Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


YÜREK DEVLETİ!!

İlahi vahyin en son muhatabı olan Peygamber Efendimiz’in de vahyi almazdan hemen önce “varlık sancısı”yla bu temel sorulara cevap aradığını biliyoruz.



Allah resulünün mükemmel bir davetçi olabilmesi için “içsel zenginliği” elde etmesi gerekiyordu.Gaybileşmesi,derunileşmesi gerekiyordu.Bu yüzden onun Hira günleri dışardan bir inziva gibi görünse de,içerden bir hareket bir keşif ve bir seyahatti.



O,davetin en ağır bölümünü oluşturan “vahiy” yükünü taşıyacak olan yüreğini,buna hazır hale getirmeye çalışıyordu.Ya da Rabb’ ı tarafından buna yönlendiriliyordu.Onun kalbi “vahiy üssü” olacaktı.Vahyin öz tanımıyla dağlara inmesi halinde dağların bile “haşyetten parç parça olacağı (59/21) ağır bir söze”(73/5) üs olan böyle bir kalbin “tasfiye” edilmesi gerekiyordu.



Allah Rasulü “hikmet”e talip olan her insan gibi içindeki uçsuz bucaksız evreni keşfe çıkmıştı.Hırada Onun ilk öğrendiği şey “aramak ” tı.Ardından neyi araması gerektiği sorusuna doğru cevap bulmaya çalıştı.Rabbi ona her an yardımcı oluyor,yol gösteriyordu (hidayet).Ardından nerede arayacağı öğretildi.



O,kendisini arıyordu.Kendini bulmak,kendini bilmek için iç dünyasında uzun süren keşiflere çıkıyor;her buluş başka arayışları getiriyordu.Bu arayışlar sonunda o ,öyle bir noktaya getirildi ki, o nokta vahyin eşiğiydi.sorduğu sorular ancak vahyin çözeceği sorulardı.İnsanın gücünün bittiği yerde Allah’ın “kuluna” yardımı başlamıştı:



“oku,

yaratan Rabbinin adıyla.

İnsanı alaktan yarattı O.

Oku,Rabbin en keremli olandır.

O,kalemle öğretti.

O,insana bilmediğini öğretti.”(96/1-5)



Evet,O insana bilmediğini öğretmişti.

İnsan “ben kimim?” sorusunun cevabını bilmiyordu.Ondan önce “kimin yarattığını(yaratan Rab)” öğrendi.Sorularına nasıl cevap bulacağını,öğrenmenin yollarını (ikra’ bi’l kalem) öğrendi.Dahası vahyin hakikatın en büyük öğreticisi olduğunu öğrendi. Özetle insanın bilmediği,cevap bulamadığı şeylerin cevabının Allah’ta olduğunu,Onun vahyinde olduğunu öğrendi.



Aldığı bu ilahi cevaplarla “varlık sancısı” gitmiş yerine “ubudiyet,uluhiyyet ve rububiyyet bilinci”(hikmet,takva,hidayet) gelmişti.sorumluluk sancısı ve hakikat aşkı gelmişti.Son ve tamamlanmış vahye muhatap olan fertlerin vahiyden istifade edebilmeleri,vahyin ilk muhatabının içsel zenginliğine yaklaştıkları anda mümkün olacaktı.



YÜREK DEVLETİ

MUSTAFA İSLAMOĞLU


Serbest Kürsü

MollaCami.Com