hisseleri nedir?

Bu suale karsi cevaben denildi ki: O musibetteki gazab ve hiddet içinde onlara bir rahmet cilvesi var.Cünki o masumlarin fâni mallari,onlarin hakkinda sadaka olup,bâki bir mal hükmüne geçtigi gibi,fâni hayatlari dahi bir bâki hayati kazandiracak derecede bir nevi sehadet hükmünde olarak,nisbeten az ve muvakkat bir mesakkat ve azabdan büyük ve daimî bir kazanci kazandiran bu zelzele,onlar hakkinda ayn-i gazab içinde bir rahmettir.

Besinci Sual: Âdil ve Rahîm,Kadîr ve Hakîm, neden hususî hatalara hususî ceza vermeyip,koca bir unsuru musallat eder. Bu hal cemâl-i rahmetine ve sümûl-ü kudretine nasil muvafik düser?

Elcevab: Kadîr-i Zülcelâl,her bir unsura çok vazifeler vermis ve herbir vazifede çok neticeler verdiriyor.Bir unsurun birtek vazifesinde,birtek neticesi çirkin ve ser ve musîbet olsa da,sair güzel neticeler,bu neticeyi de güzel hükmüne getirir.Eger bu tek çirkin netice vücuda gelmemek için,insana karsi hiddete gelmis o unsur,o vazifeden men'edilse; o vakit o güzel neticeler adedince hayirlar terk edilir ve lüzumlu bir hayri yapmamak,ser olmasi haysiyetiyle,o hayirlar adedince serler yapilir.Tâ birtek ser gelmesin gibi; gayet çirkin ve hilaf-i hikmet ve hilaf-i hakikat bir kusurdur.Kudret ve hikmet ve hakikat kusurdan münezzehtirler.

Madem bir kisim hatalar,unsurlari ve arzi hiddete getirecek derecede bir sümullü isyandir ve çok mahlukatin hukukuna bir tahkirli tecavüzdür.Elbette o cinayetin fevkalâde çirkinligini göstermek için,koca bir unsura,küllî vazifesi içinde "Onlari terbiye et" diye emir verilmesi ayn-i hikmettir ve adalettir ve mazlumlara ayn-i rahmettir.

Altinci Sual: Zelzele, küre-i arzin içinde inkilabat-i madeniyenin neticesi oldugunu ehl-i gaflet isaa edip,âdeta tesadüfî ve tabiî ve maksadsiz bir hâdise nazariyla bakarlar.Bu hâdisenin manevî esbabini ve neticelerini görmüyorlar; tâ ki intibaha gelsinler.Bunlarin istinad ettigi maddenin bir hakikati var midir?

Elcevab: Dalâletten baska hiçbir hakikati yoktur.Cünki her sene elli milyondan ziyade münakkas,muntazam gömlekleri giyen ve degistiren küre-i arzin üstünde binler enva'in birtek nev'i olan,meselâ sinek taifesinden hadsiz efradindan bir tek ferdin yüzer a'zasindan bir tek uzvu olan kanadinin kasd ve irade ve mesiet ve hikmet cilvesine mazhariyyeti ve ona lâkayd kalmamasi ve basibos birakmamasi gösteriyor ki,degil hadsiz zîsuurun besigi ve anasi ve mercii ve hamisi olan koca küre-i arzin ehemmiyetli ef'al ve ahvali belki hiçbir seyi,-cüz'î olsun küllî olsun- irade ve ihtiyar ve kasd-i Ilahî haricinde olmaz.

Fakat Kadîr-i Mutlak hikmetinin muktezasiyla zahir esbabi tasarrufatina perde ediyor.Zelzeleyi irade ettigi vakit, bazan da bir madeni harekete emredip,ateslendiriyor.Haydi madenî inkilabat dahi olsa,yine emir ve hikmet-i Ilahî ile olur; baska olamaz.Meselâ: Bir adam bir tüfek ile birisini vurdu.Vuran adama hiç bakilmasa,yalniz fisekteki barutun ates almasi noktasina hasr-i nazar edip,bîçare maktûlün büsbütün hukukunu zayi' etmek; ne derece belâhet ve divaneliktir.Aynen öyle de: Kadîr-i Zülcelâl'in müsahhar bir memuru,belki bir gemisi,bir tayyaresi olan küre-i arzin içinde bulunan ve hikmet ve irade ile iddihar edilen bir bombayi,ehl-i gaflet ve tugyani uyandirmak için "ateslendir" diye olan emr-i Rabbanîyi unutmak ve tabiata sapmak,hamakatin en esneidir.

Altinci Sualin Tetimmesi ve Hâsiyesi: Ehl-i dalalet ve ilhad,mesleklerini muhafaza ve ehl-i imanin intibahlarina mukabele ve mümanaat etmek için,o derece garib bir temerrüd ve acib bir hamakat gösteriyorlar ki,insani insaniyetten pisman eder.Meselâ: Bu âhirde beserin bir derece umumiyet seklini alan zulümlü,zulümatli isyanindan,kâinat ve anâsir-i külliye kizdiklarindan ve Hâlik-i Arz ve Semavat dahi,degil hususî bir rububiyyet,belki bütün kâinatin, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâkimi haysiyetiyle,küllî ve genis bir tecelli ile kâinatin heyet-i mecmuasinda ve rububiyyetin daire-i külliyesinde nev'-i insani uyandirmak ve dehsetli tugyanindan vazgeçirmek ve tanimak istemedikleri kâinat sultanini tanittirmak için emsalsiz, kesilmeyen bir su,hava ve elektrikten;

zelzeleyi,firtinayi ve harb-i umumî gibi umumî ve dehsetli âfâti nev'-i insanin yüzüne çarparak onunla hikmetini, kudretini,adaletini,kayyumiyyetini,iradesini ve hâkimiyyetini pek zahir bir surette gösterdigi halde; insan suretinde bir kisim ahmak seytanlar ise,o küllî isarat-i Rabbaniyyeye ve terbiye-i Ilahiyyeye karsi eblehane bir temerrüd ile mukabele edip diyorlar ki:

"Tabiattir; bir madenin patlamasidir,tesadüfîdir.Günesin harareti elektrikle çarpmasidir ki,Amerika'da bes saat bütün makinalari durdurmus ve Kastamonu vilayeti cevvinde ve havasinda semayi kizartmis, yangin suretini vermis" diye manasiz hezeyanlar ediyorlar.Dalaletten gelen hadsiz bir cehalet ve zindikadan nes'et eden çirkin bir temerrüd sebebiyle bilmiyorlar ki: Esbab yalniz birer bahanedirler, birer perdedirler.Dag gibi bir çam agacinin cihazatini dokumak ve yetistirmek için bir köy kadar yüz fabrika ve tezgâh yerine küçücük çekirdegi gösterir:

"Iste bu agaç bundan çikmis" diye Sâniinin o çamdaki gösterdigi bin mu'cizati inkâr eder misillü bazi zahirî sebebleri irae eder.Hâlik'in ihtiyar ve hikmet ile islenen pek büyük bir fiil-i rububiyetini hiçe indirir. Bazan gayet derin ve bilinmez ve çok ehemmiyetli,bin cihette de hikmeti olan bir hakikata fennî bir nam takar.Güya o nam ile mahiyeti anlasildi,âdilesti,hikmetsiz,manasiz kaldi.

Iste gel! Belâhet ve hamakatin nihayetsiz derecelerine bak ki: Yüz sahife ile tarif edilse ve hikmetleri beyan edilse ancak tamamiyla bilinecek derin ve genis bir hakikat-i meçhuleye bir nam takar; malûm bir sey gibi: "Bu budur" der.Meselâ:"Günesin bir maddesi,elektrikle çarpmasidir. Hem birer irade-i külliye ve birer ihtiyar-i âmm ve birer hâkimiyyet-i nev'iyyenin ünvanlari bulunan ve "âdetullah" namiyla yâdedilen fitrî kanunlarin birisine,hususî ve kasdî bir hâdise-i rububiyyeti irca' eder.

O irca' ile,onun nisbetini irade-i ihtiyariyyeden keser; sonra tutar tesadüfe,tabiata havale eder.Ebucehil'den ziyade muzaaf bir eçheliyyet gösterir.Bir neferin veya bir taburun zaferli harbini bir nizam ve kanun-u askeriyeye isnad edip; kumandanindan,padisahindan,hükûmetinden ve kasdî harekâttan alâkasini keser misillü âsi bir divane olur.Hem meyvedar bir agacin bir çekirdekten icadi gibi, bir tirnak kadar bir odun parçasindan çok mu'cizatli bir usta,yüz okka muhtelif taamlari, yüz arsin muhtelif kumaslari yapsa; bir adam o odun parçasini gösterip dese:

"Bu isler,tabiî ve tesadüfî olarak bundan olmus." O ustanin hârika san'atlarini,hünerlerini hiçe indirse,ne derece bir hamakattir. Aynen öyle de...

Yedinci Sual: Bu hâdise-i arziyye,bu memleketin ahali-i Islâmiyyesine bakmasi ve onlari hedef etmesi,ne ile anlasiliyor ve neden Erzincan ve Izmir taraflarina daha ziyade ilisiyor?

Elcevab: Bu hâdise,hem siddetli kista,hem karanlikli gecede,hem dehsetli sogukta,hem Ramazanin hürmetini tutmayan bu memlekete mahsus olmasi; hem tahribatindan intibaha gelmediklerinden,hafifçe gafilleri uyandirmak için,o zelzelenin devam etmesi gibi çok emarelerin delaletiyle bu hâdise ehl-i imani hedef edip,onlara bakip namaza ve niyaza uyandirmak için sarsiyor ve kendisi de titriyor.Bîçare Erzincan gibi yerlerde daha ziyade sarsmasinin iki vechi var:

Biri: Hatalari az olmak cihetiyle temizlemek için ta'cil edildi.

Ikincisi: O gibi yerlerde kuvvetli ve hakikatli iman muhafizlari ve Islâmiyet hâmileri az veya tam maglub olmak firsatiyla,ehl-i zindikanin orada tesirli bir merkez-i faaliyet tesisleri cihetiyle en evvel oralari tokatladi, ihtimali var.

Said Nursi

Risale-i Nur Külliyatindan Sözler Kitabinin 163. sayfasindan alinmistir.

Selam Sevgi ve Dua Ile


Hayatin Icinden Islam

MollaCami.Com