Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Zikrin âdâbı ve azameti

Halis ECE

Zikrin âdâbı ve azameti


Allha’ı zikirle meşgul olmanın âdâb ve keyifeyi:

Zikrin pek çok aslî ve fer‘î âdâbı vardır. Fer‘î edepler muktedânın (iktidâ edilen, kendisine tâbi olup uyulan zâtın) ihtiyar ve irâdesine (tercih ve isteğine) tâbi olduğundan, burada, âdâbın bazı esas ve zarûri olanlarından bahsedilecektir.

Bunlar, öyle esas ve zarûri edepler ki; hiçbir tâlib-i müsterşid (irşâd edilip kendisine doğru yolun gösterilmesini isteyen kimse) onlardan müstağni ve vâreste kalamaz; (bunlara ihtiyacım yok, benim için bunlar lüzumsuz ve faydasız diyemez).

Tâlip, tâbi olduğu pîrinden aldığı zikri, nasıl telkin ve târif buyurulmuş ise harfiyyen öylece icra etmeli... Nasıl emreylemiş ise, emri ayniyle ve irâdesi mucibince (söylediklerine tamamiyle uygun olarak) yapmalı.

Farzlar, vâcipler ve sünnetlerden başka ona hiçbir şey karıştırmamalıdır.
Kendisine tâbi olunan pîr, İlâhî ve mânevî (bakımdan) hâzık bir tabîp (Allah tarafından mâneviyat sâhasında işinin ehli bir doktor) olduğundan, onun tâyin ve tertip ettiği mânevî ilacı, ziyadesiz ve noksansız (olarak almak) vaktinde ve zamanında kullanmak lâzımdır.

Aksi hâl ve hareket, (bu ilacın sadece) tesirini iptâl (hükümsüz bırakıp yok) etmekle kalmaz; (ayrıca) mânevî hastalıkların şiddetlenmesini de intâc eder (artmasına sebep olur). (1)
***

ALLÂH’I ZİKRİN BÜYÜKLÜĞÜ

Allâh’ı zikir yani zikrullâh ile meşgul olmak çok büyük bir iştir. Bir mü’minin zâhir ve bâtını (içi ve dışı) ancak bu Allâh'ı zikirle münevver olur (nurlanır, aydınlanır). Tabiî ve beşerî kesâfet mahza zikrullah ile zevâl bulur. (Yani, beşer olarak yaratılıştan gelen kabalık ve yoğunluk, insandan, ancak Allâh’ı zikirle ayrılır gider.)

Mezkûr ile zâkir (Allah ile onu zikreden kul) arasında hususi münâsebet, yalnızca zikir ile meydana gelir. Zikrullah ile zâkir, Mezkûr-i Mutlak’ın kerem ve inâyetine kabiliyet ve mazhariyet peyda eder. (Yani Allâh’ı zikir ile kul, onun lûtuf ve ihsânına liyâkat ve nâiliyetini ortaya koymuş olur.)

Allâh’ı zikir, elbette en büyüktür.”(2)

Siz beni zikredin ki, ben de sizi anayım.”(3)

Allâh’ı zikr-i kesîr ile (çokça) zikreden erkekler ve zikreden kadınlar...”(4)

Allâh’ı zikr-i kesîr ile zikredin.”(5) mübârek nassları (âyet-i kerimeleri), bu hakîkatlere delildir.(6)

Ebû Yezîd-i Bestâmî (k.s.) hazretlerine, “zikr-i kesîr”in mânâsı sorulduğunda, “zikr-i kalbîdir” yani kalble yapılan zikirdir cevabını vermişlerdir.

Çünkü, bütün a‘zâ ile alâkası olan nefsin iki kaşın arasındaki merkezini, boyun büküp letâife bağlamak sûretiyle, kalbin her şeyden mücerred bir hâlde “Allah-Allah-Allah...” diye çarpması, zikr-i kesîr ve ecr-i azîmdir.(7)


DİPNOTLAR
(1) Salâhuddîn ibn Mevlânâ Sirâcüddîn, Mektuplar ve Bazı Mesâil-i Mühimme, byy., s. 168.
(2) K.K., Ankebût sûresi, 45.
(3) K.K., Bakara sûresi, 152.
(4) K.K., Ahzâb sûresi, 35.
(5) K.K., Ahzâb sûresi, 41.
(6) Salâhuddîn ibn Mevlânâ Sirâcüddîn, a.g.e., s. 169.
(7) Süleyman Hilmi Silistrevî (k.s.) hazretlerinden nakleden talebesi Ziya Sunguroğlu merhûm.

İmam Birgivî (k.s.) hazretleri Zikr-i Cehrî isimli risalelerinde şöyle buyururlar:

"Bilesin ki, tahkik ehlinin (bir şeyin doğruluğunu-eğriliğini araştıran ulemanın) zikir hususundaki açıklamaları iki kısma ayrılır:

1. Lisan ile yapılan zikir,

2. Kalb ile yapılan zikir.

Lisanen yapılan zikir, dille telaffuz edilip kulakla işitildiği halde, kalb ile yapılan zikir ne dille telaffuz edilir ne de kulakla işitilir. 0 ancak kalbin tefekküru ve cenânın (gönlün) mülâhazasından ibarettir.

... Ve ulemanın ittifakı, meşayihin icmâiyle sabittir ki; zikir mertebelerinin en üstünü budur, yani kalb ile yapılandır."

“Allâh’ı zikr-i kesîr ile zikredin.”
Ebû Yezîd-i Bestâmî (k.s.) hazretlerine, “zikr-i kesîr”in mânâsı sorulduğunda, “zikr-i kalbîdir” yani kalble yapılan zikirdir cevabını vermişlerdir.

Çünkü, bütün a‘zâ ile alâkası olan nefsin iki kaşın arasındaki merkezini, boyun büküp letâife bağlamak sûretiyle, kalbin her şeyden mücerred bir hâlde “Allah-Allah-Allah...” diye çarpması, zikr-i kesîr ve ecr-i azîmdir."

Allahu Teala zikri kalbiden mahrum bırakmasın.

Teşekkür ederim değerli kardeşim... Duana da sınırsız "âmin"ler olsun.

Rabbim her hâl ü kârda zikrinden uzak tutmasın. Çünkü Allah'ı zikir, her şeyin üzerinde... Bahusus zikr-i kalbi...

Selamlar...

hocam emeğinize sağlık,allah razı olsun,yazılarınızı takip ediyorum

Sevgili SSOYLER;

İlgin ve duaların için teşekkür ediyorum... Rabbim cümlemizden râzı olsun.

Selam ve muhabbetler...


Blog Paylaşımları

MollaCami.Com