Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


MUS'AB BiN UMEYR

Onlar için korku ve hüzün yoktu
Onlar sehadeti yudum yudum içmek arzusundaydi.
Onlar kanlarini alllah yolunda infak edenler
Onlar ölümsüzlüGü seçenler
Onlar ölüpte ölmeyenlerdi.


Allah yolunda öldürülenleri ölü zannetmeyin.süphesiz onlar diridirler' ayet-i kerimesine iman etmisler,isittik ve itaat ettik diyerek içlerinde bir dirhem süphe olmadan kalben inanmislardi.
Vucutlari kazanlarda kizdirilmis zetinyaGina atilmasina ramak kalmis iki sahabi, 'keske binlerce canimiz olsada hepsini Allah için verebilsek karaliliGiyla' meydan okuyorlardi müsriklere. Güle oynaya gidiyorlardi ölüme. Birisi kazana atilip etleri kemiklerinden siyrilinca dahi geride kalanin saGlamliGi ayniydi.
Allah-ü Tealanin bu sansli kullarindan biri de Mus'ab bin Ümeyrdi. Öyle yakisikli ve öyle zengindiki Mus'ab bir bakan bir daha bakar,giydiGi elbiseden tavirlarina kadar yaptiGi hersey, Mekkede adeta moda olurdu.Peygamber efedimiz dahi onun için
'' Mekkede Mus'ab B, Ümeyr den daha güzel saçli, zarif elbiseli, daha bol nimetlere sahip birini görmedim '' diyordu.
Zaten inananlar içinde iki cihan günesi aleyhüsselati vesselema en benzeyen sehsiyette Mus!ab ti.
Mus'ab, Efendimizin islama davetine hemen icabet edenlerdendi
Erkam in evinden dünyaya saçilan nurlardan biri de oydu.Ama ne varki Annesi ve kavminin Müslüman olduGunu duymasi onu çok endiselendiriyordu.
Nihayetinde korktuGu bsina geldi Mus abin.

Osman bin Talha isimli sahis onu namaz kilarken görmüs ve ailesine gammazlamisti.O an, baslamisti Mus!ab in çilesi.....
Ona günlerce azab edip hapsetmislerdi. Musab, bu eziyetlerden Allahin izniyle halas olarak,Habesistana göç eden mümünler arasinda yer aldi.
O dünyanin bütün nimertlerini bir kenara iterek inanmisti rabbine. Bu yolda bütün varliGini kaybetmisti.
Bir gün Efendimiz bir grup sahabiyle oturuken Mus'ab Bin Ümeyr çika geldi.Üzerinde bütün vücudunu örtemeyecek kadar küçük yarim bir hirka vardi.Cemaat bu görüntü karsisinda baslarini öne eGdi
Ancak kainatin efendisi onu hayirla yad edip överek: '' Ben bunun Mekkedeki durumunu hatirliyorum.Anne ve Babasi ona çok iyi bakarlar ve nimet içinde yüzdürürlerdi.Kureys delikanlilari arasinda onun gibi düzgün giyinen yoktu. '' demisti.

Mus'ab, dinü mübini anlatmak ve ila-yi Kelimetullah için çalisakcakti. ta ki Uhud savasina katilana dek. Oda uhudun bahadirlari arasinda yer alacak, müminlerin sancaGini tasima serefiyle serefyab olacakti.AldiGi yaralara raGmen ölene kadar düsürmeyecekti Allah ve resulunun isimleri yazili olan sancaGi. Çölün sicak kumlari üzerine saplayip öyle birakacakti kendini, öyle teslim edecekti ruhunu melekülmevte....
Müminlerin sancaGi harbin sonuna dek hiç düsmemisti.O öyle yüce br sahsiyetti ki, sancak onun suretindeki bir melek tarafindan dalgalandirilacak yükseklerede tutulacakti.
Mus'ab yasadiGi gibi, yine hiç bir seyi olmadan yürüyecekti rabbine. Onu tamamen örtecek bir kefeni dahi olmamisti.Sadece bir hirkasi vardi.AyaGini örtsen basi açik kaliyor,basini örtsen ayaklari disari çikiyordu.
O sehadet serbetini yudumlayan sahabilerden yalnizca biriydi. O mus'abti, Ümeyr in oGlu Mus'ab.
Allah tüm sehitler gibi seninde ruhunu sad eeylesin güzel Mus'ab
;( ;( ;(

Amin..

Allah razi olsun..ellerine saGlik..

----Kivrim kivrim siyah saçlar,cezbedici yüzü, mevzun boyu ayakkabidan elbiseye kadar tril tril kiyafeti ile Mekke'nin en zarifi, en narini, en kibari ve en güzeli:



Mus'ab bin Umeyr, çok zengin bir ailenin çocuGu; mükemmel bir tahsil görmüs. Kivrak bir zeka ve üstün fesahat ve belegata sahip.

Bu yüzden de annesi basta olmak üzere bütün aile üstüne titriyordu.Fakat o bütün bunlari bir kenara birakip,tüm iskencelere raGmen islami seçti.

-----Muminler, efendimizin emirleri ile birazcik nefes alabilmek için Habesistan'a hicret ediyorlar. iskencelerden yakayi kurtarmak baska türlü mümkün deGil. Mus'ab radiyallahü anh da aralarinda... Bu öncü sahabi, Habes diyarinda bir zaman kaliyorsa da Peygamber aleyhisselamin askina daha fazla dayanamayarak, yeniden Mekke yollarina düsüyor...

O, Mekke'den içeri girdiGi sirada kainatin efendisi, aleyhisselatü vesselam, Hazret-i Ali Keremmallahü vecheh, ile bir kenarda oturmus sohbet ediyorlar... Uzaktan bir gelen var. Gelen, yaklasinca Resuller sahinin gözleri yasla doldu. Zira dünün o en pahali ve en güzel giyinen gencinin üzerinde eski püskü ve yamali bir entariden baska bir sey yoktur.

Hey gidi hey!... siklik ve zarafetinden yürüdüGü sokaklarda insanlarin pencerelere dökülüp ardinca baktiGi Mus'ab bin Umeyr! Bu ne kahramanca fedakarlikti böyle?.. iste Sevgili Peygamberimiz nemli gözlerle, bunu ifade buyuruyorlar:

[red]-Kalbini Allahü teala'nin nurlandirdiGi su kimseye bakin... Allah ve Resulünün muhabbeti onu bu hale getirmistir.[/red]

"raziyallahü anhüm ve razu anhü" ayeti kerimesinin ma sadaki iste onlardir.


İz Bırakanlar ( İslam Büyükleri)

MollaCami.Com