Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Dînini dünyâ için satmak!..

Dînini dünyâ için satmak!..

Îmân ile küfür birbirine zit oldugu gibi, âhiret de, dünyânin ziddidir. Dünyâ ve âhiret bir araya getirilemez. Âhireti kazanmak için, dünyâyi yanî harâmlari, mekruhlari, günahlari terk etmek lâzimdir.

Kim olursa olsun, dînini dünyâ çikarlarina âlet eden, yanî dünyâliga kavusmak için dîninden verenler, dünyâlik ele geçirmek için dinlerini satanlar, dünyada da âhirette de kaybedenlerden olur.

Bakara sûresinin 16. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruluyor ki:

(Câhiller,ahmaklar,dünyâdaki zevk ve lezzetlere kavusmak için,dinlerini,îmânlarini verdi.Âhiretlerini satip, dünyâyi, sehvetlerinin istediklerini aldilar.Kurtulus yolunu birakip, helâke kostular.Bu alis verislerinde bir sey kazanmadilar. Bunlar,ticâret ve kazanç yolunu bilmedi.Cok ziyân etti.)

Bedbaht ve zavalli kimseler!

Kimyâ-i se'âdet kitâbinda buyuruluyor ki:

"Bir kimsenin dünyâ ticâreti,âhiret ticâretine mâni olursa, bu kimse bedbahttir,zavallidir.Bir çömlek almak için,altin kupa verene ne denir? Dünyâ,saksi parçasi gibidir.Hem kiymetsizdir,hem de çabuk kirilir.

Âhiret ise,altindan kupa gibidir ki,hem çok kiymetlidir, hem de dayaniklidir,kirilmaz.Hattâ hiç tükenmez.Dünyâ ticâretinin âhirete yaramasi için ve Cehenneme sürüklememesi için,çok ugrasmak lâzimdir.Insanin sermâyesi,dîni ve âhiretidir.Bu sermâyeyi kapdirmamak için,çok uyanik olmak lâzimdir.Dünyâ isleri,âhiret için çalismaya mâni olmamalidir.

Münâfikûn sûresinin 9.âyet-i kerîmesinde meâlen;

(Mallariniz ve çocuklariniz,Allahü teâlâyi,hâtirlamaniza mâni olmasin!) buyuruldu."

Seyyid Emir Hamza hazretleri buyuruyor ki:

"Kimseye dünyâlik için tâzim etmeyiniz ki,dîniniz dünyâ ugruna gitmesin.Dünyâyi sevmek asagiliktir ve her seyden asagidir.Dîninizi dünyâya fedâ etmeyiniz.Dînini baskalarinin dünyâsi için satan ve bu yüzden Allahü teâlânin rahmetinden mahrum kalan kimseden daha câhili yoktur.

Böyle kimse,hem dünyâda,hem de âhirette zavallidir.Allahü teâlânin râzi olmasini düsünmeyip de insanlarin rizâsini düsünen,onlarin râzi olmasini arayan kimse,Allahü teâlânin gadabini istemis olur.Allahü teâlâ, insanlari da ona karsi gadablandirir.Allahü teâlânin kendisinden râzi olmasini isteyip,insanlarin râzi olmasina bakmayan kimseden,Allahü teâlâ râzi olur.Insanlari da ondan râzi ve hosnûd kilar."

Mûsa aleyhisselâm zamaninda bir adam insanlara;

"Benimle Kelimullah Mûsa konusur.Ben,Safiyullah Mûsa'nin yakinlarindanim" diyerek böbürlenir,Mûsa aleyhisselâmin ismini alet ederek kendine menfâat temin ederdi.Bu sözlerin üzerinden uzun bir zaman geçer.

Mûsa aleyhisselâmin yanina,adamin biri,siyah bir iple yularlanmis bir domuz getirir ve Mûsa aleyhisselâma;

-Ey Allah\'in Peygamberi! Filan adami biliyor musun? diye arz eder.Mûsa aleyhisselâm;

-Onu isitirim diye cevap verir. Adam;

-O adam,iste bu domuzdur der.

Mûsa aleyhisselâm,adama niçin böyle oldugunu sormak için, Allahü teâlâdan,onu eski hâline döndürmesi için niyâz eder. Bunun üzerine Allahü teâlâ Mûsa aleyhisselâma vahyederek buyurur ki:

(Ya Mûsa! Âdem aleyhisselâmin ve ondan sonra gelen peygamberlerin dûalariyla dûa etsen yine de bu adam hakkindaki dûani kabul etmem.Fakat ben sana onu niçin o hale soktugumu bildireyim.O,senin adini kullanarak,sana olan yakinligini alet ederek menfâat elde ettigi için, dinini dünya için satip,din ile dünyayi yedigi için ben onu o hale soktum.)

Sonsuz felakete sürüklenenler!

Imâm-i Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

"Dünyâya düskün olanlarla berâber olmak,insani sonsuz felakete ve zarara sürükler.Onlarla konusmaktan,onlarin lokmalarini yemekten,onlari sevmekten ve onlari görmekten sakinmalidir.

Hadîs-i serîfte,(Zengine,zenginligi için alçaklik gösterenin dîninin üçte ikisi gider) buyuruldu.Onlara karsi yapilan bu alçalmalar ve yaltaklanmalar,onlarin mallari ve makâmlari için midir,yoksa degil midir? Iyi düsünmek lâzimdir. Mallari,mevkileri için oldugunda hiç süphe yoktur.Bunun sonu da,dînin üçte ikisinin gitmesidir.Artik Müslümânlik nerede, kurtulus nerededir?"

Netice olarak,dînini,îmânini dünyâ menfâati için vermek yani dînini dünyâ için satmak,hem büyük günahtir, hem de ahmakliktir ve çok büyük felâkettir.Ali bin Muhammed Vefâ hazretlerinin buyurdugu gibi:

"Dîni dünyâ isteklerine âlet eden,herkesin îmânini bozan kötü din adami,seytandan daha zararlidir.Cünkü seytan, vesvese verdigi için, mümin,onun düsman oldugunu bilir. Iblîs'e uydugu takdirde âsî bir kul olacagini anlar, günâhina derhâl tövbe eder.Kötü din adami ise,hak ile bâtili karistirarak,nefislerinin arzusuna göre hüküm verirler. Böylece dogru yoldan ayrilirlar.Kendilerine uyanlarin da yaptiklari bosa gider.

Huzur Damlalari

Selam Sevgi ve Dua Ile


Hikayeler ve Kissalar

MollaCami.Com