Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Bilmek,yapmak içindir

Bilmek,yapmak içindir

Allahü teâlânin bildirdigi her din,îtikâd yani îmân ve amel olmak üzere iki kisimdir.Îtikâd,her dinde aynidir,dînin asli,temeli ve din agacinin gövdesidir.Amel ise,agacin dallari, yapraklari gibidir.Îtikâd edilecek seyler,dînin esâsi,Müslümânligin temeli oldugundan,bunlari ögrenmek, her insanin birinci vazîfesidir.Îmân ve amel bilgilerini ögrenmeyen ve çocuklarina ögretmeyen,insanlik vazîfesini yapmamis olur.Bir seyi ögrenmekten maksat,onu tanimak,bilmek ve böylece ona inanip amel etmek içindir.Yoksa kuru bilgi yani o bilgi ile inanip amel etmedikten sonra,insani felâketten kurtaramaz.Imâm-i Gazâlî hazretleri,bir talebesine hitaben yazdigi mektupta buyuruyor ki:

"Amelsiz ilim,insani kurtarir zannediyorsun ve ilim sâhibi olunca,amel etmeden kurtuluruz saniyorsun.Bu hâlinize çok sasilir.Cünkü ilmi olan kimsenin,amelsiz kuru ilmin kiyâmette kendine zarar verecegini,bilmiyordum,diye özür,bahâne yapamayacagini bilmesi lâzimdir.Peygamber efendimiz;
(Kiyâmet günü azâblarin en siddetlisi,elbette,ilminin faydasini görmeyen âlime olacaktir) buyurmustur.

"AMELSIZ ILIM KURTARMAZ!"

Ameli,ibâdeti elden birakma! Kalbe âit hâlleri ve bilgileri unutma! Iyi bil ki,amelsiz ilim,insani kurtaramaz.Bir kimse,dagda bir arslana rastlasa,yaninda tüfegi ve kilici bulunsa ve bunlari kullanmasini iyi bilse ve ne kadar cesûr olursa olsun,bu âletleri kullanmadikça,arslandan kurtulabilir mi? Sen de bilirsin ki,kurtulamaz.Iste bunun gibi,bir kimse ne kadar ilim sâhibi olursa olsun,bildigine göre hareket etmezse,ilminin faydasi olmaz.Bir doktor hastalansa,hastaligini teshis edip ilâcini da bilse ve bu ilâç hakîkaten o hastaliga çok iyi gelse,ilâci kullanmadikça,yalniz bilgisinin onu iyi edemeyecegini pekâlâ bilirsin.

Bir insan ne kadar ilim edinse,ne kadar kitâp okusa, bildiklerini yapmadikça faydasi olmaz.
Allahü teâlânin emrettigi,begendigi iyi seyleri yaparak onun merhametini kazanmazsan,rahmetine kavusamazsin.Bir âyet-i kerîmede meâlen;
(Insan yalniz çalismakla ve ibâdet yapmakla saâdete kavusur)buyuruldu.Baska bir âyet-i kerîmede meâlen;
(Allahin rahmetine kavusmak isteyenler,emirlerini yapsinlar)buyuruldu.Bir baska âyet-i kerîmede meâlen;
(Îmân edip,ibâdet yapanlar ve harâmlardan kaçanlar,elbette Cennetlere girecek,nimetlere kavusacaklardir) ve;
(Cennet yalniz îmân edip,ibâdet edenler içindir) buyuruldu.

Peygamber efendimiz de;
(Îmân,alti seye kalb ile inanmak,inandigini dili ile söylemek ve Allahü teâlânin emirlerini begenmektir) buyurdu.
Inanmak ve söylemekle îmân hâsil oluyor,ibâdet etmekle de kemâle gelip cilâlaniyor.Amelin lâzim oldugunu gösteren dahâ sayabildigin kadar vesîkalar vardir.Iyi bil ki,çalismayinca,din yolunda yürümedikçe sevâb kazanamazsin! Benî Isrâîlden birisi çok seneler ibâdet etmisti.Allahü teâlâ,bunun ibâdetlerini meleklere göstermek istedi.O kimsenin yanina bir melek gönderip söyle sordurdu:

-Dahâ ne kadar ibâdet edeceksin? Cennetlik olmadin mi? Cevâbinda dedi ki:
-Benim vazîfem,kulluk yapmaktir.Emir sâhibi Odur.Melek bu cevâbi isitince:
-Yâ Rabbî! Sen her seyi bilirsin.O kulunun cevâbini da duydun dedi.

Allahü teâlâ;
(O kulum,alçakligi,asagiligi ile berâber bizden yüzünü çevirmiyor,biz de ihsân ve merhamet sâhibi oldugumuzdan, elbette onu birakmayiz.Ey meleklerim! Sâhid olunuz,onu affettim)buyurdu."

IBADET ETMEDEN CENNET ISTEMEK!

Netice olarak bilmek,ögrenmek,ilim sahibi olmak, ögrenilenlerle amel etmek içindir.Yoksa kuru ilim,insani kurtarmaz.Hasan-i Basrî hazretleri;
"Ibâdet etmeden Allahü teâlâdan Cennet istemek,büyük günâhtir" buyurmustur.Din büyükleri de;
"Ilmi faydali olan kimse,ibâdeti birakmaz,ibâdetin sevâbini düsünmeyi birakir" buyurmuslardir.Hazret-i Alînin buyurdugu gibi:
"Ugrasmadan,çalismadan Cennete kavusacagini zanneden kimse, hayâle kapiliyor.Calisarak kavusacagim diyenin de kendini yormasi,ibâdet mesakkatlerini yüklenmesi lâzimdir."


Gönül Pinari
Osman Ünlü

Selam Sevgi ve Dua Ile


Fıkıh & ilmihal

MollaCami.Com