Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Peçeler Kayboldu,Etekler Kısaldı <>

OSMANLI'DA İLK FEMİNİST KADIN

Mary Mills Patrick, feminizm hareketini Amerika’dan Osmanlı’ya taşıyan ilk kadın... İstanbul’da bisikletle ve peçesiz olarak sokağa çıkan ilk kadın da budur. Onun bu davranışı, Hıristiyan azınlıklara mensup kız öğrenciler tarafından bile büyük tepkiyle karşılanmıştır.

Patrick, İrlanda’dan Amerika’ya göç etmiş bir ailenin kızıydı. Üniversite eğitimini Amerika’da yaptı. İsviçre’nin Bern Üniversitesinde eski Yunan felsefesi üzerine doktora eğitimi aldı. Fransızca, Almanca, Ermenice, Yunanca ve Türkçe biliyordu. O, iyi yetiştirilmiş bir misyonerdi.

Bu eğitimden sonra Türkiye’ye geldi. Erzurum’da görev yaptı. Patrick, 1876 yılında henüz 26 yaşında genç ve idealist bir kadın iken, Üsküdar’da faaliyet gösteren İstanbul Kız Koleji’nde felsefe hocalığına başladı. Kolejde 1890’da müdireliğe başlayan Patrick, 1924 yılına kadar bu görevde kaldı. Bu tarihte görevini Kathryn Nevell Adams’a devrederek Amerika’ya gitti.

Bu kolejin ilk mezunları arasında şu isimler vardı:

Halide Edip Adıvar,

Zeynep Necef Uğurlu (Akra),

Nilgün Cerrahoğlu,

Leyla Umar,

Prof. Dr. Nur Aytekin Serter (İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı),

Dr. Nevma Atay Madanoğlu.

Patrick, “Vurun Kahpeye” romanının yazarı Halide Edip Adıvar’ı çok etkiledi. Ondan “Seçkin mezunumuz geldi, peçesini kaldırdı ve bizden gördüğü eğitimle ilgili konuştu.” diye söz ediyor.

Bu kolej 7.3.1922’de, merkezi New York’ta bulunan Yakın Doğu Koleji Birliğine katıldı. Birlik ilk önce İstanbul Robert Koleji ve Beyrut Üniversitesinden meydana geliyordu. Daha sonra İzmir Uluslararası Koleji, Atina Koleji ve Sofya’daki Amerikan Koleji de birliğe dahil oldu.

Mary Mills Patrick anılarında diyor ki:

“Kadınların peçesi üzerine mücadeleler özellikle savaşın ilk yılında dikkat çekiciydi.
Eski günlerde hiçbir zaman bir Türk kadını sokakta peçesiz görülmezdi.
Ancak savaşın ilk zamanlarında peçeler kayboldu, etekler kısaldı ve artık kadınlar her türlü ilerleme ve eğitime hazırdı...”


Patrick, 1890’lı yıllarda kolejin; Türkler, Bulgarlar, Rumlar, Ermeniler, Arnavutlar, Fransızlar, İngilizler ve Amerikalılardan oluşan öğrenci sayısının önemli bir artış gösterdiğini söylemektedir.

feminist düşünce tam bi saçmalık.lakin müslüman kadınlara yanlış davranılması sonucu onları bu akıma sürüklediği görüşündeyim.kadınların eşleri H.z Muhammed (s.a.v)gibi davranmayı ne zaman öğrenirlerse o zaman müslüman bacılarımızda bu akımın gölgesinden gönüllü çıkacaklardır.oysa islami davranış olduğunu sanan eşlerimiz kadına islamın verdiği değeri yine islam adına geri alıyorlar.şimdilerde misyonerlerin emekli olduğunu düşünüyorum.islam modasını sakalı kucağında insanlar ortaya attı.onlara misyoner damgasını vurmaktanda çekiniyorum.belki bilerek yada bilmeyerek ialami moda dedikleri şeyi başımıza musallat ettiler.fakat bu modacıların öncesini biliyoruz. gayet dikkatli müslümanlardı.nasılolupta böyle yoldan çıkıp milletide yoldan çıkardılar bilmiyorum.en büyük görevin kadınların eşlerine yada babalarına düştüğünü savunuyorum.çünkü hala bizler eş ve baba sözü dinleyen insanlarız.firelerde olabilir tabi.en korkuncu erkeklerin ehli beytlerini kıskanmaktan vazgeçmiş olmaları ki çoğu kadın eşi istediği için dahada açık giyindiğini söylüyor.acizane yorumum bu selamlar hepinize

''Asr-ı Saadette cereyan eden tahire(temiz) bir Müslüman kadının hadisesi,hakikaten medar-ı ibret olup,sahabelerin kemal-i imanlarından dolayı haya hususunda ne derece titiz davrandıklarını gösteren şayan-ı takdir bir hadisedir.Hadise şöyle cereyan ediyor:

'' Müslüman kadınlardan birinin Peygamber(sav)'in de katıldığı bir gazada oğlu şehit olmuştu.Bu mü'mine kadın,yüzü örtülü olduğu halde ölüler arasında oğlunu arıyordu.Ona denildi ki:''Yüzün örtülü iken oğlunu nasıl bulabilirsin?''

''O müslüman kadın şöyle cevap verdi: 'Veledimi kaybedeyim de,hayamı kaybetmeyeyim.'(Yani,'Benim nazarımda iffetimi korumak için taktığım bu nikab(peçe),oğlumdan daha ehemmiyetlidir.Nikabım ki,haya perdemdir;oğluma feda edemem''demek istemiştir.)''(Revaiü'l -Beyan Tefsiru Ayati'l-Ahkam Mine'l -Kur'an)

''Arife bir işaret yeter!!!
________________________________________________________________

Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.

şimdi zaten herşey çığrından çıktı :((
teşekkurler kardeşim


Serbest Kürsü

MollaCami.Com