Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


soru

s.a. ben eskişehirden üye oldum bu siteye .4 yaşıda bir kızım var .ben 1 sene milli eyitime bağlı bir kreşe gönderdim bu senede din din eyitimi veren bir kreşe göndermek istiyorum. eskişehirde böyle bir yer varmı bana aydım edermisiniz.a.e.

İnsanoğlu yaşamı boyunca istek ve arzularına tabi olarak yaşamını şekillendirir. Bu yaşam şeklinin kurallarını ise çocukluktan itibaren çevre ve aile şekillendirir. Bu hadisenin özünde aile yapısı ve değerleri vardır. İlkokulda münazara eğitiminde çocuk yetiştirilmesinde ailenin mi? Okulun mu? Önemi büyüktür diye konuşma yaptırılır. Elbette ikisinin de önemi çok büyüktür . Çocuğun gelişim çağında içine ne koyarsanız daha sonra onları çocuktan alırsınız. Asıl önemli olan değer yargılarını iyi vermektir. İyi , kötü konusunda ; çocuğa bu iyidir. Şu kötüdür eğitimi mutlaka verilmelidir. Bizim insanımızın en büyük hatası çocuk büyüyünce iyiyi kötüyü ayrıştırabilir sözüdür . Toplumun kendi ahlaki değerleri yok ise ve çocuğa bunlar verilmemiş ise içi boş olan çocuk hangi düşünce şekli ile karar verecektir. Elbette bir iş yaptığında eğer o işi yaptığı şahıs veya şahışlar, sen iyi yaptın derlerse o zaman bu konuda içi doldurulmamış olan çocuk bu hareketi doğru diyerek formatına yazmış olacaktır. Eğer yaptığı iş beğenilmemişse o zaman kötü formatına yazacaktır.

Şimdi şöyle bir örnekleme yapalım: Çocuk dünyaya geldiğinde iletişim şekli olarak, bir şeye ihtiyacı olduğunda ağlayarak kendini ifade eder. Eğer sıkıntısı giderilmişse o zaman nöronal gelişim yeterli ise gülümseyerek teşekkür eder. Ağlamasına cevap verilmediyse , o zaman daha uzun süreli ağlamalara devam eder. Ağlayan çocuk sakinleşmediğinden uyku bozuklukları gelişir. Daha sonraki yaşamda bu çocuğun nöronal hafızalanması bu şekilde devam eder. Çocukla fazlaca ilgilenilip isteklerine yeterli cevap veriliyorsa o zaman huzurlu ve rahat bir çocuk gelişimi olur.

Herkesin bildiği bir konu vardır çocuğun kendi annesi ile sevgi bağı yüzünden iyi bir iletişim sağlayabilir . Ancak anne yerine geçmiş başkalarının aynı sevgiyi göstermesi tabi ki yeterli olmayacaktır. O sebeple bakıcı anne veya üvey anne yeteri ilgiyi gösteremez . İnsan kalbinin sevgiyi muhteşem anlamda çekim gücü vardır. Sevgi gördüğü yerde tanınır. Daha önce görülmedi ise format yerine göre sahtekarlık ve riyakarlık olarak ifade edilir. Çünkü üst üste koyup benzeştireceği bir değer yoktur. Bu durumda sevgi yok kabul edilir. Peki yok kabul edilmesi yok mu demektir.

Tabi ki hayır , burada sen körsen güneşin suçu ne sözü ifade bulur.

Böylece nerede ve nasıl geliştiği bilinmeyen içine ne koyulduğuna dikkat edilmeyen bir insanın iyi insan olması nasıl beklenir. Bu durumu kendimize ev yapacakken veya araba alırken elimizdeki para nispetince en iyiyi yapmaya çalışan bizler ne hikmetse çocuklarımız konusunda yeterli ihtimamı göstermeyiz . Ondan sonrada bu çocuk niye böyle oldu diye sıkıntı duyarız.

Bu örneklemede çocuğun öz annesinin, babanın yaptığı hatalar yüzünden, babayı cezalandırma isteklerini de göz ardı etmemek gerekir. Erkeklerin hatası yüzünden , kadınların düşüncesizce çocuğu sevgisiz bırakma ve cezalandırma istekleri de olabilmektedir. Sevgisiz sevgi ve emek verilmeden yetişen bu çocuk daha sonra isyankar , arabesk , metal veya heavy metal dinleyen protester bir kişi haline gelecektir. Bu protesto sadece çevreye değil aynı zamanda kendine de olacaktır. Besleyip büyüttüğümüz bu canlı daha sonra bizim için sorun , problem haline gelecektir. Biz üretken olmanın insanların faydası için çalışmanın iyi hareket olduğunu bu saatten sonra nasıl anlatabilirsiniz.

Çocuk yetişirken eğer ödül ve ceza sistemini , iyiyi ve kötüyü göstermek için kullanmazsanız , bu şekilde daha sonra çocuk belli bir yaşa geldiğinde bunu anneye babaya karşı kullanmaya başlar. Bu durumda çocuğun bireysel istek ve arzuları , ödül ve ceza sisteminin yöntemi olarak çocuk tarafından kullanılmaya başlar. Bu durumda anne ve baba çocuğa söz geçiremediklerini söylerler. Siz devlet yönetimini çocuğun eline verirseniz aynen rezil olursunuz. Bir şeyde yapamazsınız.

Toplumumuzda şu an yaygın olan psikiyatrik bozuklukların temel sebebi budur. Çocuk egoist bencil ve kendinden başkasını düşünmeyen ben merkeziyetçi düşünen bir yapı sergiler. Hani biz çocuğa sevgi ve dostluk vermiştik ya ne oldu.

Şimdi değişik ve olumlu bir örnekleme yapalım; Aile düzeni sevgi dolu kuralları belli olan , edep ve insanlara saygı değerleri verilmiş . Çalışkanlığı ödüller ile desteklenmiş. Yanlış bir şey yaptığında cezalandırılmış . Çalışmaz ise gayret etmese bir şeylere kavuşamayacağı somutlaştırılmış. Zaman zaman yokluk ve hastalık çekmiş, bir şeyler yaparsa varlığa ulaştırılmış . Konuşma ve ahlaki değerleri bilen iyi güzel şeyler kendisine verilmiş birisi yetişkin olduğunda tabi ki bu özellikleri devam ettirecektir. Peki insanın iyi güzel veya çirkin ve kötü halleri nasıl olur? Bizim yön çizmemiz ne kadar pürüzsüz ve parlak ise yetiştirdiğimiz çocukta o denli düzgün bir yapılanma gösterir. Bunlar alışkanlık haline geldiğinde manyetik hafızalanma oluşmuştur. Tekrar kötü hafızalanma için kötü insanlar ile belli müddet bir arada kalmak gereği vardır. Çocuğumuz istemediğimiz bir kelime veya harekette mutlaka bunu yapan kişiyi görmüş ve onu formatlamıştır.

Bir çocuk yetişirken iyi ve kötü değerlerin verilmemesi, genelde çocukluğunda çok sıkıntı çekmiş, anne ve babanın büyüklere karşı tepkisel davranış biçimi olarak her istediğini karşılamak şeklinde olursa çocuk bundan sonra tüm insanların sanki kendi istek ve arzularını yerine getirmeye mecbur insanlar olarak algılar. Bu durumdaki çocuğun kendi benlik gelişimi içinde hırsızlık yapması ve başkalarına zarar vermesi sanki kendi kanuni hakkıymış gibi algılanmasını gerektirir. Bu durumda yetişen çocuğun, üretken olması topluma ve kendine faydalı işler yapabilmesi kesinlikle mümkün olmaz. Bu çocuğa biz iyilik mi yaptık , kötülük mü yaptık. Tabi ki kendi evladımıza kimsenin yapamadığı kötülüğü yapmış olduk.

Sevgili okurlar böyle durumlarda aileler genellikle doktora sonra başvururlar ancak artık iş işten geçmiştir. Çünkü o insanın iyi ve kötü anlayışı yer etmiştir. O oyunun kurallarını artık , o insan koyacak demektir. Dikkat eden o insan kendi kurallarını koyar. Hangi kuralı kendi alamadığı kötü kuralı. Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur. Yapılan her iyilik ve her kötülük mutlaka karşılık bulacaktır.

Burada insanın bilmeden doğruyu bulması çok ufak bir ihtimaldir. Nasıl ki ders çalışmayan birisinin üniversite sınavında en yüksek puanı alması ihtimali kadar belki daha az ihtimalle başarı sağlar. Ancak herkes bu konuda çok bilmiş gibi mutlaka çalışmak lazım derken , olay dini değerler ve doğrulara geldiğinde aman yobaz olursun deyip yanaşılmaması gerektiği söylenir. Arkadaş o zaman ortak akılla bulabiliyorsan kendine bir din ihtas et ve bunu aleme kabul ettir. Ama bunu da yapamazsın . Çünkü zamanında peygamberimiz o derece gelişmiş edebiyat ve sanatın olduğu devirde dinsizlere hodri meydan demiştir.

İnsanlar kedi köpek beslerken ve hayvan severler onları korurken bile , hayvanların yaşayacağı ve giremeyeceği yerleri belirler. O zaman arkadaş sen herkesin kendi başına doğruyu bulacağını ve insanın atasının maymun olduğunu söylüyordun ya . Hayvanın da akıllı kabul ediyordun ya .. o zaman köpeğin canı istedi kediyi veya tavuğu parçalasın müsaade edersin. Başka bir açıdan herkes özgür ya ben köpekleri katletmek istiyorum sen karışamazsın derse doğru mu söylemiş olacak.

Sayın okurlar gerçekten yukarıda anlattığım durumda olanlar o kadar aptal ve geri zekalı açınacak durumdalar ki . içimden onlara kızmak bile gelmiyor. Bir insan eline silahı alıp ayağına kurşun sıkması ile hiç farkı yok. Çünkü kendi geleceklerini tam anlamı ile yok ediyorlar , farkında değiller . Şu anda batı toplumu aile hayatına verdiği zarar dolayısıyla kendi geleceklerinin 20-30 yıl sonra olmayacağını biliyorlar. Nesilleri kesilmiş vaziyette kendi hallerine ağlasınlar.

Toplumların ayağa kalkması ya ulvi değerler ile olur . Bunun altının dolu olması gerekir. Aksi halde biter. Yada bir şeyler tepkiden ve ezilmişlikten kaynaklanır. Şu anda bu iki toplum yapısı da vardır. Birde insanların zafiyetini liderler kullanıp kendileri iktidara çıkmak isterler , bunun için insanları piyon gibi kullanırlar. Bu arada diğerleri yalakalık yaparak maddi çıkar elde etmeye çalışırlar. Arkadaş hani sen vatan millet ulus diyordun . Bir çok yerde kendini ön plana çıkardın ya .. Bu lafı da siyasilere söylüyorum.. Ey insanlar ben böyle riyakar sahtekar ve yalancılar arasında yaşamaktan rahatsızlık duyuyorum. Çalışmanın insanlara gerçek anlamda faydalı olmanın topluma örnek kişi yetiştiren ve namuslu insanlar arasında yaşamak istiyorum. Herkes de benimle aynı düşüncede olduğunu biliyorum. Ama kimse olaya nereden başlayacağını bilemiyor. Bu işin kuralı eğitimdir doğru bilgiyi doğru zamanda vermektir. İnsanları sürü gibi yalnız başına bırakmak değildir. Koyun sürüsünü bile otlatmaya gönderirken niye başına çoban dikiyorsun ya..

Sevgili okurlar bu aile ve çocuk yazısına daha sonra örnekler ile devam edeceğiz.

Saygılarımla.



Dr. F. Efser GÖKÇEN

MANYETİK DUNYAMIZ

www.manyetikdunyamiz.com



Y A S A L U Y A R I

"5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"nun ilgili maddeleri gereğince, özellikle bu yazının hakları saklı olup, telif hakkı içeren bütün içeriği izinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve paylaşılamaz. Fakat; paylaşılacaksa ya da alıntı yapılacaksa www.manyetikdunyamiz.com adresi ile Dr.F.Efser GÖKÇEN'e ait olduğunu belirtir bir dip notuyla hiç bir değişiklik yapılmaksızın yayınlanmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.


Aile ve Cocuk

MollaCami.Com