Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


O Halde Sana Yaziklar Olsun Ey Nefsim

O Halde Sana Yaziklar Olsun Ey Nefsim


Günâh isliyen,cezâsini çekecekdir

Nefs yaratilisda iyi islerden kaçici,kötülüklere kosucudur ve hep tenbellik etmek ve sehvetlerine kavusmak ister. Allahü teâlâ,bizlere,nefslerimizi,bu huyundan vaz geçirmegi, yanlis yoldan,dogru yola çevirmegi emr buyuruyor.Bu vazîfemizi basarabilmek için,onu ba’zan oksamamiz,ba’zan zorlamamiz ve ba’zan söz ile,ba’zan da is ile,idâre etmemiz lâzimdir.

Cünki,nefs,öyle yaratilmisdir ki,kendine iyi gelen seylere kosar ve buna kavusmakda iken rastliyacagi güçlüklere sabr eder.Nefsin,se’âdete kavusmasina mâni’ olan en büyük perde, gafleti ve cehâletidir.Gafletden uyandirilir,se’âdetinin nelerde oldugu gösterilirse,kabûl eder.Bunun içindir ki, Allahü teâlâ, Zâriyât sûresinde, meâlen,(Onlara nasîhat et! Nasîhat,mü’minlere elbette fâide verir)buyurdu.Senin nefsin de, herkesin nefsi gibidir.Nasîhat ona te’sîr eder.

O hâlde önce kendi nefsine nasîhat et ve onu azarla! Hattâ, onu azarlamakdan hiç geri kalma! Ona de ki: Ey nefsim! Aklli oldugunu iddi’â ediyorsun ve sana ahmak diyenlere kiziyorsun.Hâlbuki, senden dahâ ahmak kim var ki,ömrünü bos seylerle,gülüp eglenmekle geçiriyorsun.Senin hâlin, su kâtile benzer ki,polislerin,kendisini aradiklarini ve yakalayinca,i’dâm edeceklerini bildigi hâlde,zemânini eglence ile geçiriyor.Bundan dahâ ahmak kimse olur mu?

Ey nefsim! Ecel sana yaklasmakda,Cennet ve Cehennemden biri, seni beklemekdedir.Ecelinin, bugün gelmiyecegi ne ma’lûm? Bugün gelmezse,bir gün elbette gelecek.Basina gelecek seyi, geldi bil! Cünki,ölüm kimseye vakt ta’yîn etmemis ve gece veyâ gündüz,çabuk veyâ geç,yazin veyâ kisin gelirim dememisdir.Herkese ânsizin gelir ve hiç ummadigi zemânda gelir.Iste ona hâzirlanmadin ise,bundan dahâ büyük ahmaklik olur mu? O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Günâhlara dalmissin.Allahü teâlâ, bu hâlini görmüyor saniyorsan,kâfirsin! Eger gördügüne inaniyorsan,çok cüretkâr ve hayâsizsin ki,Onun görmesine ehemmiyyet vermiyorsun! O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Hizmetçin sana itâ’at etmezse,ona nasil kizarsin! O hâlde, Allahü teâlânin sana kizmiyacagindan nasil emîn oluyorsun! Eger Onun azâbini hafîf görüyorsan,parmagini aleve tut! Yâhud,kizgin günes altinda bir sâat otur! Yâhud da, hamam halvetinde fazlaca kal da,zavalliligini, dayanamiyacagini anla! Yok eger,dünyâda yapdiklarina cezâ vermiyecek saniyorsan,Kur’ân-i kerîme ve yüzyirmidörtbinden ziyâde Peygambere\"aleyhimüssalevâ tü vetteslîmât\"inanmamis oluyorsun ve hepsini yalanci yapmis oluyorsun.

Cünki,Allahü teâlâ, Nisâ sûresinin yüzyirmiikinci âyetinde meâlen, (Günâh isliyen, cezâsini çekecekdir) buyuruyor. Kötülük eden, kötülük görür. O hâlde, yaziklar olsun sana ey nefsim!

o halde sana yaziklar olsun ey nefsim

Bunlari istedigin kadar sev,istedigin kadar siki saril ki, ayrilik atesi,sevgin kadar çok olur....

Günâh isleyince,O kerîmdir,rahîmdir,beni afv eder diyorsan, dünyâda,yüzbinlerce kisiye niçin zahmet,açlik ve hastalik çekdiriyor ve tarlasini ekmiyenlere mahsûlünü vermiyor! Þehvetlerine kavusmak için,her hîleye bas vuruyorsun ve o vakt Allahü teâlâ kerîmdir,rahîmdir,istediklerimi zahmetsiz bana gönderir demiyorsun.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Belki inandigini,fekat sikintiya gelemiyecegini söyliyeceksin.Fazla sikintiya dayanamiyanlarin,az bir zahmet ile,bu sikintiyi önlemeleri lâzim oldugunu,Cehennem azâbindan kurtulmak için,dünyâda zahmete katlanmanin farz oldugunu, demek ki bilmiyorsun.Bugün dünyânin bir mikdâr zahmetine dayanamazsan,yarin Cehennem azâbina ve âhiretdeki zillet ve alçakliga ve tard olmaga,kovulmaga nasil dayanacaksin? O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Para kazanmak için çok zahmet ve asagiliklara katlaniyor ve hastalikdan kurtulmak için,bir yehûdî doktorun sözü ile, bütün sehvetlerinden vaz geçiyorsun da,Cehennem azâbinin, hastalikdan ve fakîrlikden dahâ aci oldugunu ve âhiretin dünyâdan çok uzun oldugunu bilmiyorsun.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Sonra tevbe ederim ve iyi seyler yaparim diyorsan,ölüm dahâ önce gelebilir, pismân olup kalirsin.Yarin tevbe etmegi, bugün etmekden kolay saniyorsan,aldaniyorsun.Cünki tevbe, gecikdikçe zorlasir ve ölüm yaklasinca,hayvana yokus önünde yem vermege benzer ki,fâidesi olmaz.Senin bu hâlin,su talebeye benzer ki,dersine çalismayip,imtihân günü hepsini ögrenirim sanir ve ilm ögrenmek için,uzun zemân lâzim oldugunu bilemez.

Bunun gibi,pis nefsi temizlemek için de,uzun zemân mücâhede etmek lâzimdir.Ömür,bosuna geçince,bir ânda,bunu nasil yapabilirsin? Ihtiyârlamadan önce gençligin,hasta olmadan önce sihhatin ve sikinti çekmeden önce râhatligin ve ölmeden önce hayâtin kiymetini niçin bilmiyorsun? O hâlde yaziklar olsun sana ey nefsim!

Kisin muhtâc olacagin seylerin hepsini,niçin yazdan hâzirlayip hiç gecikdirmiyorsun ve bunlari elde etmek için, Allahü teâlânin merhametine,ihsânina güvenmiyorsun? Hâlbuki Cehennemin zemherîri,kisin sogugundan az degildir ve atesinin sicakligi,temmuz günesinden asagi degildir. Bunlarin hâzirliginda,hiç kusûr etmiyorsun da,âhiret islerinde gevsek davraniyorsun.Bunun sebebi nedir? Yoksa âhiret ve kiyâmet gününe inanmiyor musun ve kalbindeki bu küfrü,kendinden de mi sakliyorsun? Bu ise,ebedî felâketine sebebdir.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Ma’rifet nûrunun himâyesine siginmayip da,öldükden sonra, sehvet atesinin,cânini yakmasindan,Allahü teâlânin lütfü ve merhameti ile kurtulacagini sanan bir kimse,kalin elbisesinin himâyesine girmeden,kisin sogugunun,Allahü teâlânin lütfü ile kendisini üsütmiyecegini sanan kimseye benzer.Bu kimse,bilemiyor ki,Allahü teâlâ, birçok fâideleri saglamak için,kisi yaratmis ise de,lutf ve merhamet ederek, elbise yapilacak seyleri de yaratmis ve insanlara,elbise yapmak için akl ve düsünce vermisdir.Ya’nî,Onun ihsâni, elbise te’mînini kolaylasdirmakda olup,elbisesiz üsümemek seklinde degildir.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Günâhlarin Allahü teâlâyi kizdirdigi için,azâb çekecegini zan etme ve günâhlarimin Ona ne zarari var ki,bana kiziyor deme! Zan etdigin gibi degil.Seni yakacak olan Cehennem azâbi,senin içinde ve sehvetlerinden meydâna gelmekdedir. Nitekim,insanin hastaligi, yidigi zehrden ve içine giren zararli seylerden meydâna gelmekde olup,tabîbin sözlerini dinlemedigi için, onun kizmasindan hâsil olmuyor.O hâlde, yaziklar olsun sana ey nefsim!

Ey nefsim! Anladim ki,dünyânin ni’metlerine ve lezzetlerine alismissin ve kendini onlara kapdirmissin!Cennete ve Cehenneme inanmiyorsan, bâri ölümü inkâr etme! Bu ni’met ve lezzetlerin hepsini senden alacaklar ve bunlarin ayrilik atesi ile yanacaksin! Bunlari istedigin kadar sev, istedigin kadar siki saril ki, ayrilik atesi, sevgin kadar çok olur. O hâlde, yaziklar olsun sana ey nefsim!

Dünyâya niye sariliyorsun? Bütün dünyâ senin olsa ve dünyâdaki insanlarin hepsi sana secde etse,az zemân sonra sen de, onlar da toprak olacaksiniz! Ismleriniz unutulacak, hâtirlardan silinecek.Geçmis pâdisâhlari hâtirlayan var mi? Hâlbuki sana dünyâdan az birsey vermisler.O da bozulmakda, degismekdedir.Bunlar için,sonsuz Cennet ni’metlerini fedâ ediyorsun.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Bir kimse,kiymetli ve sonsuz dayanikli bir mücevheri verip, bununla,kirik bir saksi satin alirsa,ona nasil gülersin? Iste dünyâ,alinan saksi gibidir.Onu kirildi bil ve ebedî cevheri,elinden çikdi bil ve sana pismânlik ve azâb kaldi bil!

Bunlar ile ve bunlar gibi sözlerle,herkes nefsini azarliyarak,kendi hakkini ödemeli ve nasîhate,önce kendinden baslamalidir! Allahü teâlâ,dogru yolda gidenlere selâmet ihsân buyursun! Âmîn.


HuzurPinari

Selam Sevgi ve Dua Ile

Günâh isliyen,cezâsini çekecekdir

Nefs yaratilisda iyi islerden kaçici,kötülüklere kosucudur ve hep tenbellik etmek ve sehvetlerine kavusmak ister. Allahü teâlâ,bizlere,nefslerimizi,bu huyundan vaz geçirmegi, yanlis yoldan,dogru yola çevirmegi emr buyuruyor.Bu vazîfemizi basarabilmek için,onu ba’zan oksamamiz,ba’zan zorlamamiz ve ba’zan söz ile,ba’zan da is ile,idâre etmemiz lâzimdir.

Cünki,nefs,öyle yaratilmisdir ki,kendine iyi gelen seylere kosar ve buna kavusmakda iken rastliyacagi güçlüklere sabr eder.Nefsin,se’âdete kavusmasina mâni’ olan en büyük perde, gafleti ve cehâletidir.Gafletden uyandirilir,se’âdetinin nelerde oldugu gösterilirse,kabûl eder.Bunun içindir ki, Allahü teâlâ, Zâriyât sûresinde, meâlen,(Onlara nasîhat et! Nasîhat,mü’minlere elbette fâide verir)buyurdu.Senin nefsin de, herkesin nefsi gibidir.Nasîhat ona te’sîr eder.

O hâlde önce kendi nefsine nasîhat et ve onu azarla! Hattâ, onu azarlamakdan hiç geri kalma! Ona de ki: Ey nefsim! Aklli oldugunu iddi’â ediyorsun ve sana ahmak diyenlere kiziyorsun.Hâlbuki, senden dahâ ahmak kim var ki,ömrünü bos seylerle,gülüp eglenmekle geçiriyorsun.Senin hâlin, su kâtile benzer ki,polislerin,kendisini aradiklarini ve yakalayinca,i’dâm edeceklerini bildigi hâlde,zemânini eglence ile geçiriyor.Bundan dahâ ahmak kimse olur mu?

Ey nefsim! Ecel sana yaklasmakda,Cennet ve Cehennemden biri, seni beklemekdedir.Ecelinin, bugün gelmiyecegi ne ma’lûm? Bugün gelmezse,bir gün elbette gelecek.Basina gelecek seyi, geldi bil! Cünki,ölüm kimseye vakt ta’yîn etmemis ve gece veyâ gündüz,çabuk veyâ geç,yazin veyâ kisin gelirim dememisdir.Herkese ânsizin gelir ve hiç ummadigi zemânda gelir.Iste ona hâzirlanmadin ise,bundan dahâ büyük ahmaklik olur mu? O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Günâhlara dalmissin.Allahü teâlâ, bu hâlini görmüyor saniyorsan,kâfirsin! Eger gördügüne inaniyorsan,çok cüretkâr ve hayâsizsin ki,Onun görmesine ehemmiyyet vermiyorsun! O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Hizmetçin sana itâ’at etmezse,ona nasil kizarsin! O hâlde, Allahü teâlânin sana kizmiyacagindan nasil emîn oluyorsun! Eger Onun azâbini hafîf görüyorsan,parmagini aleve tut! Yâhud,kizgin günes altinda bir sâat otur! Yâhud da, hamam halvetinde fazlaca kal da,zavalliligini, dayanamiyacagini anla! Yok eger,dünyâda yapdiklarina cezâ vermiyecek saniyorsan,Kur’ân-i kerîme ve yüzyirmidörtbinden ziyâde Peygambere\"aleyhimüssalevâ tü vetteslîmât\"inanmamis oluyorsun ve hepsini yalanci yapmis oluyorsun.

Cünki,Allahü teâlâ, Nisâ sûresinin yüzyirmiikinci âyetinde meâlen, (Günâh isliyen, cezâsini çekecekdir) buyuruyor. Kötülük eden, kötülük görür. O hâlde, yaziklar olsun sana ey nefsim!

o halde sana yaziklar olsun ey nefsim

Bunlari istedigin kadar sev,istedigin kadar siki saril ki, ayrilik atesi,sevgin kadar çok olur....

Günâh isleyince,O kerîmdir,rahîmdir,beni afv eder diyorsan, dünyâda,yüzbinlerce kisiye niçin zahmet,açlik ve hastalik çekdiriyor ve tarlasini ekmiyenlere mahsûlünü vermiyor! Þehvetlerine kavusmak için,her hîleye bas vuruyorsun ve o vakt Allahü teâlâ kerîmdir,rahîmdir,istediklerimi zahmetsiz bana gönderir demiyorsun.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Belki inandigini,fekat sikintiya gelemiyecegini söyliyeceksin.Fazla sikintiya dayanamiyanlarin,az bir zahmet ile,bu sikintiyi önlemeleri lâzim oldugunu,Cehennem azâbindan kurtulmak için,dünyâda zahmete katlanmanin farz oldugunu, demek ki bilmiyorsun.Bugün dünyânin bir mikdâr zahmetine dayanamazsan,yarin Cehennem azâbina ve âhiretdeki zillet ve alçakliga ve tard olmaga,kovulmaga nasil dayanacaksin? O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Para kazanmak için çok zahmet ve asagiliklara katlaniyor ve hastalikdan kurtulmak için,bir yehûdî doktorun sözü ile, bütün sehvetlerinden vaz geçiyorsun da,Cehennem azâbinin, hastalikdan ve fakîrlikden dahâ aci oldugunu ve âhiretin dünyâdan çok uzun oldugunu bilmiyorsun.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Sonra tevbe ederim ve iyi seyler yaparim diyorsan,ölüm dahâ önce gelebilir, pismân olup kalirsin.Yarin tevbe etmegi, bugün etmekden kolay saniyorsan,aldaniyorsun.Cünki tevbe, gecikdikçe zorlasir ve ölüm yaklasinca,hayvana yokus önünde yem vermege benzer ki,fâidesi olmaz.Senin bu hâlin,su talebeye benzer ki,dersine çalismayip,imtihân günü hepsini ögrenirim sanir ve ilm ögrenmek için,uzun zemân lâzim oldugunu bilemez.

Bunun gibi,pis nefsi temizlemek için de,uzun zemân mücâhede etmek lâzimdir.Ömür,bosuna geçince,bir ânda,bunu nasil yapabilirsin? Ihtiyârlamadan önce gençligin,hasta olmadan önce sihhatin ve sikinti çekmeden önce râhatligin ve ölmeden önce hayâtin kiymetini niçin bilmiyorsun? O hâlde yaziklar olsun sana ey nefsim!

Kisin muhtâc olacagin seylerin hepsini,niçin yazdan hâzirlayip hiç gecikdirmiyorsun ve bunlari elde etmek için, Allahü teâlânin merhametine,ihsânina güvenmiyorsun? Hâlbuki Cehennemin zemherîri,kisin sogugundan az degildir ve atesinin sicakligi,temmuz günesinden asagi degildir. Bunlarin hâzirliginda,hiç kusûr etmiyorsun da,âhiret islerinde gevsek davraniyorsun.Bunun sebebi nedir? Yoksa âhiret ve kiyâmet gününe inanmiyor musun ve kalbindeki bu küfrü,kendinden de mi sakliyorsun? Bu ise,ebedî felâketine sebebdir.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Ma’rifet nûrunun himâyesine siginmayip da,öldükden sonra, sehvet atesinin,cânini yakmasindan,Allahü teâlânin lütfü ve merhameti ile kurtulacagini sanan bir kimse,kalin elbisesinin himâyesine girmeden,kisin sogugunun,Allahü teâlânin lütfü ile kendisini üsütmiyecegini sanan kimseye benzer.Bu kimse,bilemiyor ki,Allahü teâlâ, birçok fâideleri saglamak için,kisi yaratmis ise de,lutf ve merhamet ederek, elbise yapilacak seyleri de yaratmis ve insanlara,elbise yapmak için akl ve düsünce vermisdir.Ya’nî,Onun ihsâni, elbise te’mînini kolaylasdirmakda olup,elbisesiz üsümemek seklinde degildir.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Günâhlarin Allahü teâlâyi kizdirdigi için,azâb çekecegini zan etme ve günâhlarimin Ona ne zarari var ki,bana kiziyor deme! Zan etdigin gibi degil.Seni yakacak olan Cehennem azâbi,senin içinde ve sehvetlerinden meydâna gelmekdedir. Nitekim,insanin hastaligi, yidigi zehrden ve içine giren zararli seylerden meydâna gelmekde olup,tabîbin sözlerini dinlemedigi için, onun kizmasindan hâsil olmuyor.O hâlde, yaziklar olsun sana ey nefsim!

Ey nefsim! Anladim ki,dünyânin ni’metlerine ve lezzetlerine alismissin ve kendini onlara kapdirmissin!Cennete ve Cehenneme inanmiyorsan, bâri ölümü inkâr etme! Bu ni’met ve lezzetlerin hepsini senden alacaklar ve bunlarin ayrilik atesi ile yanacaksin! Bunlari istedigin kadar sev, istedigin kadar siki saril ki, ayrilik atesi, sevgin kadar çok olur. O hâlde, yaziklar olsun sana ey nefsim!

Dünyâya niye sariliyorsun? Bütün dünyâ senin olsa ve dünyâdaki insanlarin hepsi sana secde etse,az zemân sonra sen de, onlar da toprak olacaksiniz! Ismleriniz unutulacak, hâtirlardan silinecek.Geçmis pâdisâhlari hâtirlayan var mi? Hâlbuki sana dünyâdan az birsey vermisler.O da bozulmakda, degismekdedir.Bunlar için,sonsuz Cennet ni’metlerini fedâ ediyorsun.O hâlde,yaziklar olsun sana ey nefsim!

Bir kimse,kiymetli ve sonsuz dayanikli bir mücevheri verip, bununla,kirik bir saksi satin alirsa,ona nasil gülersin? Iste dünyâ,alinan saksi gibidir.Onu kirildi bil ve ebedî cevheri,elinden çikdi bil ve sana pismânlik ve azâb kaldi bil!

Bunlar ile ve bunlar gibi sözlerle,herkes nefsini azarliyarak,kendi hakkini ödemeli ve nasîhate,önce kendinden baslamalidir! Allahü teâlâ,dogru yolda gidenlere selâmet ihsân buyursun! Âmîn.


HuzurPinari

Selam Sevgi ve Dua Ile


Tasavvuf

MollaCami.Com