Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Teravih Namazı 20 Rek’at ve Müekked Bir Sünnettir

Halis ECE

Teravih Namazı 20 Rek’at ve Müekked Bir Sünnettir


Rabbimiz (c.c.) buyuruyor ki:

“Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim arzım/yeryüzü geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.” (Ankebût suresi, 56)

Bunca güven ortamına, rahatlığa-ferahlığa rağmen, mübarek Ramazan ayında çeşitli bahanelerle teravih kılmaktan imtina edenler, bu sünneti görmezden gelenler, ne yüzle yalnızca Allah'a kulluk ettiklerini iddia edebilirler?!

Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz de şöyle buyurdular:

“Kim, inanarak ve sevâbını Allâh’tan umarak Ramazan gecelerini (teravih namazıyla) ihyâ ederse, geçmiş günâhları affolunur.” (Buhârî, Sahih, Terâvih, 1; Malik, Muvatta’, es-Salâtu fi’r-Ramazân, 2)

Hz. Âişe (r.anha) validemiz şöyle anlatır:

“Bir gece Rasûlullah (s.a.v.) Mescidde teravih namazı kıldı. İnsanlar da ona tâbî olarak namaz kıldı. İkinci gece yine kıldı, o gece ce*maat çoğaldı. Daha sonra üçüncü veya dördüncü gece cemaat toplandı, fakat Rasûlullah (s.a.v.) mescide çıkmadı. Sa*bah olunca,

“‒ Gece toplandığınızı gördüm; lakin teravih na*mazının size farz kılınmasından korktuğum için, çıkıp size teravih kıldırmadım.” buyurdu. Bu hadise Ramazan ayında olmuştu.” (İmam Malik, Muvatta’, es-Salâtu fi’r-Ramazân, 1)


***

Demek ki neymiş efendim; "teravih namazı diye bir namaz yoktur" diyenler boş konuşuyorlarmış... Bunlara kulak vermememiz, Ramazan-ı şerifte oruç ibadetimizi 'teravih'le taçlandırmamız lazımmış... Meşhur tabirimizle, "gündüzleri saim, geceleri de kaim” olmamız gerekiyormuş. Onlar kılmayacaklarsa kılmasın; ama ne olur, kılanlara da karışmasınlar, Müslümanların kafalarını karıştırıp gönüllerini bulandırmasınlar...

***

Yazımızın başlığında teravih namazıyla ilgili zikrettiğimiz hususu toparlayıp özetleyecek olursak, şunları söyleyebiliriz:

Hanefi mezhebine göre teravih namazı müekked sünnettir, rek’ât sayısı da Hz. Ömer’in (r.a.) uygulamasına dayanır.

Hz. Ömer Mescid-i Nebevî'de halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yirmi rek’ât olarak kıldırdı.

Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rek’at olarak cemaatla kılınmasına karşı çıkmadı.

Âlimler bu hususta, Rasûlullah Efendimizin (s.a.v), "Benden sonra benim sünnetimden ve Râşit Halifeler’in sünnetinden ayrılmayın." (Tirmizî, Sünen, İlim, 16; İbn Hanbel, Müsned, 4, 126) hadis-i şeriflerine göre hareket etmişlerdir.

Diğer taraftan Abdullah ibn Abbas’ın (r.anhüma) Ramazan ayında teravih namazını yirmi rek’at olarak kıldığı ve arkasından da üç rek’at vitir namazını eda ettiği rivâyet edilmiştir.

İmam-ı Azam Ebû Hanife'ye (rh.) Hz. Ömer’in (r.a.) bu hususta yaptığı uygulama sorulduğunda, şöyle cevap vermiştir:

“Teravih namazı hiç şüphesiz müekked bir sünnettir. Hz. Ömer, bu namazın cemaatle ve yirmi rek’at kılınmasını şahsî bir ictihadı ile yapmadığı gibi, bir bid'at olarak da emretmemiştir. O, kendisinin bildiği şer'î bir esasa ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bir vasiyetine dayanarak böyle yapmıştır.” (Allâme Seyyid Ahmed Tahtâvî, Hâşiyetü't-Tahtâvî alâ Merâki'l-Felâh, s. 334)


Hasılı, Ramazan'da teravih namazı kılmak, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir. Hafife alınabilecek bir husus değildir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde buna işaret ederek buyurmuşlardır ki, "Allah size Ramazan orucunu farz kılmıştır, ben de size gece namazını sünnet kıldım." Âlimlerimiz, buradaki gece namazından kastın, "teravih" namazı olduğunu ifade etmişlerdir. (İbn Mâce, Sünen, İkametü's-Salât, 173; İbn Hanbel, Müsned, I, 191 vd.)


Blog Paylaşımları

MollaCami.Com