Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


küçük beyaz kağıt

Evlilik küçük beyaz bir kağıt olarak başlar. Bir kadın ve bir erkek bu kağıdı birlikte doldurmaya karar verirler. Yazmaya başladıklarında, her ikisi de ilk kez beraber çalışmaya başladıklarını fark ederler.
Her biri yazabileceği en güzel cümleyi yazar kağıda, çizebileceği en güzel resmi çizer. Bazen erkek fazlaca yazar, çizer, bazen kadın. Bazıları önce eleyip sık dokur.
Düşünür taşınır ondan sonra yazar. Yazı yazmaya, resim çizmeye devam ettikçe yorulduklarını hissederler.

Yazmaya, çizmeye devam etme şevklerini kaybettikleri olur bir ara. Sonra taze bir heyecanla yeniden başlarlar. Bu, evliliğin ve ilişkinin sürmesi için verdikleri karardır.
Yazma ve çizme isteği sürdükçe, kağıtta sürekli yer açılır, karalamaya devam ederler. Bu karalama eşlerden birinin mürekkebi bitse, yani bu dünyadaki hayatı sona erse bile devam eder.
Geride kalan, kağıdın hâlâ boş kalan kısımlarını karalamayı sürdürür. Bu kağıdı karalamanın birkaç kuralı vardır: Her iki taraf da yazmalıdır, çizmelidir. Biri yazmayı bırakırsa, otomatik olarak diğerinin de mürekkebi biter, şevki kalmaz, çabucak yorulur.

Hem sonra, herkes kendi el yazısıyla yazmalıdır. Biri diğerinin el yazısının kendininkine benzemesini beklememeli ya da diğerinin el yazısını taklit etmeye kalkmamalıdır. Kağıdı birlikte doldurabilmek için herkesin “kendisi” olması gerekir.

Eşlerin birisinin yazısı çirkin olabilir ya da çizdiği resim kaliteli olmayabilir. Diğeri bunu dert edinmemelidir.
Zaman zaman eşini beğenmezse yazdığınız yazıyı silebilir, yeniden yazmaya başlayabilirsiniz. Yani, yazdıkça ve kağıt önünüzde durdukça bir sorun yoktur.
Ancak…
Eşinizin yazığını ya da kendi yazdığınızı silerken kağıdı yırtarsanız, aşkı ve ilişkiyi yitirebilirsiniz.
Siz ne kadar güzel yazmış olursanız olun, ne kadar tatlı çizmiş olursanız olun, kağıttaki bir yırtık asla onarılmaz, öylece kalır.
Çünkü bu ilişkiye iki basit sermaye ile başladınız. Biri mürekkebiniz, yani hayatınız.

Diğeri kağıdınız, yani hayatınızı birlikte biçimlendireceğiniz aşkınız. Mürekkebinizle ne karalarsanız karalayın, kağıda zarar vermemelisiniz. Mürekkebiniz asla kurumamalı, aşkınız asla yırtılmamalı. Kağıt üzerindeki tüm hatalar, tüm eksiklikler, tüm çirkinlikler, tüm karalamalar sorun değildir aslında.
sorun bütün hatalarımızı, kusurlarımızı, eksiklerimizi her nasılsa kabul etmeye hazır beyaz kağıdımızı yitirmektir.
Bu noktadan sonra bazıları kağıdı tamamen ayırıp ortaklıklarını bitirebilirler. Bazıları da yırtığa aldırış etmeksizin kağıda yazmaya devam edebilirler. Çok geçmeden, yeni yazdıkları boşlukların eskisi gibi sağlam ve temiz olduğunu fark ederler..


( Senai Demirci / Aşk’a Dair Öyküler )

Bir arkadasim anlatmisti.Cok hosuma gitti bende size aktarayim.

Insalarin evlilikteki secimi aynen kuruyemis yerken yaptigi secim gibidir. Oncelikler,Findik,Fistik,Ceviz vs.. alinir,en sona nohut ve leblebiler kalir(kesinlikle nimetleri kucumsemek yok bu ifade de)...Ancak nohutlar ve leblebiler de bittiginde henuz kabugu acilmamis Antep Fistiklari kalir. Anlayacaginiz ya erken davranmali,veya en sona birakmali.Tabi hersey bir yana,Evlilik zamani ve kimin ile olacagi degismeyen kaderlerden dir. Cenabi Hak herkese hayirlisin nasib etsin.

Bu arada evlilik deyince aklima hep Muhterem Hocamin anlattigi bir hadise gelir,onu da burada aktarmis olayim.

Aristo`yu biliriniz, yunan filozoflarindandir. Bu arada filozof, cok dusunmek ten dolayi kafa biraz bas ta olmayan insan demektir. Iste bu Aristoya sormuslar.Evlilik hakkinda ne dusunursunuz....Cevap:

Evlilik guzel bir seydir, eger haniminiz iyi cikarsa iyi bir insan olursunuz ,fakat kotu cikarsa benim gibi filozof olursunuz.:))
Vesselam

hayatta en zor seçimlerden biri bence ALLAH herkese hayırlısını nasip etsin.şimdiki nesil için pek önemli olmasada (boşanma artık çocuk oyuncağı olduğu için)bizim için ömür boyu hayatımızı sürdürecek bir hayat arkadaşı seçmek hayli zor bir iş.diyorumya ALLAH yardımcımız olsun.karşımıza inşallah iyi birisi çıkar dualarım tüm bekarlara :)selametle

Eline sağlık jade

katana kardeşim hakikaten çok güzel anlatılmış duanızada Aminler hayırlı zevc ve zevceler nanip etsin mevlaa

bak hanımı iyi imiş ki onu filozof yaptı :))





Bu dava saldırgan küfre ve onun zehirli oklarına karşı zırhlı ve tulgalı erlerden kurulu ordu yetiştirme davasıdır...

Hazretimiz ben ,evlatlarımın üç vaktinden korkarım buyuruyor;
1) Buluğ zamanından
2)Asker zamanında
3)evlenme zamanıda
Hazreti ömer (r.a)Efendimiz ebeveynin evlat üzerinde başlıca vazifeleri şunlardır demiştir.
1-Baba oğlunu evlendirirken soyu temiz ve sakiha bir kadın alacak .
2-evladı dünyaya gelince ona güzel bir isim koyacak.
3-Onun talim ve terbiyesine büyük önem verecek.Bu vazifelerin hiç birini yerine getirmedigi halde evladından itaat ve ikram isteyen kimseyi Hz. ömer
(R.A) "Defol ya fasık diye yanından kovmuştur.
Cenabı hak evlenecek kardeşlerimize hayırlı kısmetler nasib etsin.


Makaleler

MollaCami.Com