Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


sünnet

Abdullah ibn-i Abbas (radıyallahü anh) hazretlerinin naklettiği bir hadis-i şerifte, Kainatın Medar-ı İftiharı Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

Kim sadece Allah rızası mülahazasıyla kırk gün sabah namazını (cemaatle) kılarsa kalbinden lisanına hikmet pırlantaları akmaya başlar.

عَنْ عَلِيِّ (رَضِيَ الله عَنْه) قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ الله صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ:

مَنْ أَحَبَّ أَنْ يَكُونَ أَكْرَمَ النَّاسِ فَلْيَتَّقِ اللهَ
وَمَنْ أَحَبَّ أَنْ يَكوُنَ أَقْوَى النَّاسِ فَلْيَتَوَكَّلْ عَلىَ اللهِ
وَمَنْ أَحَبَّ أَنْ يَكُونَ أَغْنَى النَاسِ فَلْيَكُنْ بِمَا فيِ يَدَيِ اللهِ أََوْثَقَ مِنْهُ بِمَا فيِ يَدِهِ.


Hazreti Ali (radiyallahü anh) Peygamber Efendimiz’in (aleyhissalâtü vesselam) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“İnsanların en kerimi olmak isteyen Allah’a karşı takva duygusuyla dopdolu olsun..
en kuvvetli olmayı dileyen Allah’ın havl ve kuvvetine sığınıp O’na mütevekkil bulunsun..
ve her kim de insanların en zengini olmayı murad ederse kendi elindekinden çok Allah’ın bitip tükenmeyen hazinelerine güvensin.”

Müsnedü’ş-Şihab, 1/234; (az farkla) el-Müstedrek, 4/301; Mecmeu’z-Zevaid, 2/967

(Müsnedüş- Şihab, 1/285)

عَنِ ابْنِ عُمَرَ (رَضِيَ اللهُ عَنْهُ) قَالَ رَسُولُ اللهِ (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ):

إِنَّمَا مَوْضِعُ الصَّلاَةِ مِنَ الدِّينِ
كَمَوْضِعِ الرَّأْسِ مِنَ الْجَسَدِ.


* * *
Abdullah ibn-i Ömer hazretlerinin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) şöyle buyurmuştur:
Bedende başın yeri ne ise,
dinde namazın yeri de odur.
(El-Mu'cemü'l-Evsat, 2/383; Mecmeu'z-Zevaid, 1/292)

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ (رَضِيَ الله عَنْهُ) قَالَ رَسُولُ اللهِ (صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّمَ):
مِنْ حُسْنِ إِسْلاَمِ الْمَرْءِ
تَرْكُهُ مَا لاَ يَعْنِيهِ.


* * *
Hazreti Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, her ifadesi lâl ü güher Efendiler Efendisi şöyle buyurur:
Doğrudan ya da dolaylı olarak Cenab-ı Hakk'ı hatırlatmayan lüzumsuz bütün duygu, düşünce ve fiilleri terketmesi, kişinin İslam'ı bilmesinin ve gereklerini yerine getirmesinin mükemmelliğindendir.

(Tirmizî, Zühd, 11; İbn Mâce, Fiten, 12; Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 2; Müsned, 1,301)
عَنْ أَبيِ ذَرٍّ (رَضِيَ اللهُ عَنْهُ) قَالَ رَسوُلُ اللهِ صَلىَّ الله ُعَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
إِتَّقِ اللهَ حَيْثُمَا كُنْتَ
وَأَتْبِعِ السَّيِّئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ.
[/size]

* * *

Ebu Zerr (radiyallahü anh) hazretleri Peygamber Efendimiz (aleyhissalatü vesselam)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

"Nerede bulunursan bulun, Allah’tan kork ve hep takva duygusu içinde ol!
Bir günaha düşmüşsen, arkasından hemen bir iyilik yap ki, o günahı siliversin.
İnsanlarla olan muamelelerinde de güzel ahlâktan hiç ayrılma!"
(Tirmizi, Birr, 55; Müsned, 2/5, 5/153, 178, 228


Hadis ve Sünnet

MollaCami.Com