Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Kur'an'da yaratılışa aykırı hiçbir şey görmedim.

Kur'an'da yaratılışa aykırı hiçbir şey görmedim.

Dünyanın en zeki insanı unvanına sahip Dağıstan Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naida Camukova, "Kur'an-ı Kerim'de, insanın yaratılışına aykırı gelebilecek hiçbir şey görmedim." dedi.

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, Yıldırım Koleji'nin öğrencilerine, konferans veren Camukova, 3,5 yaşındayken Kur'an-ı Kerim'i öğrenme hikâyesini anlattı. Camukova, Kur'an-ı Kerim'i Moskova'da öğrendiğini belirterek, "Bir Tatar'ın evine misafirliğe gittik. O zaman dini konular açıktan dışarıya yasaktı. Oradaki beyefendi, Sinbat'ın maceralarını Arapça'dan Rusça'ya çeviriyordu. Sesli çeviri yaptığı için biz de dinliyorduk. Ben orada farklı bir yazı gördüm. Dikkatimi çekti. O ne okuduysa ben de onu okudum. Sonra çeviri yapan çay içmeye geçti. Ben de kitabı aldım okumaya başladım. Benim okuduğumu gören çeviri yapan kişi, babama bu Arapça biliyor mu dedi. O da benim özel durumumu anlattı. Sonra çevirici bana birkaç ayet öğretti. Daha sonra aynı kişinin yanına birkaç kez gittim. Sonraları da gitme ihtiyacı hissetmedim. Okuduğum için ezbere öğrendim. Kalın kitaplar hoşuma gidiyordu. O zamanlar 3,5, 4 yaşındaydım. Ardından Kur'an-ı Kerim'in anlamını bilerek okumaya başladığım zaman 16 yaşındaydım." dedi.

Naida Camukova, bir romandan ilmi olarak alınabilecek şeyin olmadığını, ancak Kur'an-ı Kerim'den öğrenilecek çok şeyin olduğunu ifade etti. Camukova, "Kur'an-ı Kerim'de, insanın yaratılışına aykırı gelebilecek hiçbir şey görmedim." ifadesini kullandı. Camukova, Türkiye'ye karşı özlemini ve gördüğü ilgiyi ise şu sözlerle ifade etti: "İnsanlar evlerinden uzak olunca evlerini özlerler. Evlerini değil evin içerisindeki yakın akrabalarını özlerler. Ama gittiği yerlerde akrabalarını görebiliyorsa ve karşısındaki insanları gerçekten akraba olarak hissediyorsa bu özlemi kısmen olsa da gideriyorlar. Sizin benim evimin özlemini kısmen de olsa giderdiğiniz için teşekkür ediyorum."

Naida Camukova, eğitimin insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için geliştirilmiş bir yöntem olduğunu kaydetti. Camukova, şöyle konuştu: "Eğitim sadece okul değil, okuma yazma öğrenmek değil. Bunlar eğitimin en basit halkaları. Ama eğitimin zor halkaları var. İnsan olarak doğup, kalıcı faydalı bir insan olarak ölmek önemlidir."

Camukova, üstün zekâlı çocukların eğitimiyle ilgili bir yöntem geliştirmek amacıyla Türkiye'de bulunduğunu aktardı. Camukova, "Türkiye'de unvan almak gibi bir derdim yoktur." ifadelerini kullandı. Öğrencilerin sorularını da cevaplayan Naida Camukova, üstün zekâlı olmasından dolayı okulda yaşadığı sıkıntıları da anlattı.

NAİDA CAMUKOVA KİMDİR?

Camukova, 3 buçuk yaşındayken ilköğretime başladı. 11 yıllık okulu yedi yılda altın madalyayla tamamladı. Ortaokul ve lise yıllarında Rus dili ve edebiyatı, matematik, tarih ve coğrafya konularında Sovyetler Birliği birincilikleri aldı. 1985'te lise eğitiminin yanı sıra tıp kolejine girdi. İki yılda hem lise hem tıp eğitimini üstün başarıyla tamamladı. Moskova Devlet Üniversitesi ve Dağıstan Devlet Üniversitesi'nde eş zamanlı olarak eğitimini üstün başarıyla sürdürdü.

Eğitimi boyunca 'Lenin' bursuyla ödüllendirildi. 2001 yılında 25 yaşındayken tarih ve filoloji alanlarında 'dünyanın en genç profesörü' ünvanını aldı. Bu ünvanı en genç alan Profesör Oktay Sinanoğlu, 26 yaşındaydı. 1996 yılında Dağıstan Devlet Üniversitesi'nde Türkoloji bölümünü açtı. 1990 yılından bu yana bu üniversitede görev yapıyor. 25'e yakın kitabı yayınlanan Camukova; Rusça, İngilizce, Fransızca, Türkçe, Almanca, Arapça ve Farsça biliyor. Türk dilini ise Kumukca, Nogayca, Karaçay-Malkarca, Kazakça,Tatarca, Gagavuzca, Azerice lehçelerinde konuşabiliyor. Dağıstan Devlet Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Nadia Camukova, 199.37 IQ ile dünyanın en üstün zekálı insanı unvanını taşıyor. Prof. Camukova'nın hafızasında tam üç bin kitap bulunuyor.

Cihan

Kanaatimce Naida Camukova'nın, bütün toplumları özellikle de İslâm âleminin çok çok önemli bir parçası olan bizim toplumumuzu en çok ilgilendiren tesbiti aşağıdaki sözleri olmalı...

"Eğitim sadece okul değil, okuma yazma öğrenmek değil. Bunlar eğitimin en basit halkaları... Ama eğitimin zor halkaları var: İnsan olarak doğup, kalıcı-faydalı bir insan olarak ölmek önemlidir."

Maalesef bizim eğitim sistemimiz okur-yazar yığınları yetiştirmekten öte bir şey yapmamakta... Mezunlar, koskoca bir okur-yazar ordusunu oluşturmakta... Acı ama gözler önündeki gerçek tablo bu!

Artık okuduğunu anlayan, anladığını gerek söz ve gerekse yazıyla dile getirebilen... Olaylar ve problemler karşısında tefekkür-taakkul-tezzekkür mekanizmalarını çalıştırıp kullanabilen insanlar yetiştirmeliyiz ki, kalıcı faydalı eserler ortaya konulabilsin. Ancak bu neticeyi, bugünkü materyalist zihniyetle alabilmenin de mümkün olmadığı ortada... Öyleyse yapılacak iş; Rasûlüllah Efendimizin (s.a.v.), "İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır" umdesini rehber edinmemiz, zihniyetimizi bu yönde dizayn etmemiz lazım. Hiçbir şey için vakit geç ya da geçmiş değil... Zararın neresinden dönülürse kârdır malum.

Rabbim, her alanda olduğu gibi hususiyle eğitim ve öğretim alanında da toplumumuza şuur ve idrâk ziyadeliği versin. Yüksek zekâlı çocuklarımıza geri zekâlı muamelesi yaptırtmasın.

Selamlar...

Fark buyuk


Kuran. Kerim ve Tefsir

MollaCami.Com