Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


batı ile doğu arasındaki fark

Bir padişahın iki oğlu varmış. Büyük oğlunun adı Doğu, küçük oğlunun adı Batı´ymış. Doğu sakin, ağırbaşlı, mert aynı zamanda çevik, zeki bir delikanlıymış. Batı henüz yetenekleri gelişmediğinden abisine hayran, onun gibi olmak isteyen bir çocukmuş.
Gün gelmiş padişah, yani babası yetiştirmesi için Batı´yı Doğu´ya emanet etmiş. Doğu kardeşine her şeyi öğretmek için elinden geleni yapmış. Batı´ya aklını kullanmayı öğretmiş ilkin... Ardından nasıl çevik hareket edileceğini, nasıl silah kullanılacağını anlatmış...
Batı öğrendikleri karşısında abisine daha fazla hayranlık duymuş. Doğu ise komutanlığa ve askerliğe dair hiçbir sırrı kardeşinden gizlememiş, hepsini Batı´ya anlatmış, öğretmiş... Artık Batı da çok iyi bir silahşörmüş.
Bir gün Doğu, "Artık vakti geldi" deyip başlamış en önemsediği en son dersi Batı´ya anlatmaya; ERDEMLER. Mertlik, güzel ahlak, insan olma sanatı... Doğu anlatmış, anlatmış... Nihayet sözleri bitince kardeşi Batı biraz kızgın ve biraz dalgacı bir tavırla, "Ne mertliği, ne ahlaki ağabey... Ben güçlüysem kazanmak benim hakkımdır. Şayet kazanabileceğim bir şey olsa, hic düşünmez babamı bile yere sererdim" demiş.
Doğu bu sözleri duyunca kemiklerine dek ürpermiş, birden atılıp yapışmış kardeşinin yakasına:
- Seni yetiştirdiğim günlere yazıklar olsun! İyi bir hükümdar ve iyi bir kumandan olmak için her sözümü dinleyecektin hani!
- Aman ağabey ne yapıyorsun!
- İyi bir hükümdar ve iyi bir komutan olmanın ilk şartı ahlaklı insan olmaktır aslında. Ben bu kaideyi çok önemsediğim için sona bırakmıştım. Yalnız gücünle insanlara hükmedebileceğini mi sanıyorsun? Bir gün insanların senin o tutarsızca kullandığın gücünden, yani zulmünden usanıp erdem ve ahlakla seni yıkabileceklerini hiç düşünmüyor musun?
- Ağabeyciğim sakin ol! Sen beni yanlış anladın.
- Neyi yanlış anladım. Sen ki menfaatin olsa babamızı bile öldürebilecek kadar maddeye ve güce tapıyorsun. Hayır, bütün yeryüzünün hükümdarlığını alsan bile insanlara kargaşa ve zulümden başka bir şey getiremeyeceksin! Sen benim kardeşim olamazsın! Seninle aynı havayı
teneffüs etmek bile benim için büyük utanç...
Doğu cümlesini tamamladı, kardeşinin yakasını bıraktı ve yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı... Tam bu sırada Batı belindeki hançeri çekip abisinin sırtına sapladı...
Doğu irkildi birden, sonra usulca dizleri üstüne çöktü. Ve Batı... Batı´ysa abisinin bu haline gülüyordu. Çünkü ona her şeyi öğreten abisi Doğu´nun sırtına sapladığı hançer, ona savaşmayı öğretirken Doğu´nun kendisine hediye ettiği hançerdir. Doğu ağlıyor...
Gözlerinizi kapatıp dinleyin! Vicdanınızla duyun! Doğu´da kan ve gözyaşı... İki parmak tabanlı boylarıyla Amerika ve Batı ordularının çiğnediği topraklar... "Bu bir Haçlı seferidir" diyerek DEMOKRASI VE İNSAN HAKLARIYLA maskelediği niyetini ortaya koyan zalimler! Sırtında ihanetin izini taşıyan Doğu´nun çocukları ve ihanet şarabını kana kana içen Batılılar...
İnsan kılığındaki canavarlar. Batı´nın erdem yoksunu heykelleri. Maddenin görsel ihtişamı ardındaki ağır hastalığa yakalanacakları günü bekliyorlar. Şimdilik zulümle iftihar eden bu soysuzlar o gün geldiğinde, füzeler, silahlar ve bombalarla dolu oyuncak kutularından sıkılıp bunalıma girince, Doğu coğrafyasına, ışıklarını söndürüp kararttığı Doğu topraklarına bıraktığı mazlumların ahını dehşet verici bir çığlıkla boğularak ödeyecektir.
Biz... Sırtında yakut saplı bir hançerle ıslak kaldırımlarımızda dizüstü çökmüş can çekişen BİZ’i anlayıp, "Biz ancak ve ancak beyaz önlüğümüzle Batı´nın laboratuvarlarında yer alabiliriz" deyip bilim ve teknikte durdurulamayan bir sıçrayıştan sonra, insan cevherini her yönüyle zirveye çıkarıp Batı´nın her şehrinin meydanına bir İNSANLIK abidesi dikmeye talibiz!
Artık zaman durma vakti değildir. Simitçimizden profesörüne kadar hepimizin bir DİRİLİŞ sancısı çekmesi icap ediyor. Televizyonlarımızın başına oturup "Vah tuh... Dünya ne hale geldi. Memleket elden gidiyor" deme vakti geçti. Artık bunlar vakit kaybından ibaret! Damarlarımızda kalan son damla kanı, donuna lastik takmayı bile bizden öğrenip bizi medeniyetsiz ilan eden Batılılara ve onların artığıyla geçinip yalakalığını yapan sırtlan karakterli sözde aydınlara yaptıklarının bedelini yakalarına yapışıp hesap sormakta kullanalım!
Ey Türk!
Dizleri üstünde bekleyen Doğu´yu senden başka kim kaldıracak! Doğrulma vaktidir artık!
ÜMİTVAR OLUNUZ, GECENIN EN KARANLIK OLDUĞU VAKİT, GÜNEŞİN EN YAKIN OLDUGU VAKİTTİR!


Makaleler

MollaCami.Com