Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


bir günesim...bir babam...bir de terliklerim...

Medine’de bir şirkette elektrik teknisyeni olarak çalışan
Allah dostu ve peygamber aşığı bir kardeşimiz, işin son günü sabah
mesaisinde kendisine verilen teknik görevi tamamlayıp ayrılmak üzere iken
Resulullah’ın Ravzasında elektrik çarpması sonucu vefat etti ve
Cennetul Bakiye defnedildi. Tabii ailesi mecburi istikamet
Türkiye’ye döndü. O zaman 7 yaşında olan oğlu Nebi Doğanay
bugün ortaokul ögrencisi. Kompozisyon dersi ödevi olarak bir makale yazmış
ve birincilik almış. İşte o peygamber aşkını en derinden yaşayan bir
yüreğin yansımaları.. Vehbi Akşit (Kütahya Müftülüğü Kur'an Kursları
Müdürü

Biliriz ki dil kalpten geçen her şeyi ifade edemez. Allah bize de
bu kardeşimiz gibi Resulullah sevgisi nasip etsin. Amin.




Bir
seni güneşim, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geldiğim
yerde…

Bir
ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine'de dünyaya gözlerimi açmıştım.
Doğduğum hastane senin Ravzanın hemen yanıbaşında olduğu için, duyduğum
ilk koku senin bahçenin gül kokuları olmuş. Babam gelip te daha kulağıma
ezan okumadan, kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş. 40
günlük olduğumda ilk ziyaretimi de senin Hane-i Saadetine yapmışım. İlk
adımlarımı senin Ravzandaki mermerlerinde atmış ve Rabbimle ilk buluşmamı,
ilk secdemi senin mescidinde yapmışım. Hemen hemen yaptığım her ilkte sen
varsın. Daha konuşmasını öğrenmeden seni sevmeyi öğrendim ben. Belki seni
çok tanımazdım ama sanki bana çok çok yakınmışsın gibi severdim seni.


Senin
evini her ziyarete gelişimizde seni görmesek bile senin varlığını
hisseder, evinden her ayrılışımızda hüzünlenirdik. Çocuklar evde sıkılınca
babaları parka, eğlence yerlerine götürsün isterler. Biz Medine’de
yaşadığımız sürece hiç babamızdan parka götürmesini istemedik. Bizim
canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç? Sanırım Medine’deki hiçbir çocuğun
canı sıkılmazdı. Çünkü orada hiçbir yerde olmayan gül bahçesi ve bahçenin
biricik efendisi vardı. Bizim vaktimizin çoğu o bahçede geçerdi.


Senin
bahçenin mermerlerine ayakkabı ile basamazdık. Yalınayak dolaşırdık
mermerlerin üstünde. Kimbilir, korkardık belki de bahçenin güllerine
basıvermekten. Yazın mermerler ayaklarımı yakardı. Olsun bu da bizim
hoşumuza giderdi. Babama sormuştum bir seferinde

-
Babacığım neden Medine bu kadar sıcak diye. Babam
da:

-
Evladım Medine’de iki tane güneş var da ondan, derdi.


- Nasıl
olur babacığım, güneş bir tane değil mi? derdim. Babam
gülerek:

- Bak
yavrum doğru, bütün dünyayı ısıtan bir güneş var ama bir de alemleri
ısıtan ve aydınlatan güneş var. O güneş de Medine’de olunca sıcaklık
iki kat oluyor.

Babamın
bu cevabı hoşuma giderdi ve ısınırdım. Gerçekten de ayaklarımızı mermerler
ısıtıyordu ama senin güneşin de, sıcaklığın da içimizi ısıtıyordu.
Medine’den ayrıldığımızdan beri belki ayaklarımız ısınıyor ama
içimiz bir türlü ısınamıyor. Çünkü güneşimizin en büyüğünü orada
bırakmıştık. Ben güneşimi kaybetmiştim. Onun evine, bahçesine gidemiyordum
artık. Gerçi ışığı ta buralarda bizi aydınlatıyordu ama içimi ısıtması
için onun Ravzasında yalınayak koşmam lazımdı. Evet, bahçende yürürken
ezanlar okunurdu. Öyle güzel okur ki Medine müezzini ezanı, sanki Bilali
Habeşi okuyor sanırsınız. Namaz kılmak için Mescide koştururduk, bilir
bilmez. Babamın yanında namaz kılardık.

Büyük
sütunların altından gelen soğuk havadan saçlarımızı savurturduk. Zemzem
bardaklarından güller yapardık. Namaz kılarken yanımıza usulca bir kedi
sokulurdu. Babam 'incitmeyin sakın, onlar Ebu Hüreyre’nin kedileri'
derdi, biz de inanırdık. Senin Mescidine kediler de girebilirdi. Sen çok
iyi bir ev sahibiydin çünkü.

Çarşamba günleri hep Uhud'a giderdik. Senin çok sevdiğin amcanı
ziyaret etmeye, o bizim de amcamızdı. Kardeşlerimle Ayneyn tepesine çıkar
oradan Uhud’da yatan 70 şehide selam verirdik. Uhud dağına her
baktığımızda sanki orada seni görür gibi olurduk. Uhud da senin Ravzanın
kokusu gibi gül kokardı. Orası da ayrı bir gül bahçesi idi
sanki.

İşte
benim yedi senem ki en değerli en güzel yıllarım senin köyünde, senin gül
bahçende, senin savaştığın yerlerde sanki yanımda sen varmışsın gibi
seninle dopdolu geçti. Seni görmesem de seninle yaşamaya o kadar
alışmıştım ki senin yanından ayrılırken sanki bir yanım, bir canım, bir
parçam orada kalmıştı.

Buraları bana gurbet oluverdi. Elimde olsa hemen yanına koşar
gelirim ama hep büyüyünce gidersin diyorlar. Ben sırf senin yanına
gelebilmek için büyümek istiyorum. Senin yanına geldiğim zaman büyümüş
bile olsam bahçendeki mermerlerde yalınayak dolaşacağım. Ta ki güneşin
içimi ısıtana kadar.

Senin
hasretinden içim üşüyor. Belki hasretin herkesi yakar, beni de üşütüyor
işte. Çünkü benim ruhum doğduğumdan beri senin sevginle ısınmaya alışkın.


Senin
sıcaklığına o kadar muhtacım ki. Ne olur ben sana gelemesem bile sen beni
hiç bırakma. Işığınla gecelerimize nur ol. Sıcaklığınla bütün
zerrelerimizi ısıtıver. Hani sana Medineyken komşuyduk ya, evlerimiz
birbirine çok yakındı. Senin varlığın bize güven verirdi hep. Yine öyle
ol, arasıra da olsa evimizi şereflendiriver.

Hem
benim adım Nebi, aynen seninki gibi. Bu ismi bana seni çok seven bir
dostun koymuş. Diğer adım da Muhammed, yine senin gibi. Bu ismi de canım
babacığım koymuş. Buraya gelirken senin köyünde bıraktığımız babacığım.
Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben de senin gibi babasız
büyüyorum.

Ben çok
şanslıyım, sen bize asla yetimliğimizi hissettirmedin. Medine’den
ayrıldığımızdan beri sanki sen hep yanıbaşımızdaymışsın gibi hissediyorum.
Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum hep. Seni tanıdığım ve seni sevdiğim
için Rabbime binlerce kez teşekkür ederim.

Babam
senin köyünde kalmıştı. Biz babamın cenazesini gömerken abimin terlikleri
babamın kabrine düştü ve orada kaldı. Ben o terlikleri çok kıskandım.
Çünkü abimin terlikleri hep babamla kalacaktı. Babamı son ziyaret
edişimizde ben de kimse görmeden terliğimi babamın kabri üstüne
gömüverdim. İşte şimdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı.


Evet
demiştim ya bir güneşimi, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım
geride. Babam ve terliklerim hep oradaydı, gelemezlerdi. Ama güneşim hep
yanımızdaydı. Yetimlerin efendisi, yetimlerini hiç ışıksız bırakır mı?
Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi bırakmayacağını biliyordum.


Gözümüz
gönlümüz seninle aydınlanır efendim. Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla ısınır.
Birgün sana gelişim geç bile olsa bana, Gül bahçesinin mermerlerinde yalın
ayak koşmak nasip et. Taki aşkınla, sevginle bütün bedenim yanıp
kavrulsun. Terliklerimi bıraktığım o güzel mabed son durağım
olsun.

ÇOK GÜZEL GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL HABİBİMİZ BİZLERİ HİÇ YANLIZ BIRAKAMZ İNŞALLAH:)

harıka yazı ya insan duygulanıyor okurken allah razı olsun :(






SARMIŞTI RUHUMU KÖYÜNÜN ANBER KOKUSU,
DOLAŞTIĞIM HER YERDE DUYMUŞTUM CÂNÂ SENİ..
BAHÇENİN İÇİNDEKİ YEMYEŞİL FİSTANINLA,
GÖRDÜM GÜZELLER ARASINDA MÜSTESNA SENİ...

Hz ALLAH cc bu kardeşimizin akıbetini hayır etsin mevla gönlüne göre versin tüm kardeşlerimizin çocuklarına böyle şuurlu yetişmeyi nasip etsin.Efendimiz s.a.v min şefaatine mazhar kılsın

okurken ağladım çok çook güzel duygular

bu yaziyicok begenmistim sizlerle de paylasmak istedim... bengendiginize sewindim...Allah(c.c) insaalllah herkese bu minik gibi peygamber aski wersin ....Allaha emanetsiniz selam ve dua ile kalin...esselam esselam

paylaştığın için çok saol kardeşim ellerine sağlık gerçekten duygulanmamak mümkün değil allah razı olsun

allah razı olsun kardeşim. azıcık imanı olanın bu yazıyı okuyupta duygulanmaması mümkün değil. paylaştığın için tekkürler.allah allah aşkı ve resülüllah sevgisiyle yananlardan eylasin.mevlam imandan mahrum bırakmasın bizleri.

Rabbim tüm ümmeti Muhammed in evladına böyle şuur nasip etsin.. minicik yürekteki imana Ya Rabbim :'((

seviyeli
Gerçekten çok düşündürücü bir yazı.Niçin mi şu an o kardeşimiz gibi kaçtanemiz
O'nu(S.A.V) sevip anlayabiliyoruz ki.Allah(c.c) cümlemize O'nu(S.A.V)hakkıyla anlayıp,
sevmeyi nasib eylesin İNŞALLAH.....
SELAM VE DUA İLE.

Duygularını ne kadar güzel anlatmışsın. Allah daim etsin.

çok güzeldi ağlattı beni.ne mutlu ona o yaşta kalbi peygamber sevgisiyle dolu.inşallah bizimde evlatlarımız böyle olur.Allah bizim yüreğimizden onun sevgisini her geçen gün dahada arttırsın.ne mutlu ona resulullahımızın evinde gezmiş.yarabbim bizede nasip etsin.tüm müslümanlara nasip etsin.resulullahın olduğu yerin bile kokusu farklıdır bize o kokuyu koklamak nasip olur inşallah.Allah razı olsun senden

allah razi olsun..emegine saglik..rabbim layikiyla ümmet olmayi nasip eylesin...

GÜZELDİ...


Hikayeler ve Kissalar

MollaCami.Com