Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


ASURE

---------------- MUHTEREM KARDESLERIM---------------------------------
iCERISINDE BULUNDUGUMUZ AY MUHARREM AYIDIR PEYGAMBER (sav) ifadesiyle bu ayin 10. gunu asure gunudur ..peygamber efendimiz bu gunde oruc tutmuslar ve biz ummetinede tavsiyede bulunmuslar ancak bu gunde yahudilerde oruc tuttuklarindan onlardan ayrilmak ve onlara benzememek icin 9. gun ile beraber veya 11 gun ile beraber oruc tutmayi tavsiye edmislerdir
(imam gazali -mukasefetil kulub tercemesi--sayfa699

bazi buyukler asure gunu vahsi hayvanlar bilebir sey yemez dbuyurmuslar (zuhreturriyad )isimli kitapta bildirildigine gore avci eline dusmus bir geyik rasulullah efedimizden yavrularini emzirip deri gelmek icin yardin istedi peygamberimiz avciya bu hususu teklif eddi avci aksamdan once gelmesini isteyince geyik soyle diyor

------------------ya rasulallah bugun asure gunudur bu gune hurmeten
yavrularimizi gunduz emziremeyiz dedi bunun uzerine avci yarasulallah bu geyigi zatiniza hediye eddim dedi pey . geyigi serbest birakti
----------goruldugu gibi hayvanlar bile bu guune hurmat gosteriyo

ashabi kiramdan muavviz kizi rubeyyi peygamberimizden rivayet ediyor asure gununun kusluk vaktinde medine civarindaki ensar koylerine soyle haber gondermistir



-----------kim oruclu olarak sabahladiysa orucunu tamamlasin kimde oruc tutmadiysa gunun kalanini ogune hurmeten oruclu gibi tamamlasin --buyurdular

bu haberden sonra biz asure gunu oruc tutar ve cocuklarimizasa tutururduk buyurmuslardir

---------------ASURE GUNU YAPILMASI TAVSIYE OLUNAN HUSUSLAR---------------------------
1- O GUN EVE UFAK TEK ERZAK ALINIRSA BIR SENE ICERISINDE EVDE BEREKET HASIL OLUR
-------- Kimki kendisinin ve aileyi efradinin nafakasini genis tutarsa cenabi hakda senenin tamaminda o kisinin rizkini genisletir------hadisi serif--ramuzul ehadis sh-446/hdis no 5568-----

2- O GUN EN AZ 10 MUSLUMANA BIRER SELAM VEYA BIR MUSLUMANA 10 SELAM VERILIR

------ Kim asure gunu muslumanlardan 10 kisiye selam verirse o kisi butun muslumanlara selam vermis gibi olur-----(hadisi serif-sir-atul islam- sh-217 )

3-O GUN FAKIR FUKARA SEVUNDIRILIR ---------- peygamber efendimiz (sav) kimki asure gunu zerre miktari tasaddukda bulunursa c. hak ona uhud dagikadar sevap verir ve kiyamet gunU o sevaplar mizanina konur-5SIR-ATUL ISLAM -SH -217

4-O GUN GUSUL ABDESTI ALMAK COK FAZILETLIDIR

------------Kim asure gunu gusledecek olursa anasindan dogdugu gun gibi c.hak onun gunahlarini af eder----
----------------asure gunu 2 defa gusul abdesti alan kisinin gozlerinde ebediyyen agri olmaz-----(riyazuzssalihin)hadisi serif
---- allah dostlari bu isin hakikatini soyle izah ediyorlar asure gunu butun sulara zemzem kasilanir.. bu nasil olur denirse nasilki arzin bir cuz u olan insanogluna bir damarindan hherhangi bir ilac verildiginde vucudun butun kilcal damarlarina varincaya kadar o ilac uulasiyorsa ayni sekilde arzin damarlari ; su kaynaklari birbirine baglidir asure gunu vazifeli melekler tarafindan arzin sularina zemzem suyu asilanir ve bu butun sulara sirayet eder.o gun sularda zemzem bereketi olur ogun gusleden ve sulardan icen muslumanlar icin allah tarafindan sifa vardir-----------(ruhul beyan-c-4-sahife-83



------------------BUTUN MUMINLERIN ASURE GUNUNU SIMDIDEN TEBRIK EDER HAKKIMIZDA HAYIRLARA VESILE OLMASINI TEMENNI EDERIM-------------------------

muharremi serif ve asure.

Malum olduğu üzere “Âşûrâ” Muharrem-i şerifin onuncu gününe isim olarak verilmiştir. “Aşûrâ, Âşûr, Âşûrâ’ gibi telaffuzları da mevcuttur.
Zaman, Cenab-ı Hakkın halkettiği mahlukâttandır. Cenab-ı Hakk indinde bu itibarla bütün zamanlar müsavidir. Zamana kıymet veren şey, içinde vuku’ bulan Tecelliyât-ı İlâhidir. Bu sebeple Muharrem-i Şerif ve bilhassa âşûrâ günü, müslümanlar tarafından oruçlar, namazlar ve nafile ibadetler ile en güzel şekilde ihya edilmesi icabeden günlerdendir.
Fakih Ebulleys es-Semerkandî (rh) hazretlerinin beyanına göre, Âşûrâ Gününde vâki’ olduğu rivâyet edilen hâdiseler şunlardır:
-Hz.Âdem(a.s.)’ın halk edilmesi, Cennet’e girmesi ve Cennet’ten çıktıktan sonra tevbesinin kabûlü,
-Hz.İbrâhim(a.s.)’ın velâdeti, Halîlüllah pâyesine ermesi, Nemrut’un ateşinden kurtulması,
-Hz.İdris(a.s.)’ın semâya ref’ olunması ve Hz.Eyyûb(a.s.)’ın hastalıklardan kurtulması,
-Yûnus (a.s)’ın balığın karnından kurtulması, Süleyman (a.s)’a saltanat verilmesi,
-Hz.Îsâ(a.s.)’ın velâdeti ve kendisine suikast hazırlayan Yahûdîlerin elinden kurtarılıp, semaya yükseltilmesi
-Hz.Mûsâ(a.s.) ve ümmetinin Fir’avn’ın zulmünden kurtuluşları ve Fir’av’nın suda boğulması,
-Hz.Nuh(a.s.)’ın, gemisinin Cûdi dağına oturması ve karaya ayak basması,
-Hz. Hüseyin (ra) Efendimizin Şehid edilmesi gibi hadiseler Âşûrâ Gününde vâki olmuştur.
-Kıyametin kopması da yine aşura günü olacaktır.
Peygamber Efendimiz (SAV), Medine-i Münevvereyi teşriflerinde, âşûrâ’ günü yahudilerin oruç tuttuklarını görünce, bunun ne orucu olduğunu sordular. Onlar da; “Bu gün hayırlı bir gündür. Bu gün Allah’ın İsrailoğulları’nı düşmanlardan kurtardığı, Hz. Mûsa’nın da şükür için Oruç tuttuğu gündür.”, dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: “Ben Musa’ya sizden daha yakının” dedi ve Aşura günü orucunu tuttu, ashabına da tutmalarını emretti. Ashâb-ı Kiram:”Ey Allâh’ın Rasûlü, o(Âşûrâ) Yahûdi ve Nasrânî’lerin büyük saydıkları bir gündür.” dediklerinde, Peygamber Efendimiz: “Gelecek sene olduğunda -inşaallah- dokuzuncu günü (ile birlikte) oruç tutarız.”, buyurdular. Ertesi sene(nin Muharrem ayı) gelmeden önce Rasûlüllâh vefat etti.”
Muhterem Mü’minler!
Âşûrâ gününde yapılması tavsiye edilen bir takım vazifeler mevcuttur. Bunlar:
*Âşûrâ gününde, dokuzuncu günle beraber veya bu mümkün olmamış ise on birinci günle beraber oruç tutulur. Rasülüllah (sav) Efendimiz bu orucun faziletini beyan babında şöyle buyurmuşlardır: “Âşûrâ gününün orucu -Allâh’a karşı hüsn-ü zannım odur ki- bir önceki senede işlenen hatayı örter.”
*O gün, eve ufak-tefek erzak alınırsa, bir sene boyunca evde bereket olur. Peygamber Efendimiz “Kim âile efrâdına Âşûrâ gününün nafakasını geniş tutarsa, Allah da ona senenin geri kalan günlerinde genişlik verir.” , buyurmuşlardır.
*En az On müslümana birer selam veya bir müslümana 10 selam verilir. Fakir-fukara sevindirilir. Hadis-i Şerifte: “... Aşûrâ günü bir mümine iftar verene, Cenab-ı Hak ümmet-i Muhammed’in hepsine iftar ettirmiş gibi sevap yazar, Aşura günü bir yetimin başını okşayana Allahü Teala o yetimin başındaki kıllar kadar Cennette derece verir.
O gün gusledenler bir sene ufak-tefek hastalık görmezler.
Bu günde kılınması tavsiye olunan namazlar da mevcuttur. Aşura gününün gecesinde bir tesbih namazı, o gece teheccüd vaktinde 4 rekat namaz, aşura gününe mahsus olmak üzere kuşluk vakti 2 rekat namaz, öğle ile ikindi arasında 4 rekat namaz kılınır. Bu namazların kılınış usulleri teferruatıyla dua kitaplarında ve takvim yapraklarında mevcuttur. Yine bu günde 10 defa şu dua okunur: “...........................................................................”
_________________

Haram aylar, hürmete lâyık aylar (Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb). Bu aylarda savaş yapmak yasak olduğu için bu adı almıştır.

Câhiliye devrinde Araplar arasında iç savaşlar eksik olmazdı. Yalnız haram aylarda savaş yapılmazdı. Bu aylarda panayırlar kurulur, şiir yarışmaları yapılır; yahudiler, hristiyanlar ve puta tapıcılar dinlerini yayarlardı. Eğer bu barış aylarında savaş olursa, yasak çiğnendiği için "Ficâr savaşı" denirdi. Peygamberimiz (s.a.s.)'in yirmi yaşlarında iken, Kureyşlilerle Hevâzin kabilesi arasında yapılan Ficâr savaşlarına katıldığı rivâyet edilmektedir. Peygamberimiz (s.a.s.) bu savaşta kimsenin kanını dökmemiş, yalnız atılan okları toplayıp amcalarına vermiştir.

Haram aylar, Arapların Hz. İbrahim'den beri kullandıkları, kameri aylardandır. Yani ayın hareketine göre düzenlenen takvimin aylarındandır. Hicret, İslâm tarihinde bir dönüm noktası olduğu için hicretin yapıldığı ay olan Muharrem ayı Hz. Ömer zamanında takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Böylece hicretin yapıldığı yıl birinci yıl olmak üzere hicri kameri yıl ortaya çıkmıştır. Muharrem ile başlayıp Zilhicce ile sona eren hicrî-kamerî senenin ayları şunlardır: Muharrem, Safer, Rebîulevvel, Rebîulâhir, Cemâzilevvel, Cemâzilâhir, Receb, Şâban, Ramazan, Şevvâl, Zilkâde, Zilhicce.

Kur'an'da haram aylardan Tevbe suresinde bahsedilir:

''Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre Allah'ın katında ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram (ay)lardır. İşte doğru din budur. O aylar içinde (konulmuş yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve Allah'a ortak koşanlar nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekün savaşın ve bilin ki Allah (günahlardan) korunanla beraberdir. Haram ayı içinde savaşmak yasaklanmıştı. Bu ayda savaşmak için haram ayını başka bir aya ertelemek, küfürde daha ileri gitmektir. İnkâr edenler onunla saptırılır. O (haram ayını) bir yıl helâl sayarlar, bir yıl haram sayarlar ki, Allah'ın haram kıldığının sayısını çiğneyip, Allah'ın haram kıldığını helâl yapsınlar. Yaptıkları işin kötülüğü kendilerine süslü gösterildi Allah kâfirler toplumuna yol göstermez '' (et- Tevbe, 9/36-37) .

Bu ayette geçen "nesî" (geciktirme)'nin nasıl olduğuna ve Arapların bu sûretle haram ayı nasıl helâl saydıklarına gelince; Ay senesi (354 gün) ile güneş senesi (365 gün) arasında on bir günlük bir fark olduğu için kamerî aylar her sene on bir gün evvel geliyordu. Buna göre Hac mevsimi bazan kış ortasına gelir, bazan yazın en sıcak zamanlarına rastlardı. Bu durum müşriklerin hoşuna gitmiyordu. Çünkü yazın sıcağında kışın soğuğunda bedevîler Kâbe ziyaretine gelemiyor, ticaret hayatı da aksıyordu. Bundan dolayı her üç yılda bir defa bir meclis toplanır, o senenin aylarına bir ay eklenerek ay senesi on iki aydan on üç aya çıkarılırdı. Hac mevsimi ise devamlı olarak, dört mevsimden işlerine gelen (mesela ürünlerin yetiştiği) mevsime bırakılırdı. Bu suretle Hac mevsimi değişmiyor fakat aylar yer değiştirmiş oluyordu. Muharrem ayı Saferden başlayarak sırasıyla onikinci ay olan Zilhicce'ye kadar bütün on bir ayın yerini alırdı. Böylece haram aylar helâl ayların yerine geçmiş olurdu. Hac ayı (Zilhicce) de, her sene on bir ay sonraya bırakıldığı (yani nesî' yapıldığı) için hakiki Hac ayı olan Zilhicce'nin dokuzuncu günü ancak otuz üç senede bir defa esas kendi yerini buluyordu. Nitekim Hicretin onuncu yılı Zilhicce'si aslı yerine gelmişti.

Peygamberimiz (s.a.s.) Veda Hutbesi'nde haram aylar konusunda şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar, harbedebilmek için haram ayların yerlerini değiştirmek, şüphesiz ki küfürde çok ileri gitmektir. Bu, kafirlerin kendisiyle dalalete düşürüldükleri bir şeydir. Bir sene helâl olarak kabul ettikleri bir ayı öbür sene haram olarak için ederler. Cenâb-ı Hakk'ın helâl ve haram kıldıklarının sayısına uydurmak için bunu yapıyorlar. Onlar Allah'ın haram kıldığına helâl, helâl kıldığına da haram derler. Hiç şüphe yok ki zaman, Allahu Teâlâ'nın yarattığı gündeki şekil ve nizamına dönmüştür. Sene oniki aydır; dördü haram aylardır; üçü peşpeşe gelir: Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Şaban'la Cemâzilevvel arasındaki Mudar kabilesinin Receb'i (Mudar kabilesi Receb ayına çok hürmet ettikleri için böyle denilmiştir) (et-Tâc, II, 149).

Bu aylarda savaş yasağı neshedilmiş (kaldırılmış)tır. "Nefislerinize zulmetmeyiniz'' ayetindeki "zulüm" günâh işlemek olarak tevil edilmiştir. Dolayısıyla bu aylarda günâh işlemenin cezası diğer aylara göre daha çoktur.

------------------BUTUN MUMINLERIN ASURE GUNUNU SIMDIDEN TEBRIK EDER HAKKIMIZDA HAYIRLARA VESILE OLMASINI TEMENNI EDERIM-------------------------

allah sizlerden razı olsun kadir kırık kardeşim ve oezsoy 67 hocam çok güzel izahatta bulunulmuş şu günlarden istifadeyi ve istifazeyi mevla tüm ihvan-ı dine nasip etsin inş

cenabi hak sizlerdende razi olsun allah bu gun ve gecelerin hurmetine omrumuzu bereketli amelimizi salih eyleyerek son nefesimize kadar son nefes dahil imanin kemaline ererek huzuruna kavusturdugu kullarindan eylesin

evet buayda onemlı hadıseler oldugundan cok deger verılmesı ıbadet edılmesı gereken gunler .degerlendırmek lazım

allah razı olsun bilgiler için


Fıkıh & ilmihal

MollaCami.Com