Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


EVLILIK VE AILE

ASK VE FLÖRT

Flört veya askin firtinasiyla mutlu bir evliligi bulacaklarini sananlar aldanma ihtimalini göz önünde tutmalidirlar.

"Onlar erdiler mutluluga, biz çikalim kerevetine". Sevgiyi isleyen masallarin çogu bu cümle ile biter. Genç kizla erkek birbirlerine delicesine tutulmuslardir, araya giren "kötü" kisilere ragmen kavusurlar ve evlenirler. Artik onlar mutluluga ermislerdir, hiç problemleri yoktur ve saadet dolu, civil civil bir evlilik onlarindir. Prensle prensesi veya Asli ile Kerem 'i artik sonsuza kadar sürecek mutluluk beklemektedir.

Romantik ask efsanesi dedigimiz bu sartlanma, bize dünyadaki her genç erkege karsilik, "onun için yaratilmis" bir genç kiz bulundugunu anlatir. Kendisine yazilmis olan insanla karsilasildiginda kisi onu hemen tanir; çünkü ona asik olur. Artik kendi seçtigi insanla karsilastigina ve bu birlesme haliyle kusursuz olacagina göre, birbirlerinin bütün ihtiyaçlarina ebediyen karsilik verebilir ve dolayisiyla da sonsuza kadar kusursuz bir uyum ve beraberlik içinde mutlu yasayip gidebilirler.

Ama gerçek böyle olmaz. Ihtiyaçlar karsilanmazsa, korkunç bir hata yapilmis oldugu ortaya çikar. Demek ki yanlis yorum yapilmistir; ask zannedilen gerçek ask degildir. Ya bosanma veya geçimsizlik evlileri bekleyen akibettir.

Asik olma

Gerçek anlamda "Asik olmak", iki kisinin sadece, birbirlerinin gözlerinin içerisine sevgiyle bakmalari degil; ayni zamanda, tüm fikirleriyle ayni yöne bakabilmeleridir ve bakislarla oldugu gibi ruhen de bütünlesebilmeleridir.

Aslinda "asik olma" sevgiye esdeger degildir. Birincisi asik olma tecrübesinin özellikle cinsel arzu ile ilgili yani vardir. Ikincisi de hiçbir ask, hep devam etmez ve geçicidir. Kime asik olunursa olunsun, bu iliski yeterince devam ederse er ya da geç ask sona erer. Bu, asik olunan kisiyi sevmekten mutlaka vazgeçilir anlaminda degildir. Ama asik olmanin en büyük özelligini olusturan ihtirasli sevgi mutlaka biter. Balayi muhakkak sona erer. Romantizmin açan çiçegi katiyetle solar.

Meshur hik

ZINA ETMEK ISTEYEN GENÇ

Asr-i saadette Peygamberimiz (A.S.) Ashabiyla beraber bulunuyordu. Bir genç çikageldi ve çok saygisizca:

- Ya Resulallah! Ben falanca kadin ile arkadas olmak olmak istiyorum, onunla zina yapmak istiyorum dedi.Ashab-i Kiram, bu durumdan çok öfkelendiler. Içlerinden gazaba gelerek genci dövmek ve huzuru Resulullah'dan çikarmak isteyenler oldu. Bazilari bagiristilar. Çünkü genç çok hayasiz konusmustu.

Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) birakin o genci buyurdu. Resulullah, genci yanina çagirdi, dizinin dibine oturttu. Gencin dizlerini kendi mübarek dizine degdirecek bir sekilde oturttu ve:

- Ey genç, birinin annenle bu kötü isi yapmasini ister misin? Bu çirkin hareket hosuna gider mi? diye sordu. Genç hiddetle:

- Hayir Ya Resulallah, diye cevap verdi. Resulallah:

- Öyle ise o çirkin isi yapacagin kimsenin evlatlari da bundan hoslanmazlar. Sonra:

- Peki, bu çirkin isi senin kiz kardesinle yapmak isteseler, sever misin? diye sorduklarinda genç :

- Hayir, asla! diyerek hiddetleniyordu. Su halde insanlardan hiç kimse bu isi sevmez buyurdu.Sonra Hz.Peygamber (A.S.) mübarek elini bu gencin gögsüne koyarak söyle dua etti:

- Allah'im! Sen bu gencin kalbini temiz kil. Namusu ve serefini muhafaza eyle ve günahlarini da bagisla, buyurdu.

Genç, Resulallah'in huzurundan ayrildi. Bir daha günah islemedigi gibi böyle bir kötü düsünce aklindan bile geçmeden yasamis! Resulallah:''Kadinlarinizin namuslu olmasini istiyorsaniz baskalarinin kadinlarina yan gözle bakmayiniz'' diye emrediyor.

ÇOK ESLE EVLILIK
Mutlulugu artirmak düsüncesiyle yapilan ikinci evlilikler, genellikle eski mutlulugu alip götürdügü gibi kocayi ve esleri depresyona sokabilir.

"Ölüm bizi ayirincaya kadar." Bu sözler Bati uygarliginin evlilige bakis açisini özetliyor. Fakat buna ragmen Ingiltere'deki evliliklerin üçte biri, ABD'dekilerin yarisi bosanmayla sonuçlaniyor. Çocuklarin yüzde 15'inin babasi evlilik cüzdanlarindaki kayitli es degil. Türkiye'de ise durum farkli. Bosanmalar, Avrupa ülkelerine göre çok daha az. Çok eslilik ise kanunlarla yasaklanmis olsa da yok degil. Bu konuda birçok örnek var ;

35 yasindaki bir kadinin sikayetleri ; "Doktor bey, ben ailemin tek çocuguyum. Paylasmaya kesinlikle hazir degilim. Mutlu bir yuvamiz vardi. 16 yillik evliyiz ve üç de çocugumuz var. Kocamla birbirimizi çok seviyorduk, ya da öyle zannediyorduk. Ilk yillarda kocam fakirdi, maasi düsüktü. Ben çalistim, eve katkida bulundum. Her zaman ona destek oldum. Sonralari kocam kazanmaya basladi, maddi durumumuz düzeldi. Hep Üsküdar'da evim olsun isterdim. Evim de oldu.

Keske olmasaydi diyorum simdi. Çünkü tasindigimiz gün hadiseyi ögrendim. Kocam, çocugu yasinda bir çocukla ikinci evliligini yapmisti. Bunun gerçek oldugunu anlayinca sok oldum. Ben ki onun için her fedakarligi yapmistim. O ise kiza bir daire tutmustu. Sasirdim. Kocami dövmeye, ona saldirmaya basladim. Bana bunu nasil yapardi? Çocuklarimin ikisi de bunalima girdiler."

"Peki kocaniz nasil açikliyor bu durumu?" diye soruldugunda söyle anlatiyor ;

"Hakli oldugumu söylüyor, özür diliyor. Kiza acidigini, kötü yola düsmesin diye bu yolu izledigini ifade ediyor. Artik biraktim diyor ama ben yapilan ihaneti unutamiyorum. Hatta ben de ihanet edeyim dedim, yapamadim. Aklimdan bu olay çikmiyor. Kocami affedemiyorum ve ondan nefret ediyorum. Bosanmak istiyorum ; çocuklarim 'anne bizi babasiz birakma' diyorlar."

Kocasi da yaptiklarindan pismanlik duyuyordu fakat bu arada aile perisan olmustu. Bütün fertler bunalim içindeydi. Hatta aile dagilma arifesindeydi.

Ikinci evliliginde mutlulugu bulacagini zanneden kocalar, ilk evliliklerindeki mutlulugu bile bulamayabiliyorlar. Aile düzenleri bozuluyor, hatta ilk esi ikinciyi ilk zamanlar kabullense bile sonralari esler arasinda kiskançliklar bas gösteriyor. Ilk zamanlar cazip görülen ikinci es, daha sonralari pismanlik verici bir durum halini aliyor.

Hz. Peygamber niçin çok esle evlendi ?

Kaynaklar, Hz. Peygamberin, damadi Hz. Ali'nin ikinci Evliligi'ne çok sert bir dille karsi çiktigini açiklamaktadir. Hz. Ali, Ebu Cehil 'in. kizi El-Aura (veya Cüveyriyye) ile evlenmek ister. Bu konuda Hz.Peygamber'le istisare edilir. Hz. Peygamber buna. müsaade etmez ve "...Ancak Ebu Talib'in oglu (yani Hz. Ali) kizimi bosar ve bundan sonra onlarin. kizlariyla evlenir" der. Ibn Sa'd, Hz. Peygamber'in bu evlilige karsi çikmasinin sebebini, (kizi) Hz.Fatma'nin üzülmesiyle izah eder. Bu konuda baska yorumlar da vardir. Kanaatimizce bu rivayet, Hz. Peygamber'in tek eslilikten yana oldugunu ifade eder. Ancak dönemin sartlari ve zorlamalari, hayatinin sonlarina dogru onu da çok eslilige mecbur etmistir.

Hz. Peygamber'in çok evlilikleri Medine döneminde olmustur. Medine'de kurulan Islam devleti, bütün Arabistan'i karsisinda buldu. Kureys kabilesinin Arap yarimadasindaki nüfuzu ve Hz. Peygamber'in yeni bir din getirmis olmasi, bu bölgede yasayan insanlari Medine'de kurulan bu küçük devlete karsi ayaklandirdi.

Hz. Peygamber, herkesle baris yapmak, anlasmak ve meseleleri konusarak bir sonuca varmak istedi, ancak karsi taraf savasmayi tercih etti. Bu gelisme Mekke devrinde oldugu gibi çok yavas seyrediyordu. Savas ayni zamanda iyilesmesi çok zor olan sosyal yaralar açiyordu.

Arabistan 'i cehaletten arindirmak ve Islam'i bu bölgede yaymak için Hz. Peygamber 'in Medine döneminde mecbur oldugu çok esli yasamin asil sebebi budur.

Hz. Peygamber 'in iki cariyesi olmustur. Bunlardan biri Misir lideri Mukavkis 'in gönderdigi Mariye'dir. Hz. Peygamberin ondan Hz. Ibrahim diye bir çocugu oldugu için o hürriyete kavusmus oldu. Ikinci cariyesi Kurayza Yahudileri esirlerinden olan Reyhane'dir. Hz. Peygamber bu kadini azad etmis ve onunla evlenmistir.

Görüldügü gibi Hz. Peygamber'in cariye edinmek için bir istegi yoktur. Bu iki cariye onun arzusu disinda beraber oldugu, sonrada hürriyete kavusturdugu iki kadindir.

Sonuç olarak saglikli bir toplumda Kur'an, tek evliligi öne çikarmistir. Ancak erkeklerin savas veya daha baska sebeplerle azalip geride dul kadinlar, yetim kizlar ve çocuklar biraktigi olaganüstü durumlarda bir erkegin birden fazla evlenmesine de izin verilmistir.

BOSANMA FELAKETI
Bir toplumun saglamligi, ailelerdeki geçimsizliklerin, bosanmalarin az olmasi ile belli olur.

Ingiltere krali Sekizinci Henri, karisindan bosanip baska bir kadinla evlenmek istemis. Papa buna müsaade etmeyince kral, Henri Ingiltere'den Katolik mezhebini kaldirmis, yerine Anglikan mezhebini kurmus. Yani bosanabilmek için bütün bir milletin dinini degistirmis.

Fransa'nin sevilen sarkicisi François Hardy: Sevdigi Jean Mari'den ayriligini unutamiyor ve izdirabini söyle dile getiriyor: "Tuhaf sey, beraberken hiç öyle duygular hissetmiyordum. Ayrildiktan sonra is degisti. Eve dönüste sevilen erkegin orada olmadigini görmek ne demektir simdi anliyorum. Kendime h

EVLILIK VE ASK BÜYÜLERI, MEDYUM, CINCI VE FALCILAR

Anayasa mahkemesi tarafindan 1977'de din olarak kabul edilen büyücülük, ABD'de 100 bin büyücü ve 9 milyon mensubu ile halki kiskaç altina almistir. Pek çok Amerikali, doktorlara gitmek yerine büyücülere basvurma yoluna gitmektedirler. Internet'e de girmis bulunan büyücüler, Hiristiyanliga meydan okuyor ve insanlara papazlardan daha fazla yardimci olduklarini söylüyorlar.

Dini reddeden. fakat huzuru laiklikte de bulamayan Avrupalilar da, mutlulugu medyumlarda ariyorlar. Eski çaglarda k

KISKANÇLIK

Ideal evliliklerin temelinde, dozunda kiskançlik ve esin sadakatine güven duygusu bulunur.

Sokolof 'a göre "Kiskançlik, insanin en az bilinen duygusu ve üzerinde en az konusulan davranisidir. Bir muammadir." Decrates ise, "Kiskançlik, sahip olduklarini koruma isteginden kaynaklanan bir tür korkudur." diyor.

Kiskançligin olmadigi evliliklerde, aile baglari zayiftir. Kadin ve erkek, "kiskanilarak" bir sahiplerinin bulundugunu hisseder ve hatirlarlar. 3 yillik evli bir hanim, kocam ara sira beni kiskanmasaydi, çok üzülürdüm." demisti. "Halbuki kiskanmasi, onun beni hala çekici buldugunu ve sevdigini kabul etmesi anlamina gelir. Laf olsun diye onunla evli olmadigimizi gösterir. Bundan iyi iltifat olur mu?" diye de eklemisti.

Bazi asiri kiskanan tipler aslinda kendileri eslerini aldatmaktadir.bunu bastirma amaciyla esine yansitmaktadir. Kendisi yaptigi için herkesin ihanet edebilecegi kanisindadir. Her seyden anlam çikarir, tartisir, kavga eder. Esi hak ettigi cevabi ona verir, ama yine aldiris etmez. Bazen kaba kuvvete, dayaga basvurur.

Yaslilikta degisik sebeplerle ortaya çikabilen demans (bunama) hallerinde de hastalik derecesinde kiskançlik görülebilmektedir.

Alkol ve bagimlilik yapan maddeleri uzun sure kullanan kisilerde de esini asiri ve patolojik derecede kiskanma görülebilir. Üstelik bu kisiler, eslerini hiç olmadik kisilerden kiskanirlar.

AILEDE MUTLULUGU ENGELLEYEN HALLER

Esler birbirlerine alayla takilmalar ve soguk sakalar yapmak yerine, övgü ve nezakette cömert davranmali; içten ve samimi olmalidir.

Bir erkegin is hayatinda basarili olmasinin, esinin ona destegi ile yakindan ilgisi bulunmaktadir. Iyi bir asçi olmasindan çok, hanimin hos ve güzel davranislariyla kocasina güven duygusu verip vermedigi önemlidir. "Her basarili erkegin arkasinda bir kadin vardir" sözü bu manadadir. Evin hanimi, beyine karsi memnuniyetini belirtiyorsa erkege güven gelir. Erkek, kendince söyle bir düsünceye inanacaktir: "Eger beni begeniyorsa, gerçekten iyi bir kisiyim."

Kadin, erkegini takdir ediyor ve ona inaniyorsa, kocanin içi güven duygusuyla dolup tasar ve önüne hangi mesele çikarsa çiksin, onunla basa çikabilecegini düsünerek evden ayrilir ve dünyaya meydan okumaya hazirlanir.

Ancak adam eve döndügünde dirdir eden, sürekli sik

EVLILIKTE SADAKAT

Evlilikte kaçamak yapanlar çok seylerini kaybedebilirler: En basta esini çocuklarini kendine saygisini sayginligini belki isini ve kariyerini hatta hayatlarini...

Evlilikte mutlu olmak için en önde gelen unsur, güven ve sadakattir. Esi aldatma öyle çikmaz bir yoldur ki bosanmanin basta gelen sebebi ve gerekçesidir. Buna ragmen Bati ülkelerinde sik rastlanir. Maalesef ülkemizde de gerek medyanin ve özellikle televizyondaki pembe dizilerin etkisiyle, gerekse ailelerdeki çözülme yüzünden daha sik rastlanmaktadir.

Sadakatsizlik, yapani ve esini oldugu kadar belki baska bir esi veya çifti de olumsuz etkiler. Çocuklar perisan olabilir. Menfi tesiri anne baba ile akrabalara bile yayilabilir.

Esas zarari ise yapan görür. Is verimi düser, huzuru kalmaz. Hovardalik eden taraf dürüstlügünü kaybeder ve içten içe kendisinin yalanci, sözüne güvenilmez ve vicdansiz oldugunu düsünmeye baslar. Iliskisi sürekli olursa insafsiz ve vicdansizin biri olup çikar.

Kaçamak yapanlar çok seyi kaybedebilirler. En basta esini, çocuklarini, yuvasini, huzurunu, kendine saygisini, sayginligini, belki isini ve kariyerini, hatta hayatlarini... Birkaç dakikalik bir zevk için her seyi riske atmislardir.

Niçin aldatma?

Çikmaz yol olmasina ragmen insanlar niçin eslerini aldatirlar? Cevabi kisa hazlar yasamak içindir. Haz, mutluluktan farklidir. Haz geçicidir, mutluluk ise uzun sürelidir. Hazzin içinde nefsilik vardir. Psikiyatrik tabirle altego ile hissedilir. Mutlulukta ise devamli bir memnuniyet hali, hosnutluk duygusu bütün benlige hakimdir. Mutluluk, daha derinden yasanir ve kalici bir duygudur. Mutlu kisi huzurludur, kendisiyle barisiktir.

Kimle aldatir?

Yapilan istatistikler aldatan kisinin çogunlukla yakin çalisma çevresinden biriyle esini aldattigini göstermektedir.

Suçlu kim?

Evliligin sorumlulugu iki tarafça paylasilir. Bu yüzden suçu tek tarafa yikmak dogru olmaz. Karsilikli sevgisizlik, ihmal ve vakit ayirmamak gibi birçok faktör ise karisir.

Kocasini aldatan birçok kadinin derdini, izdirabini dinledim. Gördüm ki genellikle ruhen ve hissen doyumsuz kadinlardir. Fiziksel, duygusal ve ruhsal açidan tatmin olan bir hanim esini aldatmaz. Hatta böyle bir ihaneti içinden bile geçirmez. Esini de mutlu eder, ona doyum saglar.

Ne yapilmali?

Evlilik, kadin ve erkek iki ferdin bütünlügünden olusur. Bu bütünlük her yönü kapsar. Bu yüzden sevgi iletisimini iyi kurmak gerekir. Karsi tarafla ilgilenmeli, problemlerine ortak olmali, onu mutlu etmeye çalismalidir.

Isyerinde makyajli, parfümlü, güler yüzlü kadinlarla çalisan erkeklerin hanimlari güler yüz ve yakinligi eslerine göstermeli ve onlara kapilmasinin önüne geçmelidirler. Aksam eve geldiklerinde güler yüzle, özenle giyinmis olarak onu karsilayan karisini görünce erkegin içi mutlulukla dolacak, her gün bir an önce eve gelmek için can atacaktir.

Erkegin hanimina vakit ayirmasi sarttir. Eve elden geldigince erken gelmeli, hafta sonlarini mutlaka esiyle geçirmeye gayret etmelidir.

Esler bilmelidirler ki baskasinda cazip gibi görünen özellikler, kendi eslerinde de vardir. Hatta esinin birçok üstünlükleri de mevcuttur. Yeter ki arada iyi iletisim kurulsun, karsilikli sevgi ve saygi muhafaza edilsin.

Yine kari ve koca, eslerini baskalariyla kiyas etmemelidirler. Çünkü her seyin özelligi farklidir. Kendi eslerinin üstün ve güzel yanlarini görüp, bununla mutlu olmaya ve ailelerini mutlu etmeye çalismalidirlar.

AILEDE SIDDET
Esler arasi geçimsizliklerde "siddet" önemli bir rol oynar. Erkegin otoritesini kuramadigi zaman en sik basvurdugu sil

ERKEGIN HANIMI ÜZERINDEKI HAKLARI

3267 - Hz. Hüreyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sayet ben bir insanin baska bir insana secde etmesini emredecek olsaydim, kadina, kocasina secde etmesini emrederdim."

Tirmizi, Rada' 10, (1159).

3268 - Ümmü Seleme (radiyallahu anh


Serbest Kürsü

MollaCami.Com