Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Bir Sigara İçelim, İçimiz Açılsın!

BİR SİGARA İÇELİM, İÇİMİZ AÇILSIN!

Yeryüzünde ciğerlerine sigara dumanı girmeyen yoktur. Aktif içici olmasak da çevremizdeki aktif içicilerin sayesinde “sigara içmiyorum” diyen bizler de pasif içici durumuna düşmekteyiz. Halkımız bu durumdan her ne kadar şikâyetçi olsa da, köşe yazarlarımız bu durumu yazılarında dile getirseler de sigaranın fiyatlandırılması, pasif içiciliğin engellenmesi, tütün firmalarının sponsorluğu konularında uluslararası bir düzenlemenin yapılmasını imzalayan 107. ülkeyiz.

Sigaraya başlayanların yaklaşık %30’u lisede, %15’i üniversitede sigaraya başladığını söyler. Üniversitede sigaraya başlayanların ise %73’ü birinci sınıfta başlamıştır. Sigaraya başlamada rol oynayan faktörler arasında en büyük etkiye aile ve arkadaş etkisi sahiptir. Anne-baba, öğretmen vs. çocuğun yetişmesinde birinci dereceden etkili olan şahısların sigara içmesi çocukları büyük ölçüde etkiler. Sigara içmeyi büyümenin bir göstergesi olarak görmeye başlarlar.

Sigarayı neden “aydın” denilen kesim içmektedir? Sigara içip okumuş, aydın geçinen kimselerin okumuşluğuna “cehl-i mürekkep”(1) demek daha uygun olacaktır. Dinimizin methettiği ilim Allah’a götüren ilimdir ki bu ilme sahip olanlar zaten sigara içmek gibi cahilce bir işe kalkışmazlar.

***
Üniversite gençliğinin bu bela ile karşı karşıya olması gerçekten üzücü bir durumdur. Zor bir sınav sonrası öğrencilerin kendisini sınav salonundan dışarıya atarak sigaraya nasıl sarıldığını görmelisiniz. Veyahut mola saati gelmiş hatta birkaç dakika geçmiş bir derste, ders hocasına mola vermesi için ısrar eden, ıstırabını “Bir sigara içelim de içimiz açılsın!” ifadesiyle vurgulayan öğrencileri görseniz… Siz de çok üzülürsünüz, biliyorum.

Otobüsle uzun bir yolculuğa çıktıysanız siz de şahit olmuşsunuzdur yolcuların otobüse binmeden önce alelacele bir-iki sigara tellendirdiğine… 10 dakikalık molayı bile bir fırsat bilip bu molayı sigara içmekle geçirdiklerine… Arka koltukta dört-beş yaşlarında çocuğuyla yolculuk yapan genç bir annenin mola saati geldiğinde “Sigara içmeyeceksin değil mi anne?” sorusunu geçiştirerek cevaplayıp çocuğunu içeride bırakarak dışarıda sigaraya sarıldığını da görmeliydiniz…

***

Sirke balı bozduğu gibi sigara da nesli bozar! (2)

Sigara içen anne adaylarının çocuklarının ölme riskinin olduğu ispatlanmıştır. Çocuk doğmuş olsa bile zekâ geriliği, çok zayıf veya kısa boylu olma olasılığının büyük olduğu da uzman doktorlar tarafından açıklanmıştır.



Sigara necistir!

Müslümanın temiz olması gerektiğini, temizliğin imandan bir şube olduğunu Peygamber Efendimiz haber vermiştir. Nasreddin Hoca’ya sigara içen biri sorar:

“Hocam sigaram helâya düştü, o şimdi pislendi mi, alıp içebilir miyim?”

Nasreddin Hoca Merhum’un şairane cevabı müthiştir:

Sen tütüne necis deme necis duyar ar eder
Tütün düşse necise necisi murdar eder…
(3)

Necisten de öte bir şeyi kullanan, kokusunu daima üzerinde taşıyan birinin yanında biz insanlar rahatsız olup kaçarken melaike-i kiram, ruhaniyet durur mu dersiniz?

“Sigara içmek” diyoruz da, sigara için “içmek” fiilini kullanmak ne derece doğru bilmiyorum. Araplar sigara için “tedhin=dumanlama” fiilini kullanırlar. İngilizler “drink” değil de “smoke=sigara içmek” fiilini kullanırlar. Dolayısıyla sigara yenilen veya içilen şeyler arasında değildir.

“Bir iş ki ona besmeleyle başlanmamıştır; o eksiktir, bereketsizdir.” (4)

Müslüman yemeğe başlayacağı vakit veyahut helal olan bir şeyi içeceği vakit besmele ile başlar. Sigara yenilen veyahut içilen bir şey değil, faydalı da değil; o halde nimet de değildir. Nimet olması için faydası olması icap eder. Faydasız olunca besmele de çekilmez. Sigaraya da besmele ile başlanamayacağından bereketsizdir, fisktir; dolayısıyla haramdır. (5)

***
Sigara içenlere sebebini sorduğunuzda her birinin bahanesi hazırdır. Kötü bir arkadaştan daha iyiymiş, aklını başına getiriyormuş, dertlerini unutturuyormuş…

Peki ya sigara içmeyenler ne olacak? Bunların aklı başında değil mi? Dertlerinden kırılıyor mu sigara içmeyenler? Çok gereksiz ve boş açıklamalarla kendilerini avutuyorlar…

Sigara içmek sefihliktir… Çağdaş(!) geçinip sigara içenlerin cahilliklerini, gericiliklerini ortaya koyan apaçık bir delildir…

***

Anne-babalar çocuklarına bu konuda dikkat etmeli, diyeceğim; anne-babası sigara içen çocuklar sigaraya erken yaşta başlıyor. Günde 2-3 sigara içerek iki haftada tiryaki konumuna geliyorlar.(6) Çocuklar anne-babalarının sigara içtiğini görerek büyümüşlüğün bir göstergesi olarak görüyor ve sigaraya özeniyorlar.

O halde, BÜYÜKLER! Sigara kullanmayı bırakarak çocuklarınıza büyümenin sigara ile olmayacağını göstermelisiniz.

Rabbim sigara gibi bir felâketin şerrinden muhafaza etsin…

Faruk Ö. Aktaş

_________

(1)Nuri Yazar, Artvin Emekli Müftüsü, Üç Büyük Bela…c.1, .478
(2)Nuri Yazar, age c.1, s.490
(3)Nuri Yazar, age c.1, s.467
(4)Müslim, 2017
(5)Nuri Yazar, age c.1, s.468
(6)Sigarasız Hacettepe Bülteni, sayı 10

Nargilenin Sağlık Üzerinde Bazı Etkileri

Nargile kullanımı adolesanlar arasında artış göstermektedir. Nargile tıpkı sigara gibi sağlığı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu konuda pek çok çalışma yapılmaktadır.



Avusturya’da yapılan bir araştırmada, kanın pıhtılaşmasında görevli hücreler olan trombositler üzerinde nargilenin etkisi incelenmiştir. Sonuç olarak da nargile kullanımının, sigara kullanımında olduğu gibi, trombositlerin aktivitesini etkilediği görülmüştür.

Hatta nargilenin sadece trombositleri değil, kanın pıhtılaşmasında görevli diğer tüm yapıları etkilediği bulunmuştur. Kanın pıhtılaşmasını etkileyen bu değişiklikler ise damar tıkanması gibi ciddi kalp-damar problemlerine neden olduğu; ayrıca gebelikte nargile kullanımının, bebeğin damar gelişimi için zararlı etkileri olduğu da ortaya çıkmıştır.

Sinem Nur Canan, Sigarasız Hacettepe Bülteni, sayı 4

***
Bazı gençler arasında nargilenin sigardan farklı olduğu anlaşılmakta ve nargile içilmesi sağlığı olumsuz yönde etkilemeyen bir davranış olarak görülmektedir. Sigaranın sağlığı olumsuz yönde etkilediği gibi nargile de aynı özelliğe sahiptir. Neticede sigara gibi nargile içilmesi de haram olmaktadır.



"Sabır, yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmektir."(Cüneyd-i Bağdadi Hz.)

Öncelikle duanıza binlerce aminler..Teşekkür ederiz elinize sağlık..


Kim ilmi ararsa, cennet onu arar. Kim günahı ararsa, cehennem de onu arar. Hz.Ali (k.v.)

Teşekkürler Faruk kardeşim. Emeğine sağlık. Sitemizde "Sigara Risalesi" başlıklı bir konu olacaktı yanlış hatırlamıyorsam. Zahmet olmazsa onu da link olarak buraya koyarsanız mem un oluruz.

Selam ve sevgiler...

Sigara Risalesi>>


Hatırlatman iyi oldu Adem kardeşim, ihya.org'da vardı, sitemizde de linkinin bulunması gerekli elbet.

"Sabır, yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmektir."(Cüneyd-i Bağdadi Hz.)

Kardeşim eline sağlık çok güzel bi yazı hazırlamışsın, nasrettin merhumun cevabı da gerçekten çok hoşmuş....

İlim ehli edepten hali olmaz; edepsizler ne kadar okusa da alim olmaz...

Neticede sigara gibi nargile içilmesi de haram olmaktadır.


Haramiyet çok ciddi bir meseledir!

Sigaranın;haram olduğuna inanmıyorum.Bakınız:

http://www.mollacami.com/konu/sigara-zevkmi-intiharmi-12634.html

_____________________________________________________________________
Andolsun Zikirden sonra Zebur'da da :''Yeryüzüne salih kullarım varis olacaktır'' diye yazmıştık.(Enbiya,105)

"Tütün içen nefsâni ve şeytanidir!"


Büyük âlim ve velilerden İsmail Hakkı Bursevî (k.s.) hazretleri, Rûhu'l-Beyan Tefsiri’nin 1. cildin sonunda terâcim-i ahvâlini/biyoğrafisini verirken Türkçe olarak tütün hakkında da bazı bilgiler veriyor. Faydalı olacağını mülahaza ederek biraz sadeleştirip nakletmek istiyorum. Şöyle diyor o büyük zat:

Şam'da iken, Şeyh-i Ekber Muhyiddin ibni Arabi (k.s.) birkaç kere temessül (belli bir şekil ve surete girerek gözükme, cisimleşme, tecessüm etme) edip şöyle buyurdu:

Şol şey ki, halk ona yaprak (tütün) der. O bizim yanımızda/nezdimizde (bize göre) pis ve haramdır’.

“Ve, şeyhimden dahi duydum ki; ‘Tütün içen nefsâni ve şeytanidir!’ buyurdular.”

Yine İsmail Hakkı hazretleri, hazırladığı Hadis-i Erbaiyn'in (40 Hadis) 8 no.lu hadîs-i şerifinin şerhinde şöyle buyurur:

Bir şeyin zararı, asli fıtrata (yaratılışa) dokunuyorsa, diğer zararlılardan daha çirkindir. Mesela tütün gibi ki, bunu zararı doğrudan fıtrat-ı aslîyedir. İbâdetlere karşı bir ağırlık ve isteksizlik meydana getirir...”

Keza Ruhu'l-Beyan'da Vakıa sûresinin 43. âyet-i kerimesinin tefsirinde de şöyle buyururlar:

Fehüve harâmün kemâ urrife fi’t-tefâsîr: Bu tütün, diğer tefsirlerde de tarif edildiği, inceden inceye anlatıldığı üzere haramdır”.

Son devrin büyük âlim ve fâzıllarından Mehmed Zihni Efendi merhum da, Nimet-i İslam isimli muhallet eserlerinde özetle şöyle söyler:

Öyle şeyler vardır ki, vücûda faydalı olmak şöyle dursun, netice itibariyle bedeni harap ettiği halde onlara, fazlaca iştah ve istek duyulur. Bundan dolayıdır ki, (bu gibi şeyler oruçlu iken kullanılırsa, hem kaza hem de) keffâret lâzım gelir. Meselâ tütün gibi... Esrar içmek ve afyon yutmak da bu nevidendir ve hepsi de haramdır”.

Müslümana yakışan ise; haram ve mekruhlardan, hatta şüphelilerden dahi kaçınmaktır. Zira dinimizde;

Yasaklardan kaçınmak, emirleri yerine getirmekten önce gelir.


Soruyu öyle sor ki; ne kendine utanç, ne de sorulana azap olsun.

İlave bilgiler için teşekkür ederim hocam. Allah razı olsun.

"Sabır, yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmektir."(Cüneyd-i Bağdadi Hz.)

İsmail Hakkı hazretleri, ilk zamanlarında tütünün haram olduğunu yazmıştı. Çünkü, sultan Murad, tütün içmeyi yasak etmişti. İçen öldürülüyordu. Bu âlim, tütünü değil, tütün içmeyi, idama sebep olduğu için haram demişti. Hükümet, tütün yasağını kaldırdıktan sonra, yazdığı kitabında, tütünün haram olmadığını bildirmiştir. [Bursa'da Orhan kütüphanesinde bu kitap vardır.]


Milyonlarla salih Müslümanın ve halife-i müsliminin, şeyh-ül İslamların kullandığı şeye, kendi aklı ile kötü alışkanlık demek, bunu haramlara benzetmeye kalkışmak, ancak cahillerin yapacağı iştir. İkinci Abdülhamid han tütün içerdi. Kendisine Şemdinan ve İskeçe şehrinden tütün gelirdi. İskeçe, Şemdinan ve Samsun tütünleri, kıyılmış halinde, latif kokmaktadır. Çubuğa koyup içerlerken, etrafa hoş kokusu yayılmaktadır. Bozuk, karışık tütün içerken iyi kokmazsa, halis ve hoş kokulusu kötülenemez. Acı biberi sevmeyen kimse, tatlı biberi, hatta acısını da kötüleyemez. Bunlara mekruh diyemez. Eğer derse, sözünün kıymeti olmaz. Herkes, sevmediği şeye haram, mekruh derse, din-i İslam, Hıristiyanlığa döner. Onun gibi karmakarışık olur.



Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki:
Yemesi, içmesi zararlı olanlar üçe ayrılır:
1- Öldürücü olanlar. Her zehir, cam tozu ve benzerleri böyledir. Bunları yemek, içmek haramdır.
2- Öldürücü olmayanlar. Toprak, çamur, kil ve benzerleri böyledir. Bunları çok yemek, içmek mekruh olup, zararsız miktarları mubahtır.
3- Organlarında zafiyet olanlara zarar verenler. Sağlam olanlara zarar vermezler. Bazı kimselere balık eti, süt, yumurta, biber gibi şeyler zarar verir. Bunlar, yalnız zarar verenlere haram, mekruh olur. Zarar vermeyenlere ise mubahtır. (Hadika)

Tütüne zararlıdır diyenler üçüncü maddeye dahil ediyorlar. Her içeni öldürücü bir zehir olduğunu bildiren bir ilim adamı yoktur. Tütündeki nikotinden dolayı, günde bir iki sigara içen zehirlenir diyen de yoktur. Çünkü bu söz, havada, boğucu olan karbondioksit gazı bulunduğu için, nefes alan zehirlenir demeye benzer. Nikotinden çok daha zehirli olan siyanür asidi, acı bademde de vardır. Bu zehirden dolayı acı badem yemek haramdır, mekruhtur diyen yoktur. Her şeyi fazla yemek, içmek zararlı olur. Aşırı tütün içmek elbette zararlıdır. Bunun için sigara herkese zararlıdır, kansere sebep olur diyerek, günde 1-2 sigaranın da zararlı olacağını sanmak, bu yüzden haram veya mekruh demek ilme aykırıdır.
Hanefi âlimi seyyid Ahmed Tahtavi diyor ki: Şafii âlimlerinin çoğu, tütüne tenzihen mekruh dedi. Hanefi mezhebinde, soğan, sarmısak gibi tenzihen mekruhtur. (Dürr-ül-muhtar haşiyesi)


http://sorusor.diyanet.gov.tr/fmi/xsl/fetva/y_dokumcevap.xsl?-db=FetvaVT&-lay=wfkweb&-recid=923&-find=

_____________________________________________________________________


Andolsun Zikirden sonra Zebur'da da :''Yeryüzüne salih kullarım varis olacaktır'' diye yazmıştık.(Enbiya,105)

İlave bilgiler için teşekkür ederim kıymetli "Yolcu" kardeşim.

1- Öldürücü olanlar. Her zehir, cam tozu ve benzerleri böyledir. Bunları yemek, içmek haramdır.

Sigaranın "öldürücü" olduğunu biliyoruz. Hatta sigara paketinin üzerine yazıyor sigara üreticileri "Sigara Öldürür!" diye... İbareye göre sigara da haram olmuş oluyor. Sizin de gerek bir önceki yorum mesajınızda verdiğiniz linkte gerekse bu yorumunuzda haram olduğunu tasdiklediğiniz gibi...

***

Konu hakkında biraz geniş düşünün. Sigara hakkında geniş araştırmalar yapın. Şu durumda sigaraya ibaha fetvası vermek ne derece doğru?

"Sabır, yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmektir."(Cüneyd-i Bağdadi Hz.)

Sevgili YOLCU kardeşimiz mesajındaki notları nereden, kimden aldığını belirtmemiş ama, zaten gerek de yok, sıkıntılı üslup ve anlatımdaki kendini savunma içgüdüsü yazarını ve meşrebini ele veriyor. Kaldı ki zaten o iddiaları gördüğüm-bildiğim için İsmail Hakkı Hazretlerinin bu hususta üç ayrı yerdeki sözlerini-hükmünü naklettim. Söylenenler-yazılanlar bırakın o büyük zata, sıradan ilim adamı geçinen birilerine dahi yakıştırılabilecek hasletler değil.

Bu meyanda [Bursa'da Orhan kütüphanesinde bu kitap vardır.] denilen kitabın adını ve o sözlerin geçtiği sayfadaki ifadelerin orijinal halini bize gösterebilirlerse memnun oluruz. Gerçekten üzerinde düşünülmeğe değer bir iddia...

Daha önce de bu isteğimi, mahut iddiaları nakleden bazı arkadaşalarımızdan rica etmiştim; ancak bugüne kadar bir şey göeremedik. İnşaallah bu defa birileri yardımcı olur, ortaya koyar da, o nüshayı da tedkik ve tahkik imkânı-fırsatı buluruz.

Bir meseleyi ele alırken, her şeyden evvel ilmi usûl çerçevesinin dışına taşmamaya gayret etmek, kendi peşin hükümlerimize göre tev'il ve tefsirlere yönelmemek esas olmalıdır.

Gösterilen kaynaklarda cilt, sayfa no., naşir, yayın yeri, yayın yılı maddelerinin belirtilmesi gerekir. Kitap bir kütüphanedeyse, onun da en azından hangi kısımda, hangi no'da kayıtlı olduğunu yazmak lazım. "Hadîka, Dürr-ül-muhtar haşiyesi, Bursa'da Orhan kütüphanesinde bu kitap vardır" demek kafi olmaz.

Şimdilik bu kadarla iktifa ediyorum, gerekirse devam ederiz. Ancak tabii ki dileyen dilediği gibi değerlendirebilir ya da verilen hükümlerden arzu ettiğine uyabilir. Yeter ki bunun mubah-helâl olduğu yönünde iddia etmesin. Zira günümüz dünyasında bunu savunan insana pek de normal gözle bakmazlar. Şayet dediğimiz yönde hareket ederlerse, bize de "Ancak tebliğ etmek düşer" (Yâsîn, 36/18) deyip geçeriz.
***

Belki bilirsiniz, meşhur fıkradır. Sigara müptelası bir "hoca", kendini-sigarasını savunmak için şöyle diyor:

"Nasıl haram olsun bir yeşil yaprak
Onun hakkında fetva verdi Mısırlı Altıparmak"


Görüldüğü üzere meseleye "israf mı değil mi" noktasından bakıyor.

Ancak "hoca"nın muhatabının da hazır-cevaplıkta ve şairlikte ondan geri kalır tarafı yoktur. Nitekim karşılık olarak,

"Nasıl haram olmasın bir yeşil yaprak
Malı-serveti göz önünde yakmak
Ahmaklık değil midir behey dangalak!"


diyor ve "hoca"yı haptediyor.

Herkese selam ve muhabbetlerimle...


Soruyu öyle sor ki; ne kendine utanç, ne de sorulana azap olsun.

Zira günümüz dünyasında bunu savunan insana pek de normal gözle bakmazlar. Şayet dediğimiz yönde hareket ederlerse, bize de "Ancak tebliğ etmek düşer" (Yâsîn, 36/18) deyip geçeriz.


Eğer,farklı görüşler ortaya konulan bir meselede,hakikati arayıp,hak olana tabi olmak isteği,yadırganacak bir durum ise;ben normal bir insan değilim.
Normal bir insan modelinin özelliklerini ifade ediniz ki;uymaya gayret edeyim...

________________________________________________________________________
Andolsun Zikirden sonra Zebur'da da :''Yeryüzüne salih kullarım varis olacaktır'' diye yazmıştık.(Enbiya,105)

Değerli kardeşim YOLCU...

Bu meselenin inan polemiği bile olmaz-olamaz günümüz dünyasında... Olursa da "gülünç" olur. Zira tütünün ne olup olmadığına dair neredeyse yapılmadık araştırma, inceleme kalmamış. Netice de cascavlak ortada. Tabir caizse, "Azheru min Şemsi's-Semâi fî vakti'd-Duhâ", yani kuşluk vaktindeki güneşin parlaklığından bile ayan-beyan... Onun için bu meselenin demagojisi bile yapılamaz diyorum.

Müslüman'ı, Ehl-i Kitab'ı, müşriki-kâfiri-ateisti, faciri-münafıkı... hasılı yeryüzünde yaşayan kim varsa, hemen herkesin tehlikesinde-zararında ittifak ettiği bu pisliği savunmak pek de normal ve akıllıca bir iş sayılmaz kanaatindeyim. İstersen çık ve dene, derim. Tam da denemekten bir zarar gelmez, diyecektim ama, ondan da pek emin değilim. O bakımdan, "istersen dene" sözümü geri alıyor, sakın ola denemeye kalkışma, tavsiyesinde bulunuyorum.

Evet, "...farklı görüşler ortaya konulan bir meselede, hakikati arayıp, hak olana tabi olmak isteği, yadırganacak bir durum" değildir. Ama bu mesele karşısında ortaya koyduğunuz tavır, pek de "hakikatı arama" işine yakışmıyor. Bu durumda, "ben normal bir insan değilim." sözünüzün tahlil ve terkibini yapmak da sanırım size düşüyor. Birilerinin bir şey söylemesi herhalde hoş olmaz.

Keza "Normal bir insan modelinin özelliklerini ifade ediniz ki; uymaya gayret edeyim..." demişsiniz. Tabii ki polemik yapmışsınız. Normalle anormali temyiz ve tefrik edip aradaki farkı görebilecek kapasiteye sahip olduğunuz açık. Gerek bu ve gerekse bundan önceki yazdıklarınızla ortaya koyduğunuz tavır, bunun pekala bir göstergesi... O bakımdan bu isteğinden vazgeçmeni-geçeceğini düşünüyorum.

... Ve son söz olarak;

Rabbimden niyazım, bizi-sizi ve tüm mü'minleri haramlardan-mekruhlardan olduğu kadar, şüphelilerden de muhafaza-himaye ve vikaye eylemesidir. Vesselâm...
************************************************************************

Soruyu öyle sor ki; ne kendine utanç, ne de sorulana azap olsun.

Rabbimden niyazım, bizi-sizi ve tüm mü'minleri haramlardan-mekruhlardan olduğu kadar, şüphelilerden de muhafaza-himaye ve vikaye eylemesidir. Vesselâm...


Amin.

_________________________________________________________________________
Andolsun Zikirden sonra Zebur'da da :''Yeryüzüne salih kullarım varis olacaktır'' diye yazmıştık.(Enbiya,105)

hakikaten cok guzel hazirlamissiniz mevlam bu din hizmetlerinde daim kilip muvaffak ve muzafer eylesin....


Blog Paylaşımları

MollaCami.Com