Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


BIZ SIRAMIZI SAVDIK.

BIZ SIRAMIZI SAVDIK.



Yavuz Sultan Selîm Han Misir'i tamâmiyle Osmanli mülkü yaptiktan sonra,bir müddet daha idârî teskilâti yerlestirmek üzere,burada kaldi.Bu sirada devlet adamlari ve askerler asil vatanlari Anadolu'ya,diyâr-i Rum'a hasret kalip dönmeyi arzu etmislerdi.Fakat bu arzularini Pâdisâha söyleyememislerdi.Ileri gelenlerden bâzilari,Ibn-i Kemâl Pasaya durumu anlattilar.Cünkü Yavuz Sultan Selîm Han onu çok severdi.Ona dediler ki: "Ne zamâna kadar bu diyâr-i gurbette hasret çekecegiz? Bu durumu Pâdisâh hazretlerine bir arz edip,gitmeye meylettiremez misiniz?"

Bir gün Ahmed ibni Kemâl,Yavuz Sultan Selîm Han ile gezintiye çiktilar.Konusmalar arasinda Pâdisâh; "Ortalikta ne sözler var,durum nasil?" diye sordu.Kemâl Pasazâde bu soruyu firsat bilip derhal konuyu ele aldi ve dedi ki: "Pâdisâhim! Yolda gelirken askerlerin Nil'de davarlarini suluyorlardi.O askerlerden birinin su türküyü söyledigini duydum.


Nemüz kaldi bizüm mülk-i Arab'da,

Nice bir dururuz Sâm ü Haleb'de,

Cihan halki kamu ays ü tarabda,

Gel ahî gidelüm Rûm illerine."


(Nemiz kaldi bizim bu Arab diyarinda,Sam'da ve Haleb'de niçin dururuz? Cihan halki hep senlik içinde yasamakta,gel kardes,Rum diyarina,Anadolu'ya gidelim.)

Bu siir, Yavuz Sultan Selîm Hanin çok hosuna gidip; "Bundan sonra burada durmamizi gerektiren isler de kalmadi, döneriz."diyerek,Istanbul'a dönecegini bildirdi.Bundan bir gün sonra,Yavuz Sultan Selîm Hana Kâbe'nin anahtari ve diger mukaddes emânetler teslim edildi ve Istanbul'a dönmek için ordusuyla yola çikti.

Yolculukta bir sohbet sirasinda söz Ahmed ibni Kemâl hazretlerinin hocasi Molla Lütfi'den ve onun öldürülme sebebinden açilmisti.Yavuz Sultan Selîm Han,ona:

"Tokatli Molla Lütfi hocaniz imis.Ilmi,irfâni yüksek, degerli,dört basi mâmur bir ilim adami iken katline sebeb ne oldu." diye sordu.Kemâl Pasazâde:

"Hocam hased-i akrân belâsina ugradi.Tam bir âlim,kâmil, müteheccid(gece uyanip namaz kilan),sâlih,dindâr bir kisi iken,düsmani çogalip hased ettiler ve katline sebeb oldular."dedi.Bu habere fevkalâde üzülen Sultan:

"Molla Lütfi ilminin ve vakarinin yaninda saka yapmayi çok seven biri imis.Bâzan öyle sakalar yaparmis ki,isitenler saka degil,gerçek zannederlermis.Siz de üstadiniz gibi öyle sakalar yapmaz misiniz ki gerçek zannedilsin?" deyince, Ibn-i Kemâl hazretleri hemen su cevabi verdi:

"Biz geçen gün siramizi savdik.Simdi sira Pâdisâhimiz hazretlerindedir."Bu söz üzerine bir müddet düsünen Yavuz Sultan Selîm:

"Yoksa o geçenki gün yeniçeriler agzindan söylenen kit'a da öyle bir saka miydi? Yeniçeriler agzindan söylenen o sözler sizin sözünüz müydü?" diye sorunca da Ibn-i Kemâl:

"Evet,dogrusu Pâdisâhimizin buyurduklari gibidir." dedi.O espiriyi çok begenen Pâdisâh,Ibn-i Kemâl hazretlerine ihsânlarda bulundu.

Huzur Pinari


Selametle

MARİFET...?!
AZRAİL'E TEBESSÜM...
Bütün yavuz sevenler adına ,paylaşımın için teşekkürler...


Hikayeler ve Kissalar

MollaCami.Com