Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


"Buluşma yerimiz Kevser havuzudur!" :'((

Sevgili Peygamberimiz, Baki kabristanlığını ziyaretinde Ebu Müveyhib'e dönerek; "Ey Ebu Müveyhib! Ben, dünya hazineleri ile ahıret nimetlerini seçmede serbest bırakıldım. İstersen dünyada baki ol, sonra Cennet'e git, istersen Likaullah (Allahü teâlâya kavuşmak) hasıl olup Cennet'e gir dediler. Ben, Likaullahı ve sonra Cennet'i seçtim" buyurdu.

Bir gün de, Uhud'da bulunan şehidler için magfiret dilemek üzere yola çıktılar. Onlar için, Allahüteâlâya uzun uzun yalvararak dua eylediler. Sonra mescide gelip Eshab-ı kirama;
"Ben, sizin Kevser havuzuna en önce kavuşanınız, karşılayanınız olacağım. Sizinle buluşma yerimiz orasıdır... Ben, sizin için, benden sonra müşrikliğe dönersiniz diye korkmam. Ancak dünyaya kapılır, onun içinbirbirinizi kıskanır, birbirinizi öldürürsünüz. Neticede sizden öncekilerin yok olup gittikleri gibi, siz de, yok olur gidersiniz diye korkarım!.." buyurdular. Sonra saadethanelerini teşrif ettiler.

Hastalıkları ağırlaşmıştı. Mübarek hanımefendileri, sevgili Peygamberimizin, hazret-i Aişe validemizin evinde kalmalarını, kendi haklarını ona tercih ettiklerini bildirdiler. Zevce-i mutahharalarının bu fedakarlıklarına memnun olup, hepsine dua ettiler ve ondan sonraki günlerini hazret-i Aişe validemizin evinde geçirmeye başladılar.

Resul-i ekrem efendimizin, ateşi çok artmıştı. Ateşin şiddetinden yatağında, bir taraftan diğer tarafa dönmek mecburiyetinde kalıyordu. O halde iken, Eshab-ı kiram, ziyarete gidiyor, Efendimizin çektiği şiddetli sıkıntıya ziyadesiyle üzülüyorlardı. Hz. Ebu Sa'id-i Hudri anlattı ki:
"Resulullah'ın mübarek huzuruna gitmiştim. Üzerinde kadife bir örtü bulunuyordu. Hastalğın verdiği sıcaklık örtüden dışarı çıkıyor, hararetten elimizi örtüye dokunduramıyorduk. Hayretimizi ve üzüntümüzü gören Resulullah efendimiz; "En şiddetli bela, peygamberlere olur. Buna rağmen peygamberin belalara sevinmesi, sizin, verilen ihsanlara sevinmenizden daha fazladır" buyurdu."

Hz. Ümmü Bişr bin Bera da şöyle anlattır: "Resulullah'ın ziyaretine gitmiştim. Mübarek vücudu ateş gibi yanıyordu. "Canım sana feda olsun ya Resulullah! Ben, hiçbir zaman böyle şiddetli bir hastalık görmedim!.." dedim. Buyurdular ki: "Ey Ümmü Bişr! Hastalığın şiddetli olması, sevabımın çok olması içindir. Bu hastalık, Hayber'de tatmış olduğum zehirli etin eseridir. O etin acısını her zaman duyardım. O gün yediğim, zehir, şimdi ebherimi yani avort damarımı koparmaktadır" buyurdu.


ya resulallah bizimlede inş buluşmayeriniz havzı kevser başı olur y:'((

Enes b. Malik (r.a.) şöyle anlattı:

Bir gün Allah Resulü (a.s.) aramızda bulunduğu sırada birden hafifçe uykuya dalmıştı. Sonra gülümseyerek başını kaldırdı. Biz: Seni güldüren nedir? Ey Allah'ın Resulü! dedik.

"Hemen az önce bana bir sure indirildi" buyurdu ve: Biz sana gerçekten kevseri verdik, bunun için Rabbine ibadet et ve kurban kes; Asıl soyu kesik olan, o seni kötüleyen dirayetlerini okudu. Bitirdikten sonra: "Kevser nedir bilir misiniz?" diye sordu. Allah ve Resulü en iyi bilendir dedik. Buyurdu ki: "O, bir nehirdir. Şanı yüce olan Rabbim onu bana vaat etti. Onun üzerinde pek çok hayır vardır. O bir havuzdur ki ümmetim Kıyamet günü onun başına gelecek. Onun kapları yıldızlar sayısıncadır. Derken içlerinden bir kul hızla çekilir, atılır. Ey Rabbim! O benim ümmetimdendir, derim. Hak Teala buyurur ki: Bilmezsin o (ümmet veya nefis) senden sonra neler neler uydurdu."

:'( :'( :'(.....

ALLAH (c.c.) razı olsun ecyad kardeşim, ahirette kevser havuzu başında efendimizin (s.a.v.) dizi dibinde ebedi saadete kavuşanlardan oluruz inşaALLAH.amin. :'(

İnş rabia kardeşim sendende mevla razi olsun paylaşımından dolayı


--------------------------------------------------------------------------------------------------
...::Hiç bi edeb vasılı hüda olamaz::...

Allah razi olsun ecyad kardeşim havzı kevserde buluşuruzda inş o mubareğin ellerinde su içmekde nasip olur bizlere

Amin kardeşlerim Allah razı olsun ecyad kardeşim


Sahabe-i Kiram

MollaCami.Com